Dikkat! Kumandayla atılacak en küçük tur bile bünyede bazı ciddi ve kalıcı hasarlar bırakabilir. Bu küçük turlar sırasında tansiyonunuz da ani inişler çıkışlar, mideniz de bulantı ve kusma, eller ve ayaklarda karıncalanma, bağırsaklarda huzursuzluk, kalpte sıkışma, körleşme, sağırlaşma, acıya duyarsızlaşma, zeka geriliği, felç ve çok daha fazlası olasıdır, normaldir. Bir gün içerisinde birden fazla program alışık olmayan kişilerde ölüme sebebiyet verebilir.
Gündüz karanlığı
Gündüz kuşağı programlar ‘evlilik’, ‘mutfak’ ve ‘kayıp arıyor gibi yaparak insanları rezil etme’ gibi üç önemli konsept üzerinden ilerliyor. Bu programların temel öğretileri şöyle özetlenebilir:
Kadınlar kesinlikle evlenmeli, evli ya da değil mutfakta ha babam de babam pişirmeli ve eğer kendisi ya da yakını kaybolduysa tüm toplum avukatı doktoru programcısı el ele verip televizyonda aranmak suretiyle doğduğuna pişman edilmeli, kesinlikle linç edilmeli. Bu öğretileri küçük bir kumandayla kanal taraması yaparken edinmek mümkündür ancak yine de ruh ve beden sağlığı açısından tehdit edici olabileceği unutulmamalıdır! Ne de olsa ‘gelinler ve kayınçolar tepişiyor’, ‘kaynanamın en sevdiği kinoalı salata’, ‘organik anne sütü emmiş damat arıyorum’, ‘ev kızlığında üst bilinç’, ‘ev kadınlığında zirveye sütlaç yaparak yerleşme’, ‘yemek pişirme sanatında pişirmeme’, ‘dantel üstü boncuklu yatak örtüsü yapmanın faydaları’ ve ‘gelinlik kızların spor günlüğü’ gibi yayınlar kimi eğitimsiz ve hazırlıksız izleyici için şok edici olabilir. En azından bir kere de tam bir kanal gezisi yapmak ilk kez Türkiye gündüz kuşağıyla karşılaşacaklar için ağır, komplike ve çok tehlikeli olacaktır.
Bu gibi cahil cühela için işe magazin programları özellikle de Hakan Ural gibi aydınlarla başlamak oldukça faydalı olacaktır. Çünkü ulu düşünür Hakan Ural tüm samimiyetiyle güncel konuları felsefi bir şekilde anlatıyor. İyi ki böylesi değerli kanaat önderlerimize yer veriliyor da böylece kendisi her probleme geliştirdiği özgün teorileriyle akıl almaz çözümler sunuyor.
Aynı saatlerde diğer kanallar Survivor’dan elenen, yemek programında sütü taşıran, Instagramda renk uyumsuzluğuyla marjinalliğinden taviz vermeyen, klibi her yerde yayınlanıp hiçbir yerde seyredilmeyen birbirinden kıymetli ‘sanatçıyı’ konuk ediyorlar.
Öte yandan mutfak biliminde sınır tanımayan aşçılar, beslenme uzmanları, yeme/içme/dışkılama koçları topluma her lokmayı ağızda ne kadar, nasıl, neden, ne zaman hangi sıralamayla çiğnemeleri, yutmaları, tutmalarını ve daha sonrasını adım adım anlatıyorlar.
Diğer yandan gerektiğinde tatlı gerektiğinde sert ancak her daim milli mesajlarla bezeli doktor, avukat ve programcı kadınlar kayıpları aramaya başlıyorlar. Ancak bu kayıplar dominant cinsiyet, dil, din ve/ya ideoloji dışındakileri içermiyor. Aradığına değmeyecekler için uğraşmamaları öğretici ve akılcı bir duruşu örneklendiriyor. Tüm program boyunca verdikleri ahlak dersleri özellikle ‘namus bekçiliği’ konusunda halkın gelenek ve göreneklerini doğruluyor, temize çekiyor. Öylesine etkili ve bir ağızdan esip gürlüyorlar ki ‘namus seminerleri’ niteliğindeki söylemler polisiye eylemlerle birleşince hipnotize edici bir güçle halk dersini alıyor, ezber ediyor.
Ancak yine de kumandayı yaşlılardan, çocuklardan, hamilelerden ve bu toplumu tanımayan yabancılardan uzak tutmalıdır. Kumandayı sağlam bir yere oturduktan sonra açmak ve hareket halindeyken kanal değiştirmemek önemle hatırlatılır. Zira gündüz karanlığının şakası olmaz, aşırı program yüklenenlerde ‘mutfak robotluğu’, ‘yemekte glüten kontrolörlüğü’, ‘dedektörle bakire gelin arama’, ‘seri olarak havlu kenarına dantel oyalama’, ‘gördüğü her tahtayı boyama’, ‘komşularda ceset arama’ gibi semptomlar sıklıkla görülmektedir.