16 Haziran 2021

Sıcak para varsın el yaksın!..

Yerli ve yabancı, eli kalem tutan aklı başında insanların her biri teker teker, ya da hep beraber memleketin ekonomik durumu hakkında, hiç de parlak olmayan gözlemlerini birbirleriyle paylaşıp duruyorlar.

Üstelik bu aklı başında kişiler, akıl almaz ince hesaplamalarla, 'cep delik cepken delik, kevgir misin be kardeşlik' türküsünü çığıranları ikna etmeye çalışıyorlar.

Onlar da, 'size inanmaya da, ince hesabınıza da ihtiyacımız yok, hesap kitap karın doyurmuyor ki' demezler mi?

Söylenenlerin ortak yanı, yaşanan sıkıntıların aşılması, ancak yüklüce miktarda sıcak para ile mümkün olabilirmiş.

Ne yazık ki ülkede, ülkenin kasasında, bankasında, yastık altında, büyükannenin çıkınında, eski bir kitabın sayfa aralarında, giyilmemiş ceketin iç cebinde unutulmuş, sıcağından vazgeçtik, soğuk olanlarına bile çoktan razıymışız, o da yokmuş, öyle diyorlar.

Belleğimizi henüz yitirmedik. Hatırladığımız kadarıyla ülkemizde de, cebimizde de bizi ısıtan, bizim ısıttığımız, üretip kazandığımız sıcacık paracıklarımız vardı. Ne oldu onlara?

Çok ısındı buharlaştı, duman oldu uçtu, bulut oldu, yağmur oldu yağdı. Nerelere?

Meteliğe kurşun atanlara değil elbette, onlara ve olan bitene metelik vermeyenlerin ceplerine, ters çevrilmiş şemsiyelerinin içine yağdı.

Her yer doldu taştı, yağdı Allah yağdı. Öyle ki…

Birbirlerinden avuç avuç yürütmeye bile başladılar, inan olsun.

Kimin eli kimin cebinde? İşte artık bu belli değildi. Hepsine birden kısaca Para Babaları deniyordu, o kadar!..

Belli olan ise, para bu kadar istiflenip çoğalınca, üstelik harcanmayınca eski değeri de kalmadı. Kıymetinin her gün azar azar düşmesi yetmezmiş gibi soğumaya da başlamaz mı?

Paracıkları uçup giden garibanlar ise, elimize birazcığı da geçse, değersiz de olsa, bizim için para buz gibi paradır, diyorlardı.

Bu sızlanmalar, olacak şey değil, eski Para Babalarından birinin vicdanında benzer sızlamalar yaptı, yapmaz mı? Şaşırdı önce, sonra sağa sola olmadık lâflar savurmaya başladı.

Bu sivri uçlu ağır lâflar, istiflenmiş para tepelerine rast geldikçe ortalığı bir şangırtıdır kapladı, ödleri patladı.

Hikâyemiz burada bitmeliydi, ama bitmedi… İşte tam da burada başladı…

Okuyucu buraya kadar okudukça, evet aynen böyle oldu demeye başlamışken, bundan sonrasına, yok artık, diyecekti.

Ne demiştik, ülkenin kasasında, bankasında, yastık altında, büyükannenin çıkınında, eski bir kitabın sayfa arasında, giyilmemiş ceket cebinde unutulmuş, paraya bile çoktan razıymışız, o da yokmuş. Öyle diyorlardı ya.

Öyle söyleniyordu ama, istiflenmiş para tepeleri lâf yedikçe çıngırdıyor, kafalar da tıkırdamaya başlıyordu.

Para yok deniyordu, halbuki para varmış!.. Hem de tepeleme… Yine denildiğine göre, sadece el değiştirmiş!..

Tıkır tıkır düşünmeye başlayan kafalarda, para yine, bu kez ihtiyaca doğru, el değiştiremez mi, diye bir fikir doğmuş ve etrafa yayılmış. Hikâye bu!

Yeter ki, iştahlar kapanmasın, faizler düşürülmesin, enflasyon insin, para damarları tıkanmasın, para aksın aksın dolaşsın, derin derin nefes alsın, üresin!

Hızlı dolaşan para çabuk da ısınır, derler, sıcak para varsın el yaksın…

Para Babaları da nefes alsın, sızlananlar da şööyle bir soluk alsın canım…

Okuyucu da gönlü ferah, içini çeksin;

Yok artık!..

Bizler de aynen, her zaman olduğu gibi çıkıp güzel bir hava alırız…

Yazarın Diğer Yazıları

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor