Ancak doyumsuzluk ipinde canbazlık yapanlar için her an hırsızlık, yolsuzluk gibi, suçlamalarla beton zeminin yasal sertliğine çarpma ihtimali vardır. Bazen dört ayak üstüne düşme şansı olduğu gibi, tepe üstü çakılmak da kaderdendir.
Eğer ipin ucu siyasal iktidarın elindeyse rahatlıkla bir yandan diğer yana yüklüce malzeme taşımak işten bile değildir. Yeter ki, hepbana anlayışının, arada bir de sık sık, birazıdasana kısmı unutulmasın, ihmal edilmesin, edilir mi hiç…
Saz şairi âşıklar gibi, çalıp çağırdığı türkünün karşılığında ne gelirse onu hak sayıp, geçinip gidenler de vardır bu ülkede, her ay dört beş maaş alan diğerleri de. Pisboğazlık ve yolsuzlukla yığılan aşırı paranın nasıl harcandığı, hangi işlere yaratıldığı bilinmeyenler de…
Bilinen ise, ipin altında cambaza bakanların terennüm ettiği açlık şarkılarının, sorumlu siyasetçilerin kulaklarını çınlatamadığıdır…
Canavar enflasyon, kemiğe dayanan bıçak, kokan nefes, guruldayan mide, üstüne oturulan sivri kazık gibi mecazlar da sadra şifa olmuyor.
Oy korkusu ile ipin ucunu kaçıran siyasal iktidarlar ise, manavlarda zerzevat etiketlerine ceza yazarak pahalılığı denetleme, enflasyonu düşürme iddiasında!
Hani, her gün eleştirdikleri, o eski devletçi tek parti yönetimlerinin, hayat pahalılığını gıda ürünlerine narh koymakla çözme acizliğine kendilerini de aynen kaptırmış durumdalar. Hani ne oldu liberal ekonomi savunularına?
Sanmam ki,” iki kişiyi Eminönü meydanında sallandır, bak ne pahalılık kalır ne açlık” demeye kadar vardırılsın homurtular. Allah yazdıysa bozsun!.. Her halde böyle dehşet noktaları çoktaan aşıldı gitti buralardan.
Ama şunu da yaptık, bunu da ettik, onu da açtık, ötekini de verdik, berikini de pay ettik, diğerini kotardık, hepsini dağıttık türünden sahiplenmeler ancak kendi üretim ve ticaret yapan devletçi yönetimlerde bir anlam taşır.
Vatandaşın vergilerini, bir süreliğine, yine onun adına harcamak üzere yetki almış vekilharç yönetimler, har vurup harman savurunca, bu kez yine vatandaşa ileride ödettirmek üzere aldığı borçlar ile iş görmekte ve öyle övünmektedir. Neden peki?.. Onu da siz bulun!..