05 Haziran 2022

Sulu bende, tütün Elon'da, kuru Süleyman'da

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tartışmasız biçimde, bitirdiğimiz haftaya damgasını vurdu: Sürtük, çürük, eşkıya, yağmacı, mülevves (iğrenç, kirli). Dünya Tütünsüz Günü başlayan iltifatlarına Gezi yıldönümü nedeniyle devam eden Erdoğan'a göre, "kimse kusura bakmasın" onun dili, "halkın dili"

2023'ün 31 Mayıs'ındaki Dünya Tütünsüz Günü Gençlik Buluşması'nda en kalbi duygularını halkın en samimi diliyle seslendiren AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kuru ve sulu içicilerine şöyle seslenecek muhtemelen: "Zıkkımın kökünü için geberesiceler!"

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki buluşmaya protokol diliyle başladıysa da sonrasında "samimiyeti" tercih etti Erdoğan:

"Kusura bakmasın benim vatandaşlarım kadını da erkeği de sigaraya stadyumlarda da devam. Onunla kalmıyor, işte bu kurusu sulusu da var. Buralarda yanında şişeleri ile gelip bütün polislere rağmen içeriye girip orada uygun yerlerde ne yazık ki biraysa bira, farklı farklı onları da içenler var. Yani hem kuru hem sulu…"

Erdoğan konuşmasında uluslararası tütün karşıtlığı konusunda da sık sık telefonlaştığı TESLA şirketinin CEO'su Elon Musk'tan destek isteyeceğini söyledi:

"Elon Musk ile ilk görüşmemde diyeceğim ki, 'bu sigara tüketimine karşı da şöyle biraz para harca' İsabet olur değil mi? Çok büyük paralar harcıyor değişik yerlere biraz da bununla mücadele için eğer harcarlarsa, hele hele Amerika'dan başlayıp tüm dünyaya bu iş çok daha çabuk başarırız."

Ancak Elon Musk konusunda biraz düşünmek lazım. Musk 2018'de katıldığı bir podcast yayınında sunucu Joe Rogan'ın uzattığı esrarlı sigarayı tüttürürken karşılıklı viski içmişlerdi. Rogan, "Daha önce içtin mi?" diye sorduğunda da Musk, gülerek "Evet, sanırım bir kez denedim," cevabını vermişti. Rogan, Musk'ın cevabına pek inanmış görünmüyordu. Demem o ki, Musk hem sulucu hem kurucu görünüyor, sigara karşıtı hareketi geliştirmek için Erdoğan'ın başka bir partner bulmasında yarar var.

Aslında bu konuda Erdoğan'ın pek desteğe de ihtiyacı yok. Senelerdir gittiği her yerde sigara içenlerden, sigara bırakma sözü verdirterek topladığı sigara paketlerini geçtiğimiz şubat ayında Külliye'de sergileyen Erdoğan için yerli ya da yabancı fark etmiyor. Sergideki sigara paketlerinden biri de Erdoğan'ın 2016'da, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sırasında, sigara içme kabininde sigara içen Bulgaristan Dışişleri Bakanı Daniel Mitov'dan aldığı sigara paketi. Mitov paketi kaptırdıktan sonra gidip bir tane daha aldı mı bilinmez ama Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki çalışmaları dur durak bilmeden devam ediyor. Bugün Mitov, yarın bir başka yabancı lider. Böyle böyle bakmışız, Türkiye sigara karşıtı faaliyette bir dünya lideri olmuş.

Alkol ve tütünle mücadele için iş birliğinde Elon Musk iyi bir tercih olmayabilir.

Halk diline yolculuk

Erdoğan'ın sigara karşıtlığı malum. Biyografilerine bakılırsa hayatında sadece bir tiyatro oyunundaki rolü gereği sigara içmiş. Kendisinin yazıp, yönetip aynı zamanda rol aldığı Mas-kom-yah (açılımı "Mason, Komünist, Yahudi") oyunu on kez sahnelenmiş ve dolayısıyla Erdoğan da tüm hayatında sadece on kez sigaranın tadına bakmış.

İçki ve sigara konusundaki faaliyetlerine, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra belediyeye bağlı işletmelerde içki ve sigara yasakları ile başlayarak epey tartışma yaratmıştı. Erdoğan'ın içki ve sigara karşıtlığında kullandığı dili aslında 2010 öncesi ve sonrası dönem olarak ikiye ayırmak mümkün. Birinci dönemde Anayasanın 58'nci maddesinden yola çıkarak halk sağlığını dilinden düşürmezken ikinci dönemde aile bütçesi ve ahlaki değerler öne çıkıyor.

Erdoğan'ın bugünkü samimi millet dilini (bkz. sürtük, çürük, vb.) kullandığı ilk konuşma 14 Ocak 2011'de, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşma oldu. 2011 seçimleri yaklaştıkça eski haberlerin ısıtılıp yayınlanarak ortalığa sürülmesinden şikayetçidir Erdoğan: "Soruyorum değerli arkadaşlarım, sevgili milletime sesleniyorum; Sekiz yıldır hangi özgürlüğü kısıtladık? Özgürlük alanlarını genişletmekten başka. Sekiz yıldır kimin yaşam tarzına müdahale ettik? Kimin yaşamına, giyimine kuşamına müdahale ettik? Herkes istediği gibi giyiniyor, istediği gibi eğleniyor, istediği gibi içiyor, hangisine dedik ki, sen ne kadar viski içiyorsun, şarap içiyorsun, ne kadar bira tüketiyorsun? Böyle bir derdimiz oldu mu? Iksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar..."

O yıllarda halkla bu kadar samimi olmasa gerek ki Erdoğan bu konuşmadan yaklaşık iki hafta sonra Ukrayna seyahati dönüşü gazetecilerin soruları üzerine, "Ben de insanım. Benim de gerilimli dönemlerim, stresli ve sinirli anlarım oluyor. O da benim o andaki gerilimim ya da doğamda olan bir şey olarak alınsın. Benim de hatam olur. Hatasız kul değiliz ya…" cevabını veriyordu.

1 Nisan 2010. Türk-Alman İş Forumu'na katılan Almanya eski Başbakanı Angela Merkel'in yanına iki genç kadın yaklaşır ve fotoğraf çektirmek istediklerini söylerler. Kadınlardan birinin elinde sigara vardır. Tabii ki sigara karşıtı Erdoğan olaya müdahale eder ve genç kadının elindeki sigarayı alıp kırdıktan sonra bir de sigarayı bırakma sözü alır.

Sağlık-vergi eğrisi

31 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı kararıyla yapılan yeni düzenlemeyle alkollü içki ve sigaradan alınan Özel Tüketim Vergisi alkollü içkilerde yüzde 25, sigara ve tütün ürünlerinde de yüzde 10 artırıldı. Geçtiğimiz yıl ÖTV gelirleri içinde alkollü içkilerin payı yüzde 11,1'i, sigaranın payı ise yüzde 32,9 oldu. Tabii buna yüzde 18'lik Katma Değer Vergisi dahil değil. Erdoğan'ın konuşmalarından, vatandaşın sağlığı için devletin bu gelirini daha da artırmaya hazır olduğu anlaşılıyor. Ama tiryakiler nankör, "Sigara vergilerini devamlı artırıyoruz, bundan da çok rahatsızlar. Aç sefil geziyor ama onu almaktan da geri durmuyor. Rakıyı birayı almaktan geri durmuyor," diyor Cumhurbaşkanı. Gerçekten insan çok duygulanıyor. Sadece Erdoğan da değil, kızı Esra Albayrak da yönetiminde olduğu Yeşilay Vakfı ile tüm gücüyle bu savaşın içinde. Alkol ve sigaraya karşı savaşta daha vurucu hamleler için 2014'te Yeşilay'a vergi istisnası, kamu kurumlarına ait taşınmazların 49 yıllığına bedelsiz tahsisi ve Sağlık Bakanlığı bütçesinden ödenek aktarılmasına ilişkin bir yasa bile çıkartılmıştı. Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı'nın açıkladığı harcama rakamlarına göre, 2020'nin ilk altı ayında bakanlık Yeşilay'a 148,5 milyon lira aktarmıştı. Gerçi Yeşilay'ın resmi internet sitesinde faaliyetlere ve harcamalara ilişkin detaylı bilgilere yer verilmiyor ama kesin, yararlı yerlere harcanmıştır. Hele geçen yıl Yeşilay'a 49 yıllığına tahsis edilen tarihi Sirkeci Garı sahasında bulunan liman bölgesinin alkol ve tütün bağımlılığıyla mücadelede kullanılacağı kesin.

"Kuru" kısmı biraz sıkıntılı olsa da o iş de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ellerinde. Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 2021 Türkiye Uyuşturucu Raporu'na göre, pandemi döneminde kuru işleri biraz hızlanmış ama o da tıpkı sulu ve tütün gibi yoluna girecek. Malum onda vergi olmadığı için mücadele daha alengirli yollarla mümkün.

Yazarın Diğer Yazıları

Hile değil, kadim gelenek

Çok partili sistemin ilk seçimi doğru düzgün yapılsaydı, acaba CHP’den iktidarı devralan Demokrat Parti seçim hilelerinde öncülünü taklit etmese, her türlü alavere dalavereyi denemese, bugün farklı bir seçim yaşar mıydık?

Bu kimin gölgesi?

Aynı siyasi gelenekten gelen partilerin ve liderlerinin seçim propaganda dönemindeki durumları çok sıkıntılı. Şöyle ağzını doldura doldura CA-HA-PE zihniyeti demek varken ortak seçmeni küstürmemek için kulağı tersten göstermek zorunda kalmak çekilecek dert değil

Moruk ne zaman öleceksin?

İşsizlik, mülteciler yüzünden, ahlaksızlık, laikler yüzünden, uyuşturucu, yabancı mafya yüzünden tırmanıyor. Hazine de 16 milyon emekli yüzünden meteliğe kurşun atıyor