22 Haziran 2020

Celal Şengör diye biri, tatara titiri*

Ben Türkan Hoca hakkında böyle konuşabilen biri kimdir diye merak ettim. Bilim insanı fetişistliği yaparken, televizyon pop starı olmanın cazibesine, şehvetine yenik düşmüş, sahne ışıkları altında şöhret sarhoşluğuna kapılmış Celal Şengör'ün nasıl biri olduğunu, neler söylediğini anlamaya çalıştım

Kamuoyunda, daha çok katıldığı popüler televizyon programlarıyla tanınan Celal Şengör isimli zat, Rahmi Turan isimli gazeteciye mektup göndermiş. O da mektubu Sözcü deki köşesine yapıştırmış (mektubu okuyarak mı, okumadan mı aldı köşesine bilmiyorum). Türkiye'deki üniversitelerden, eğitimden söz ederken birden bire, rahmetli Türkan Saylan'a laf çakmaya başlıyor Celal Bey. Söyledikleri aynen şunlar: 

"Yere göğe koymadığımız rahmetli Türkân Saylan, YÖK üyesiyken YÖK'ü yuvarlak lâflarla eleştirmekten başka dişe değer tek bir fikir üretemediydi. Cumhuriyet'te yayımladığı saçma sapan bir yazıya ben sert bir cevap yayımlamıştım. Dönüp baktığınızda kendisinin bilim üretiminin de neredeyse yok düzeyinde olduğunu görüyorsunuz.Bu durum, sağ-sol demeden tüm sözde bilim insanlarımızın acınılacak durumuna pek çarpıcı bir örnektir."

Bu ipe sapa gelmez sözleri önce sevgili hocamın oğlu, arkadaşım, kendisi de annesi gibi bir dermatolog olan Dr. Çınar Örge'nin sosyal medya paylaşımında gördüm. Çınar "Sevgili Annem" diye başlayıp, şöyle söylemiş: "Cevap vermemin bile, bu kişinin düzeyine inmemi gerektirdiğini düşündüğüm için sessiz kalıyorum. Bu kişinin bu bilgisizliğini ve düzeysizliğini neye dayandırdığını bilemiyorum. Sen artık aramızda olmadığın için kendini savunamayacağını varsaymış herhalde kendisi. Ben bu söylediği mesnetsiz şeylere karşı, sevenlerini, meslektaşlarını, öğrencilerini ve yetişmelerine destek verdiği gençleri cevap vermeye davet ediyorum."

Sevgili Çınar, merak etme Türkan Hoca kıymetlimizdir, dediğin gibi düzeysizce laf çakılmasına elbette sessiz kalmayız. Daha bir ay önce Türkan Hoca'yı bir bukle de olsa anlatan, anan, özleyen bir yazı yazmıştım (Bir zamanlar Anadolu'da Türkan Saylan'la bir minibüs yolculuğu), ama bu beyefendiye Türkan Saylan'ı anlatmak gereğini duymuyorum. Kendisi zaten milyonların kalbine taht kurmuş, ülkemizin yetiştirdiği çok iyi bir hekim, hoca, aktivist ve sivil toplum önderiydi. Ülkemizde cüzzam gibi yıkıcı bir hastalığın yok edilmesi için yaptıkları tıp tarihine geçmiştir.

Ben Türkan Hoca hakkında böyle konuşabilen biri kimdir diye merak ettim. Bilim insanı fetişistliği yaparken, televizyon pop starı olmanın cazibesine, şehvetine yenik düşmüş, sahne ışıkları altında şöhret sarhoşluğuna kapılmış Celal Şengör'ün nasıl biri olduğunu, neler söylediğini anlamaya çalıştım. Röportajlarını okudum, videolarını izledim. Aşağıda kendisinin söylediklerinden bir seçki sunuyorum:

"Sosyal bilimler bilim değildir."

"Teoloji bir bilimdir."

"Kendi dışkımı yedim.Hatta onun dışında İsviçre'de benim doktora alanımda otlayan ineklerinkini de tattım. Dağ keçilerinin de tattım. Özellikle insan dışkısı acıydı. Ötekiler de tatlı değildi ama ama insanınki kadar acı değildi."

"İnsana dışkısını yedirmek işkence değil."

"Kenan Evren'in 12 Eylül döneminde yaptığı her şeyi tasvip ediyorum. Evet istisnasız."

"Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı müdahale demokrasiyi kurtarmak için yapılan bir müdahaleydi."

"İhtilal ne demektir biliyor musun sen? Devrim ne demektir? Darbe? Zorla bir işi yapmak demektir! Kusura bakmasın kimse."

"Deniz Gezmiş gibi bir eşkiyaya kahraman denildiğini gördüm! Yuh be!"

"Erdal İnönü çok kötüydü, fizik profesörü olmuş birinin fizikte hiç bir şey yapmamış olması. O yaptığı işle ilgili hiç bir şey anlamamış demektir bu adam."

"Ecevit bayağı cahil bir adamdı" 

"Başbakan Ecevit kilowattla, watt arasındaki farkı dahi bilmeyen bir zırcahildi."

"Marx'a ahmak deyip demediğimi hatırlamıyorum, Marx'ın çok akıllı bir adam olmadığını…, aptal demişimdir."

"Hegel'den bahsetme, çünkü o salak."

"'Ben Carl Sagan'ı tanıdım, sahtekarın biriydi. Arkası boş bir adamdı."

"Edward Said entellektüel değildir. "

"E vallahi bir oligarşi yönetmeli bu toplumu."

"YÖK'ün kaldırılması söz konusu olamaz. YÖK'ün kaldırılması ile üniversitelerin düzeni, iletişimi bozulur. Başıboş kalır."

Çınar Kardeşim adamı dinleyip okudukça, cevap vermek için zaman ayırmaya değmeyeceğini anladım. Eski bir halk deyişiyle bitireyim yazımı, sen de sıkma canını.

"Kazara bir taş bir altın kaseye değse, ne taşın kıymeti artar, ne kıymetten düşer kase."


* Aydın (Engin) Abi kusura bakmasın, onun popülarize ettiği Oktay Rıfat dizesini başlık yaptım, ama o kadar denk düştü ki…

Yazarın Diğer Yazıları

Endülüs’te Solan Bahçe

Her şey Flamenko’nun ezgilerinde kalsaydı, kalabilseydi keşke. Ama bizzat flamenko da böyle bir şeydi. O huzurun, sükunetin müziği değildi

Seçimden seçmeler saçmalar

Enteresan ülkeyiz vesselam, biri kendini devletin sahibi sanır, diğeri bir yüzyıldır falan kendinden başka bu ülkede vatansever olmadığını iddia eder

Bir devlet görevlisiyle bir vatandaşın diyaloğu

"Yok Can Atalay, yok Osman Kavala, yok Selahattin Demirtaş... Onlar ne isterse, nasıl isterse öyle oluyor, olacak"