05 Ocak 2015

Kutlamayla kutlamama arasında kaldık!

O Ses Türkiye halkını günaha sokmadan eğlendirerek zirveye oturdu.

Hem Müslüman hem laik olunamadığından ancak her ikisinden de vazgeçilemediğinden yılbaşı kutlamaları bu minvalde ıkına sıkıla, fazla göze batmadan, coşmadan ama yine de ucundan kıyısından, köşesinden hafifçe kutlandı. Televizyon kanalları kıvırmada, çevirmede, duruma göre kafasını ve poposunu ayrı oynatmada dansözlere taş çıkarttılar. Çünkü bu sene yeni bir ayet bulundu herhalde ki yılbaşı kutlamaları günah ilan edildi. Şimdiye kadar günah değildi ya da en azından bu kadar büyük günah değildi galiba. Kanallar sonuna kadar muhafazakarlaşırken tüm dünya nimetlerinin hepsini görmek ama yine de bütün sevapları kazanmak isteyen seyirciye ne göstereceğini şaşırdı. Özetle ha babam de babam bir o yana bir bu yana yatan kanallar şaşkındı ve seyirci ortada kaldı.

Yılbaşı özel programları yapıp dikkat çekmemek ancak seyircinin de 31 Aralık gecesi beklentisini karşılamak elbette çok zordu. Tabii ki müthiş bir formül uydurdular ve normal yayın akışını bozmadan içine biraz şarkı, türkü, sim ve bolca kırmızı koyarak durumu idare ettiler. Yarışmalar devam etti, diziler aynen yeni bölümleriyle yayınlandı ve kimsenin hatırı kalmasın diye her yapımın içinden azıcık, hafiften, belli belirsiz ama inkar edilemez şekilde eğlence geçti. ‘Kutladık ama abartmadık yani, kutlamadık bile sayılır’ gibi bir bölgede sallanıldı… Ne şiş yandı ne kebap! Ne İslamcılar sinirlendirildi ne laikçiler darıltıldı.

Ne de olsa hızla gelişen ve son sürat ilerleyen bir toplum olduğumuzdan son yıllarda kimileri tutkuyla müslümanlaştı, kimileri delicesine laikleşti. Yani kutuplaşan kitleleri sinirlendirmemek ve ne aşağı ne yukarı tükürmeden orta yolda yürümek ayrıca sanata dönüştü. Örneğin Acun Ilıcalı bu sanatı en hakkıyla icra ettiğinden yılbaşı gecesi en yüksek reytingleri ‘O Ses Türkiye’ ile yine o kazandı. Çünkü kendisi kravatsız Başbakan ve Cumhurbaşkanı’yla görüşebilecek kadar dindar ve memleketin tüm starlarıyla el ense şakalaşabilecek hatta şaka yapması onur sayılacak kadar modern, bilge ve laik bir şahsiyet olduğundan durumu kotardı. Dolayısıyla bir bünyede toplanması imkansız tüm hassasiyetler kendisinde fazlasıyla mevcuttur, aynı anda müslümanlaşarak hatta skor sayıda sevaba girerek laik programlar yapabilmektedir. Dahası bu program yılbaşı gecesi yayınlandığı ve eğlendirdiği halde yılbaşı kutlaması yapmamayı becerdi. O Ses Türkiye halkını günaha sokmadan eğlendirerek zirveye oturdu.

Öte yandan tüm bu politikaların yeşerdiği kutsal devlet kanalında Ertuğrul dizisinin yeni bölümü yılbaşı olduğu için yayınlanmadı ancak eğlence programı da yapılmadı. Yılbaşı gecesi adeta zaman donduruldu. Tam mufazakar ve hafif laik iktidar kanalı şaşkınlık, bocalama ve tıkanma halini resmen ilan etti. Böylece halk iki kere sinirlendirildi. Hem kutlama yoktu, hem normal yayın iptal edildi.  Durup dururken hem dizisinden edilen hem de eğlencesi yasaklanan Ertuğrulcular haklı olarak çıldırdı, kanala tepki üzerine isyan yağdı. Diğer kanallar iyi kötü programlarını seyirciye yedirmeyi başarırken devletin televizyonu kendi koyduğu engellere takılıp düşerek yine bir ilke imza atmayı başardı.

Böylece 2015’e sessizce girilmiş oldu. Kaldı ki halkının yasını, acısını ve sorunlarını açıkça gündeme getirip seyircisiyle paylaşamayan kanalların eğlence ve kutlamasını da kaçak yapması çok şaşırtmadı. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bartleby bu sezon Cihangir Atölye Sahnesi’nde ‘durmayı tercih ediyor’

Ah Bartleby, ah insanlık, ahhh dünya! Senin ahın her ‘hayır’ demeye cüret edildiğinde aynı tazelikle duyuluyor ve bu sezon Cihangir Atölye Sahnesi seni tercih ettiği için bu ahhh çok doğru bir yerden yüreklere, akıllara değmeye zarifçe dokunuyor, izi kalıyor

Affetmeden uzlaşmak mümkün müdür ve "Uzun Yol"

"Yüzleşmek suçun gerçekliğini kanıtlamaya mı gerekçelerini anlamaya mı yaklaştırır?", "Yoksa yüzleşmek intikam ve misilleme tuzaklarından uzaklaştırarak dengeyi mi sağlar?", "Yüzleşmek suçluyu aşağılamanın medeniyet maskesiyle saldırısı mıdır?", "Bağışlama, insanın önce kendisini sonra çevresindekilerle ilişkilerini onaran bir erdem midir?" … Ya da "Affetmeden uzlaşmak mümkün müdür?"

"Tarihte Yaşanmamış Olaylar" yaşıyor!

-Oyun büyük cümleler, çarpıcı sloganlar, ağır mesajlar ya da çiğ esprilerle seyirciyi etkilemek yerine transparan ilmeklerle birbirine bağlanarak Ülkü Tamer duygu ve düşünce dünyasına hizmet ediyor

"
"