Bir siyasi seçimin sonucunu kampanyadan ziyade o seçimin yöntemi (methodu) belirler. Yine de siyaset bilimciler ve gözlemciler için kampanyalar çok eğlenceli platformlardır.
Bu seçim dönemi de dolu dizgin başladı. Muhalefetin adil olmadığını ifade ettiği bir seçim sistemi elbette “son derece objectif” erkeksi saç kesimi ve kızgın bakışlarıyla bizleri suzum suzum süzen bağımsız kadın gazetecimizin bal damlayan kalemleriyle dalgaya alındı. Haklı elbette bu derin bağımsız gazeteciler… Şikayet etmeyelim… Onurumuzla kaybedelim. Başbakana istifa et yarışa girmeden demeyelim bence de nasıl olsa ise yaramayacak… Devletin imkanları kullanılmasın da demeyelim… O da ise yaramayacak…
Makul isteklerle çıkalım yoksa bakın bağımsız gazetecilerimiz çok kızıyorlar. Mesela, hep ABD sisteminden dem vuruluyor. En son başbakanımız ABD Başkanı Obama’da senatodan istifa etmediler başkanlık yarışına girerken dediler mesela. Örneğimizi ABD olarak alıyor, çıtayı oraya koyuyorsak, neden biz haftada bir kere üç adayın birarada eşit zaman verilerek, ama bu sefer gerçekten “objektif” bir TV kanalında ve eşit sayıda taraftar karşısında bir tartışma programında bir arada olmasını istemiyoruz. Gelenektir mesela ABD’de başkan adayları üniversitelerde buluşurlar. Güzel olmaz mıydı Başbakan Erdoğanı, çatı adayı İhsanoğlu’nu ve HDP’nin adayı Demirtası aynı platformda eşit sürelerle kendilerini ifade ederken, yarışırken görmek?
Yıllardır izlediğim yürekli başbakanımızın böyle bir platformu çok iyi değerlendireceğine eminim. Acaba Demirtaş ve İhsanoğlu kaçar mıydı böyle bir tartışma programından? Bir ay var seçime, her hafta bir üniversite’de program… Benim üniversitem, ODTÜ’den başlamalarını dilesem, 1990lardan kalma saç kesimiyle köşesinden kızgın bakışlar atan gazeteci hanım üzülür, gücenir mi sizce?
@pinartremblay