20 Haziran 2016

Avrupa’da yerimizde sayıyoruz

Son yıllarda kişi başına gelir her yıl birkaç yüz dolar artıyor ama AB ortalama geliri de bu kadar artıyor

İktidar mensubu siyasetçiler ve çok bilen danışmanları Avrupa’nın bir türlü ekonomik krizi atlatamadığını, hatta perişan durumda olduğunu, oysa Türkiye’nin ekonomik kalkınmayı azimle sürdürdüğünü, iç ve dış düşmanların sabotajları nedeniyle son yıllarda hızımız biraz kesilmiş olsa da büyük hamlelerin eşiğinde olduğumuzu her fırsatta dile getirmekteler. Doğal karşılamak gerekir. İnanmasalar bile bunu görev biliyorlar. Ama sanırım bu egosantrik iddiaların kaynağında cehaletin payı da küçümsenmemeli.

GSYH ve kişi başı gelir artışlarına dair göstergelerin çokluğunun mesnetsiz böbürlenmelere uygun bir zemin yarattığı bir vaka. Enflasyondan arındırmak için 1998 fiyatlarıyla ölçülen GSYH ekonomik büyümenin yönü ve dozu hakkında bir fikir verir ama kişi başına gelir düzeyleri itibariyle diğer ülkelerle anlamlı kıyaslama yapmak için işlevsizdir. Cari ya da sabit fiyatlarla kişi başı gelir bir şey ifade etmez. En kestirme ve bu nedenle en yaygın kıyaslama aracı cari fiyatlarla ölçülen GSYH’yı ortalama döviz kurunu kullanarak hesaplanan dolar cinsinden kişi başı gelirdir. Ama güvenilir bir gösterge değildir.

Yakın zamanlara kadar bu gösterge yöneticilerimizin pek bayıldığı bir propaganda malzemesiydi. Bildiğiniz üzere AKP iktidara geldiğinde (2003) 3 bin 500 USD olan kişi başına gelir beş yıl içinde 10 bin 500 dolara tırmanmıştı. Üç kat artışla ne kadar övünülse azdı. Ancak son yıllarda dolar cinsinden kişi başı gelir önce yerinde saymaya ardından da geçen yıl 9 bin 300 dolara gerilediği anlaşılınca gözden düştü. O kadar ki, 1 Kasım seçiminden iki hafta önce açıklanan 'Orta Vadeli Program'da bu göstergeye yer verilmeyerek adeta gizlemek istendi.

İşin aslı şuydu: Son dört yıla kadar reel ölçümle kişi başı gelir 2008’e kadar yılda ortalama yaklaşık yüzde 5 kadar artmış ama aynı zamanda bu dönemde yabancı sermaye girişleri büyük miktarlara ulaştığından TL hak etmediği ölçüde değerlenmişti. 3 kat artışın önemli bir bölümü bu değerlenmeden kaynaklanıyordu. Sonrasında ise yıllık kişi başı reel gelir artışı yüzde 2’ye gerilerken, TL de aşırı değerini geri verdi. Dolayısıyla dolar cinsinden gelirde düşüş meydana geldi. Bu kez de muhalefetin çok sevdiği bir gösterge haline geldi.

Dolar cinsinden kişi başı gelirle toplumsal refah gelişmelerini doğru anlamak, özellikle de ülkeler arası kıyaslamada kullanmak pek makbul değildir. Döviz kurunun aldatıcı düzeylerde olabilmesinin yanı sıra mal ve hizmetlerin dolar cinsinden fiyatları da gelişme düzeylerine bağlı olarak ülkeden ülkeye büyük farklar gösterir. 1 kg domatesin Türkiye’deki dolar fiyatı ile Almanya’daki fiyatı arısında büyük fark vardır. Keza, İstanbul’da iyi kalite bir tıraşı 20 Avroya olabilirsiniz ama Paris’te berberler bu parayı bahşiş sanabilir. Kısacası, sanayi ürünlerinde fiyat farkları sınırlıdır ama işlenmemiş gıda ile yerli girdilere dayanan hizmet fiyatlarında büyük farklar söz konusudur.    

Bu sorunları aşmak için aynı mal ve hizmet sepetinin aynı para birimi ile belirlenmiş değeri saptanır ve kişi başı gelir düzeyleri buna göre düzeltilir. Bu düzeltilmiş gelirler Satın Alma Gücü Paritesi’ne (SGP) göre hesaplanmış GSYH olarak adlandırılır. TÜİK geçen Çarşamba günü Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) SGP kişi başı gelir 2015 endekslerini yayınladı. AB üyeleri ile aday ülkeleri kapsayan veriler hem Türkiye’nin Avrupa’ya kıyasla ekonomik refah düzeyi ve gelişmesi açısından durumunu hem de Avrupa ülkeleri arısında yaşanmaya devam eden ayrışmayı gözler önüne seriyor.

AB ortalama kişi başına geliri 100 birim kabul edersek Türkiye’de ortalama gelir 53 birim. AB ortalamasının yaklaşık yarısı. Almanya’da 124 birim. Dünya Bankası SGP hesabıyla dolarla ifade edersek bizde yaklaşık 19.000 Almanya’da 42.500 dolar. Elbette bizden daha geride olan ülkeler de var. En düşük gelir Arnavutluk ve Bosna-Hersek’te; 30 birim kadar.  Bulgaristan, Karadağ, Makedonya, Sırbistan da bizim altımızdalar.

Peki, ilerliyor muyuz? Evet, ama gıdım gıdım. Son yıllarda kişi başına gelir her yıl birkaç yüz dolar artıyor. Ama AB ortalama geliri de bu kadar artıyor. Kıyaslamada yerimizde sayıyoruz. Gerileyenler de yok değil. Yunanistan hala gerilemeye devam ediyor; son iki yılda 74 birimden 71 birime. Keza İtalya da 98 birimden 95 birime gerilemiş. Ambargo yüzünden Rusya pazarını kaybeden Finlandiya zor durumda. Son iki yılda kişi başına gelir 113 birimden 108 birime gerilemiş durumda. Gelişmiş Avrupa ülkeleri ise aşağı yukarı yerlerini koruyor.

Buna karşılık Doğu Avrupa ülkelerinin çoğu arayı kapatıyor. Yani bize kıyasla daha hızlı gelişiyorlar. Ama özellikle bir ülke, İrlanda, doludizgin gidiyor. Geçen yılın reel büyüme oranı yüzde 7,8 olmuş. Adeta ikinci İrlanda mucizesi yaşanıyor. Küresel krizde banka sistemi batmanın eşiğine gelen, çok sert kemer sıkma politikaları izlemek zorunda kalan İrlanda bu yoldan krizi atlatmayı başaran yegâne Avrupa ülkesi oldu. İki yılda ortalama geliri 131 birimden 145 birime yükselmiş. Lüksemburg’u saymazsak, Norveç ve İsviçre’nin ardından en yüksek gelire sahip Avrupa ülkesi durumunda.

 


 

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa’da bireylerin yaşamdan en az memnun olduğu ülke Türkiye

TÜİK, “Ülkenin en önemli sorun sizce nedir?” diye sormak yerine, “Sizce ülkenin en önemli üç sorunu hangileridir?” diye sorsaydı acaba dış göç kaçıncı sırada yer alırdı?

İşsizlikte düşüşün endişe verici arka planı

İşsizlik oranının üç ay gibi nispeten kısa bir sürede 0,7 yüzde puan azalmasına sevinmek için istihdamda esaslı bir artıştan kaynaklanıyor olması gerekir. Oysa istihdamda üç aylık artış 123 binden, artış oranı da yüzde 0,4'ten ibaret. Bu yılın ilk üç ayından ikinci üç ayına istihdam artış oranı yüzde 2,3'tü. İstihdamın hız keserek duraklama eğilimine girdiği açıkça görülüyor

İkinci çeyrekte istihdam artışında tuhaflıklar

Kısacası, nereden bakarsanız bakın 2. Çeyrekte istihdam artışında özellikle de sanayi istihdam artışında bir tuhaflık olduğu aşikâr. İstihdam artışında bir tuhaflık varsa işsizlikteki azalmayı yorumlamaya değer mi? Ben değmeyeceğini düşünüyorum

"
"