Davutoğlu dün Kılıçdaroğlu’na, “Sadece sussun” demiş. Kendisinin Kılıçdaroğlu’nun aklına ihtiyacı yokmuş. Ve ne acıdır ki…. Öncesinde de herkes komşuna “es selamünaleyküm’ desin, ve kucaklaşsın” demiş…. Burada oturmayan nedir?
Bunca zaman nefret ekilmiş bir toplumda, silahın, uyuşturucunun, kim olduğunu bilmediğimiz milyonlarca insanın kontrolsüz girip çıktığı bir ülkede, şimdi “aaa neden de sokaklara döküldüler de neden de adam öldürdüler” diye sormak tuhaf değil mi? Ya da bütün bu olanları sürekli sizi o çok kıymetli koltuğunuzdan etmek isteyenlere (dış mihrak mıydı nasıldı?) atıf etmek?
Ve eğer muhalefete “Sus senin fikrine ihtiyacımız yok” diyecekseniz bu nasıl bir demokrasidir? Neden siyasete girdiniz eğer muhalif ve farklı fikirleri dinleyemeyecekseniz? Eğer demokrasi artık yozlaşmış Batı’nın emperyalist etkisi diyorsanız, o zaman İslamiyet’in kibir üzerine sözlerini düşünmemiz gerekebilir elbette. Kuran’da onlarca farklı ayette kibir, cehennem ateşi ve şeytan ile birlikte anılmaz mı?
İslami söylemleri ve demokratik gereksinimleri bir kenara bırakırsak bir de elbette şunu sormak gerekiyor… Ülkede 30 kusur kişi 2-3 gün içinde sokakta can vermiş, binlerce bina yakılıp yıkılmış, onlarca linç sahnesi yaşanmışken, nasıl muhalefet liderine senin aklına ihtiyacımız yok diyebilirsiniz?
Bir de işin diğer boyutu var… Twitter’da sürekli hoşlanmadığı konularda yazanlara “Susun artık” diye emir kipinde akıl öğretenler… Hayır Twitter anladığım kadarıyla konuşmak için kurulmuş bir network, susmak için Twitter’a gelmek çok anlamlı değil. Siz kendiniz susabilirsiniz, bizleri dinlemeye bilirsiniz elbette, ama bize neden susun diyorsunuz? Hele de bunu yapanlar devletin önemli kadrolarında çalışan kişiler ise, görevleri bu ülkeyi temsil etmek olan kişilerin, “susun” emri vermesi bize neyi anlatıyor?
Yazmaktan ellerimiz “carpal tunnel” sendrome kurbanı oldu ama kaç gazeteciye, kaç akademisyene, kaç sanatçıya ve hatta ulemaya saldırdınız fikir bildirdikleri için? “Susun, parti kurun, sen kimsin be, aklını kendine sakla, terbiyesiz, militan”…. Oysa bizler sadece farklı fikirleri sözcüklerle ifade etmek için çabalıyoruz…Sizin kadar bilgili, akıllı, görgülü, dindar, ve hatta iyi ahlaklı olmayabiliriz, elbette bunların hepsini en iyi sizler bilirsiniz…Tabii buna hiç şüphemiz yok ve lakin yine de bizlerin de konuşma hakkımız var, sizin de dinlememe hakkınız var. Hoşunuza gitmiyorsa Twitter’da o insanları izlemeyin, yazılarını okumayın, TVlerde sesini kapatın, ben bazen öyle yapıyorum inanın gökyüzünden taşlar yağmıyor… Ama bize susun demeyin…. Susturulmuş insanların nasıl vahşete başvurabildiklerini daha fazla bizlere tecrübe ettirmeyin lütfen…
Bu arada konuyla alakası yok ama sormadan edemeyeceğim sizin Kasım Süleymanı’niz yok…Buna üzülüyor musunuz? Ve gözü yaşlı ama aynı zamanda çok maço söylemler Ortadoğu’da bir gun herhangi bir başarı getirecek mi? Bence fazla umudunuz yok!
İnşAllah o hikaye doğrudur …ve….. Cehennem kibirlileri seviyordur….