Ecevit’i siyasetteki nezaketli söylemleriyle, sosyal demokratlığı ile, çalışma hayatına getirdikleriyle, Karaoğlan lâkabı ile ve Kıbrıs Barış harekâtı ile bilirsiniz.
Dahası da vardır;
Meselâ İstanbul Kanalı’nın hem isim babası, hem onu doğuran fikir anası sayılır.
Günümüzde bu işi sahiplenenler onun adını bile anmıyorlar. Bence anmak yeterli değil, arkasını da getirmek gerekir, bu hatırşinaslığın da bir gereğidir.
Şöyle ki;
Bilindiği gibi kendisi söz konusu kanalın İzmit Körfezi’nin bir ucundan Karadeniz’e doğru kazılmasını öneriyordu. İşte şimdi bunu hatırlamak ve Ecevit’in hakkını teslim etmemiz lâzım. Bu kanal açılmalıdır! Böylece gemiler, tankerler, mavnalar, sandallar, yelkenliler ve yelkensiz denizaltılar bu kanalı kullanabilirler.
Nasıl mı? Şöyle;
Deniz araçlarının kuzeyden gelenleri İstanbul kanalından geçip, Marmara’ya girerken, Karadeniz’e gidecekler de Ecevit’in İzmit kanalından geçerek Karadeniz’e açılır.
Gidiş – geliş, endişesiz, rahat ve geniş olur, bu kanallar manzumesi de bir zenginliğimiz sayılır. Biliyorsunuz itibarda tasarruf olmaz. Artık ne kaza, ne yangın, ne tartışma kalır ortada. Memlekete efendim, refah gelir, huzur gelir, demokrasi gelir. Kriz gider, fukaralık gider, enflasyon defolur, vs. vs.
Pardon…Ne oldu?
Bişey mi dediniz, öfkelendiniz mi, saçma mı buldunuz? Olmaz öyle şey mi dediniz?
Çok haklısınız .. Çook!.. Olmaz öyle şey! Bu dediğim de olmaz, diğeri de…
Ne olacaktı ki? Kanal İstanbul yanlış, İzmit benzeri de buna eklenince yanlış iki katına çıkmış olacaktı. Her ikisi de yanlış, ilk yarısı haydi haydi yanlış. Sizi ürküten de bu mu?
Haklısınız. Aslı, doğrusu, binlerce yıl hizmet vermiş, ferahlık getirmiş Boğaziçi orada durup dururken…
Bu kısa yazıdaki öneri, bu iki kanallı çözüm hatta üçlü, Boğaziçi de var, sizi dehşete düşürdüyse, kazmaya niyetlendikleri diğerinin dehşetini bir daha düşünün desem, canınızı sıktığımı biliyorum, özür dilerim.
Ama… Bu işe kalkışanları ve destek verenleri af etmeyin. Merak da etmeyin, tarih zaten bildiğini okur! Çocuklar, torunlar ve onların çocuklarından söz ediyorum. Acı olan ise, iş işten geçmiş olacak, onların yapabilecekleri hiçbir şey kalmayacak, belki lanet okumaktan başka. Yada terk edecekler buraları. Şimdiden kaçan kaçana…
(Lütfen Prof.Dr . Cemal Saydam hocanın bu konuda dediklerine kulak verin)