Bir Nisan günü Sabahattin Ali'nin ölüm haberi alındı.
Kocaman bir yüreği vardı. Dağları, duvarlara vuran dalgaları, Filiz'i kucaklamıştı. Ve bıkmadan, gene gen sevmişti.
"Ben gene sana vurgunum."
Büyük usta "aldırma gönül aldırma" demiş olsa da, ülkesindeki her soruna aldırdığını biliyorum.
Ben de ülkemin önemli bir sorununu her geçen gün endişe ile izliyorum. Halk Sağlığı doktoru olarak COVID-19 salgınının kontrolden çıktığını gözlemliyorum. Evet, endişeliyim.
Ve, bu endişelerimin tamamı, Halk Sağlığı Uzmanları Derneğimizin (HASUDER) bugünkü görüş yazısında karşılık buluyor.
HASUDER, özetle, salgında 3. dalgaya girmişken ve olgulardaki yükseliş sürerken, toplumdaki açılmaların daha fazla hasta ve ölüm demek olduğunu, aşılarımıza biraz zaman kazandırmak için, salgının toplumdaki yükünü azaltmak gerektiğini, söylüyor.
Hemen şimdi, daha fazla toplumsal önlemlere gereksinimiz olduğunu,
Hemen şimdi, bu önlemlerin yetkililerce alınması gerektiğini, söylüyor.
Bu hafta sizinle uzmanlık derneğimin görüşünü paylaşıyorum.
Büyük Usta Sabahattin Ali'yi saygıyla anıyorum.
"Hemen şimdi, daha güçlü toplumsal önlemlere gereksinimimiz var!"
Yeni Koronavirüs (COVID-19) pandemisinde en yüksek olguların görüldüğü günleri yaşıyoruz.
Pandeminin 3. dalgasında olgularımızın sert tırmanışı devam ediyor.
Varyant virüslerin ülkemizde görülmeye başladığı ve test pozitifliğimizin de artmakta olduğu Mart ayında herhangi bir bilimsel gerekçe olmaksızın yeniden açılma dönemine girdik. O günden bu yana olgular hızla artmaya devam ediyor.
COVID-19 pandemisi tam korunma sağlayan bir aşının varlığında bile en az yüzde 65 oranında bağışıklık gelişinceye kadar toplumda ciddiyetini sürdürecek. Sağlık Bakanlığı tarafından bildirilen rakamlara göre, hastalığı geçiren (3,4 milyon kişi) ve ikinci doz aşısı tamamlanan (7,2 milyon kişi) toplam kişi sayısı dikkate alındığında, COVID-19 için toplumda ulaşılan en düşük bağışıklık düzeyinin yüzde 12,8 olduğu varsayılabilir. Saptanan her olguya karşılık en fazla 10 katı kadar da belirtisiz olguların olduğu kabul edildiğinde, toplumda en yüksek bağışıklık düzeyi yüzde 53,8 olacaktır. Buna göre, ülkemizde bu hastalığa karşı bağışık olanların oranı, salgının kontrol altına alınması için gereken düzeyden çok düşüktür; bulaştırıcılığı daha yüksek olan varyant virüsler de dikkate alındığı zaman hala büyük bir risk altında olduğumuz açıktır. Mart başından beri süren olgu, hastaneye yatışlar ve ölümlerdeki artışlar salgının kontrolünün kaybedildiğinin göstergesidir.
Zor günlerden geçiyoruz.
Açılıp kapanan işyerleri ile esnafımızın,
Arkadaşlarından uzak yalnızlaşmış öğrencilerimizin,
Bir yıldır sahnesine çıkamamış, sergisini açamamış sanatçımızın,
Her gün bir meslektaşının vefat haberi ile çalışmaya devam eden sağlık personelimizin,
Yaşlılarımızın, annelerin, öğretmenlerin, her yaş ve cinsten insanımızın zor durumda olduğunu biliyoruz.
Zor günler, zor ve güçlü kararların alınmasını gerektirir.
Zor günler, karanlıktır; umutsuzluk doludur.
Karanlığının üstesinden bilimin ışığı,
Umutsuzluğun üstesinden de adil ve kardeşçe bir birliktelik gelir.
Ülkemizi yönetenlerden de bunu bekliyoruz.
Bilime dayalı ve zamanında alınan kararlar, insan hayatı kurtarır.
Kararların sonuçlarının adilce paylaşımı, önlemleri sürdürülebilir kılar.
Virüsün varyant halleri ile bulaşma gücü artmıştır. Ülkemizde baskın hale gelen varyant daha ölümcül seyretmektedir.
Gün, önlemleri gevşetme ve toplumsal hayatta açılma günü değildir.
Daha güçlü önlemlere gereksinimiz var.
Bu nedenle yürütmedeki yetkililerimize sesleniyoruz.
Hemen şimdi,
Toplumda aşıların yaygın yapılmasını sağlayıncaya kadar hastalığın yükünü düşürün.
Bunun için, 28 günlük bir dönem için ekonomik ve sosyal destek sağlayarak ve bütün sektörleri içerecek şekilde tam bir kapanmayı hayata geçirin.
Testi ulaşılabilir kılın; her yerde, belirtili belirtisiz test olanakları yaratın; günlük olarak en az 250 binin üzerinde test uygulanmasını sağlayın.
Ülkeye girişte test ve karantina uygulayın.
Hemen şimdi,
Aşılamayı hızlandırın.
Sağlık ekibimizin tüm bileşenlerini, veteriner hekimleri, optisyen/gözlükçüler ve diğerlerini, sağlık işgücümüzün geleceği olacak sağlık bilimleri öğrencilerimizin tamamını aşılayın!
Verileri paylaşın. Seroprevalans çalışmalarının sonuçlarını, olgu ve ölümlerin yaş ve cinsiyet gibi temel epidemiyolojik dağılımlarını, aşıların yan etkileri ve salgın yönetiminde önemli tüm verileri paylaşın.
Hemen şimdi,
Kapalı, kalabalık, iyi havalanmayan ve insanlar arası yakın temas riskini artıran ortamlarda yapılacak her türlü toplantıyı, toplu ibadetler de dahil olmak üzere engelleyin.
Yerinden yönetimin illerin renk sınıflaması ile oluşturduğu risk algısını yerinde müdahaleler ile güçlendirin. Çok yüksek ve yüksek riskli illerden sınır geçişlerini sınırlandırın.
Ancak o zaman, sağlık sistemimizin tıkanmasını önleyebiliriz.
Ancak o zaman, daha çok insanımızın hastalanmasının ve ölmesinin önüne geçebiliriz.
Ancak o zaman daha güvenli bir açılma dönemi planlayabiliriz.
Hemen şimdi,
Günlük kazanıp günlük harcayan, dükkânını açamayan insanlarımızı destekleyin.
Kira derdinden, vergi ödemesinden kurtarın.
Her evin sıcak olduğundan, her evde üç öğün tencerenin kaynadığından emin olun.
Yoksulluk salgın kadar öldürücüdür.
Hemen şimdi,
Aşıya olan güveni artırmak ve güçlendirmek için aşı yan etkilerini açıklayın, topluma aşı olmayı cesaretlendiren mesajlar verin.
Okullardaki durumu değerlendirebilmek, ek önlemler alabilmek ve toplumdaki güveni sağlayabilmek için okullardaki duruma ilişkin verileri paylaşın.
Hemen şimdi,
Tüm kuralların herkes için eşit şekilde uygulandığının,
Bilime dayalı, şeffaf ve hesap verebilir bir salgın yönetiminin, güvencesi olun.
Ülkemizin yaşamak, çalışmak ve eğitim görmek için güvenli kılınması için, daha güçlü önlemlere ihtiyacımız var!
Hemen şimdi.
Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.
-Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER)