12 Mart 2013

Narahat olma Əkrəm usta, tək deyilsən (Merak etme Ekrem usta, yalnız değilsin!)

Ekrem Eylisli’nin Halk Yazarlığı unvanı Azerbaycan Hükümeti tarafından geri alınıyor

Mehmet Emin Yıldız’ın BBC ve değişik haber sitelerinden hazırladığı ve derlediği haber aslında başta Uluslar arası Belge Yayıncılık’ın kurucusu ve yöneticisi, Yayın Özgürlüğü Komitesi Başkanı, değerli aydın Ragıp Zarakolu öncülüğünde bazı aydınların çoktandır içinde oldukları hazırlıkları gün yüzüne çıkarır nitelikteydi.

Azerbaycan’ın Sovyet döneminden beri sınırları içinde iki özerk (ezici çoğunluğu Ermenilerin yaşadığı) cumhuriyetten birisi, Nahiçevan’ın Ordubad ilçesi, Eyisli köyünde 1937’de doğmuş; 1967’de Yazarlar Birliği’ne üye seçilmiş, 1968’de Lenin Konsomol (Genç Komünist) ödülüne layık görülmüş, Halk Sanatçısı olmuş hatta 2005’te ise mebus seçilmiş, Ekrem Eyisli’nin başı ciddi dertte. 

- Ekrem Eylisli’nin Halk Yazarlığı unvanı Azerbaycan Hükümeti tarafından geri alınıyor

- Aylık 1.270 ABD Dolar (ciddi meblağ) tutarındaki emekli aylığı Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev tarafından kesiliyor.

- Yazarın eşi ve oğlu da bu yüzden işlerinden kovuluyorlar.

- Kendisine düşmanlık yapan gruplar ‘baltanı al gel’ sloganlarıyla, her gün evinin önünde toplanıyor, onun kitaplarını yakıyorlar.

- Devlet resmi yayın organları dâhil, Azeri gazeteleri Eylisli’nin Azerbaycan vatandaşlığından çıkarılması, bütün unvanlarının elinden alınması ve ‘vatan haini’ ilan edilmesini talep ediyorlar.

- En son, iki gün önce hâlen Azerbaycan Parlamentosu’nda milletvekili, Hafız Hacıyev'in, yerel medyaya Eylisli'nin kulağını kesip getirene 12,700 dolar ödül vereceğini açıklıyor.

Buraya kadar bile, nasıl bir ülke, toplum, yönetim ve nasıl şartlarda insanların yaşadığını gösteriyor…

Pekiyi, 75 yaşındaki bu edebiyat emekçisi, ülkenin medar-ı iftiharı kelimenin tam manasıyla bir linç hareketine hedef seçilmiş olmasının nedeni ne biliyor musunuz?

Tabii, bütün ülkelerde, toplumlarda görülen bir hastalığın, Azerbaycan coğrafyasının, akıl almaz bir oranda, neredeyse her köşesinde esen ve etkisi olan Ermeni düşmanlığı rüzgârının bir tezahürü…

Sebep, bu değerli yazar, aydının, sanki insanların kemiklerine kadar işlemiş (kibarca deyişle) Ermenilere karşı-genellemeci önyargılı furyasına karşı geldiği için; dahası 1990’lı yıllarda Karabağ’da (nedense eski İçişleri bakanı İdris Naimi Şahin’in de dâhil olduğu Ermenilere karşı Hepiniz Ermeni’siniz, hepiniz piçsiniz gösterilerine bizzat katıldığı Hocalı katliamlarında hiç sözü edilmeyen) Ermenilere karşı yapılan mesela Sumgayit pogromu, korkunç toplu saldırıları romanında konu ettiği için…

Ait olduğum toplum, bütün dünyanın gözü önünde bu kadar gaddar tanınmamalı diye, cesurca, müthiş bir yurtseverlikle haykırdığı için…

Azeri toplumunun, Azerbaycan ülkesinin, Azerbaycan’ın hayli yaralanmış onurunu şereflice kurtardığı için…

Azerilerin, bütün dünyada müthiş bir sansürle, akıl almaz bir telaşla köşe bucak sakladıkları Karabağ Ermenilerine karşı yaptıkları vahşeti hele-hele Sumgayit pogromunu örtbas etmeye uğraşırken, dünyada maalesef şunlar, şunlar ve bunlar yapıldı Ermenilere karşı diye yazmış olduğu Taştan Hayaller adlı romanı tabii Azerice basılamamış ama kıyaslanamayacak kadar okuyucu potansiyeline sahip, bütün dünyaya ulaşılabilirliği açısından çok imkâna sahip Rusça Drıjba Narodov’da (Halkların Kardeşliği’ dergisinde yayınlandı.

Zarakolu, Hrant Dink benzeri yeni bir cinayetin yeniden işlenmesine en gel olmak için uluslararası kamuoyunu, Türkiye ve Azerbaycan demokrat kamuoylarını Ekrem Eylisli ile aktif dayanışmaya çağırıyorum diyor…

Ama Ekrem Eylisli, Ermeni bir yazarın da bir gün Azerilerin çektiklerini yazmasını umuyorum deyince, hafızamızı fazla zorlamadan hatırladıklarımızı T24 İnternet gazetesi aracılığıyla aktarmak ve seslenmek istiyoruz sevgili varbed’e, Ermenice usta’ya…

1986 yılında, SSCB’de Glasnost ve Perestroyka rüzgârları estiği zaman, o zamana dek itiraz etme, protesto etme, gösteri yapma gibi alışkanlıkları olmayan gençlik, sanki kendini ifade etmek için fırsat arıyordu… Birikmiş enerjisiydi boşaltmak istediği ve işte bu yüzden sonradan çok pişman olduğu gösterilerde de bulundu, sonuna kadar haklı çıktığı da…

Pişman olduğu yanlış olan hareketlerinden biri de, Erivan Üniversitesi’nde o zamanın Ermenistan Yazarlar Birliği Başkanı, yazar Vartges Bedrosyan’ın Grage Şabig yani Ateşten Gömlek (ne ilginç değil mi, Halide Edip Adıvar’ın romanıyla aynı adı taşıyor)  adlı romanını yakıyorlardı (autodedafe). İlk defa olarak bir Ermeni romanında Ali adındaki bir kahraman olumlu gösterildiği ve bazı Ermenilerin de davranışları eleştirildiği için….

Yani tıpkı bugünkü Azeri yazar Ekrem Eyişli’nin yaptığı gibi…

Rahmetliyle sadece tanışmak değil, birlikte çalışmak onuruna sahip olmuştum…

Ruhu şad olsun Vartges Bedrosyan’ın…

Sevgili Ekrem Eyisli’ye de uzun ömürler ve sabırlar diliyoruz…

Ama en önemlisi Ekrem usta, merak etme, yalnız değilsin diyoruz:

Narahat olma Əkrəm usta, tək deyilsən

 


 

Yazarın Diğer Yazıları

16'ncı Altın Kayısı Festivali'nde Türk asıllı yönetmen ve Türkçe filmler de ödül aldı

Ermenistan Başbakanlığın ödülü, bizim ‘GAIFF Sinema’yı Kalkındırma Platformu’, Ermenistan’dan Datev Hagopyan’ın ‘Tagart (Tuzak)’ filmine takdim edildi…

Ve "iyi ki var" dediğimiz 16'ncı Yerevan Altın Kayısı Film Festivali'nin sonuna geldik...

Güzel, eğlenceli, değişik yani yeknesaklıktan kurtaran ama belirli bir düzene ve disipline alışkın özellikle yabancı konuklar için biraz yorucu ve yıpratıcı ama ‘araziye uymaya çalışıyor’ insanlar, ne de olsa kayısı ülkesi… 

‘Azerbaycan Filmi’ derken

İnsanlığın unuttuğu ulvi değerleri, günümüzde inatla yaşatan Malakanlar!

"
"