Dünya üzerinde bir belediye seçiminin özünden bu kadar uzaklaştığı bir ortam daha var mıdır bilinmez, ama işte bir kez daha kentin yönetimi için sandıklara koşuyoruz. Bu süre içerisinde konu “kentin yönetimi” olmaktan çıktı ama ben yine de o “öz”e, kentin kendisine değinmek istiyorum, işim bu.
Kentler birlikte yaşayan insanların kültürlerinin yansıması. Yapay olarak çevresini tasarlayan insan bir bakıma sosyal yaşamını, kültürel katmanlarını simgeleştiriyor bu fiziki çevreyi yapılandırırken. Kent dokusu dediğimiz bu yapay çevrenin, insanın algısal, kişisel gelişiminde büyük rolü var. Bu nedenle bugün kenti tasarlayan yönetimlerin sorumluluğu sadece fiziki ve fonksiyonel olmanın ötesinde sosyal, kültürel ve psikolojik de.
İktidar mücadelesi, özünde bir kentli kimliğimle baktığımda beni gündelik yaşantımda ilgilendirmiyor. Ben, bir birey olarak bu kentte birlikte yaşadığım topluluğun ve kendi yaşamımın kalitesini sorguluyorum. Kentin yönetiminden de bu kalitenin artmasını bekliyorum.
Bir tasarım manifestosu
Nasıl mı yapılabilir? Aşağıdaki sorumlulukların, bu konulardaki uzman profillerle üstlenilmesi ile...
- - Kentte ortak bir yaşamı paylaşan insanların bir aradalığına ve ortak geçmişlerine bağlanmalarını sağlayacak tarihi ve kültürel dokuyu korumak; yaşatmak
- - Kentlilerin bir araya gelebileceği, buluşabileceği ortak alanları korumak, oluşturmak, bu alanları yaşatacak etkinlikleri tasarlamak ve uygulamak
- - Farklı katmanlardan ve kültürel geçmişlerden oluşan kentlileri ortak değerlerde buluşturabilecek kültürel ve sanatsal atmosferi oluşturmak Bunun için ilgili yapıları korumak, yaşatmak, yenilerinin inşasını sağlamak,
- - Kentlilerin deniz ve doğa ile bağlarını destekleyici tasarımları oluşturmak, uygulamaları hayata geçirmek
- - Kentlileri yaya olmaya teşvik etmek, bunun için gerekli konforu onlara sağlayabilmek; motorlu araçlar olmaksızın bir noktadan diğerine ulaşmalarını teşvik edebilecek ağları ve sistemleri tasarlamak; onları motive etmek amacı ile ilgili kampanyaları tasarlamak ve sunmak,
- 647 km’lik kıyı uzunluğu ve il sınırları içinde bulunan 8 su havzası ile bir kuyu ve su kenti olan İstanbul’un ekolojik dengelerinin ve doğal yaşamının korunmasının yanı sıra, enerji, ulaşım gibi alanlarda bu özelliğinden maksimum faydayı sağlayabilmeye yönelik tasarımları sağlamak,
- Kentilerin temiz hava soluması üzere kentin enerji kaynaklarını ve tüketimini yönetecek sistemleri, uygulamaları tasarlamak ve uygulamak,
Rüzgâr ve güneş enerjisinin kullanıma kazandırılması ile kentin üzerindeki siyah renkli katmanı azaltmak, solunan hava kaltesini arttırmak, yakıt ve su tüketimini dengelemek, ekonomikleştirmek.
- - Bireysel ve toplu ulaşımda sadece raylı sistemleri değil; kara ulaşımını ve deniz ulaşımını konforlu, güvenli,verimli ve toplumun tüm kesimlerince ulaşılabilir hale getirmek ( bugün İstanbul’da deniz otobüsü seferlerinin gözle görülür biçimde azaltıldığını, iptal edildiğini hatırlayarak başlayabiliriz )
- - Ulaşım ağlarının, sistematik tasarımı, yani birbirleri ile bağlantılı, akışkan, hızlı ve verimli olmalarına yönelik çalışmalar gerçekleştirmek, ulaşımı gün boyunca 24 saat süre ile sürekli kılmak
- - Günlük ulaşımı kentlilere ekonomik yük olmaktan çıkaracak stratejileri ve uygulamaları tasarlanarak hayata geçirmek,
- - Taksi, minibüs, halk otobüsü, deniz ulaşımı gibi ÖZEL ulaşım hizmetlerini denetlemek, standartlaştırmak, hizmet kalitelerini arttırmak,
- - Ulaşım araçlarını ve istasyonlarını kentte yaşayan tüm farklı bireylere yönelik olarak (çocuklar, yaşlılar, engelliler) uygun biçimde tasarlanmak, dönüştürmek; bu araçların çevreye verdikleri zararın minimize edilmesine yönelik çalışmaları sürdürmek; araç içlerindeki tasarım detaylarını toplu taşıma standartlarına ve kullanıcı güvenliğine uygun hale getirmek,
- - Kentteki yapı yoğunluğu ile paralel olarak artan bir ihtiyaç olarak sorunsuz ulaşımı sağlayacak yollar ve kavşaklar ile otoparkları tasarlamak,
- - Çocuklara ve çocuklu ailelere yönelik park, bahçe ve oyun alanlarını arttırmak, gençlere yönelik kültürel ve sortif etkinlikleri destekleyecek kentsel düzenlemelere, etkinliklere, yapılara imza atmak
- Kentlilerin spora ve sağlıklı yaşama erişimini arttırmak üzere ilgili tesisleri, açık ve kapalı alanları tasarlamak ve yaygınlaştırmak,
- - Çöp sistemini sağlıklı, hijyenik ve sorunsuz bir biçimde yönetmek
- - Sokak hayvanlarına yönelik çalışmalara önem ve öncelik vermek
- - Mahallelerin temizliğine, bakımına yönelik çalışmaları yönetmek, kentlinin katılımcı olmasını sağlamak üzere ilgili kampanyaları tasarlamak ve sunmak,
- - Tüm yerel yönetim hizmetlerini dijitaleştimek ve kentlilerce erişilebilir kılmak,
- Kentin olumsuz hava koşullarına direncini arttıracak önemleri, araçları ve uygulamaları tasarlamak,
- - Kentin doğal afetler karşısındaki tavrını, stratejilerini, eylem planını tasarlanmak, bunları uygulanmak üzere tüm kentillere eksiksiz bilgi aktarımını sağlanmak (sahi AFET toplanma bölgelerimize ne oldu?)
- - Kentlilerin ve özellikle yabancıların kent içindeki dolaşımını sorunsuz hale getirmek üzere yönlendirme panolarını, tabelalarını tasarlamak; bilgi ve turistik noktaların fonksiyonel biçimde tasarımlamak ve konumlamak
- - Kentlilerin sağlık hizmetlerine adil ve konforlu biçimde erişebilmelerini sağlamak,
- Kentteki ses kirliliğini azaltacak çalışmalara, uygulamalara önem vermek, ilgili kampanyaları tasarlamak ve sunmak (Sağlık sınırını aşan biçimde yayın yapan ezan sesleri, müzik sesleri, boğaz teknelerinden yayılan kontrolsüz sesler, araç kornalarının sorumsuzca kullanımı gibi).
Göçmelerin barınmalarına, sosyal yaşama entegrasyonuna ilişkin tasarım problemlerinin çözümüne yönelik çalışmaları yaygınlaştırmak, evsizlere yönelik koruma ve rehabilitasyon sistemlerini, yapılarını tasarlamak ve uygulamak,
- - Kentlilerin güvenliğini her şart altında hızlı ve sorunsuz olarak sağlamak, bununla ilgili bilgi ve yönlendirme araçlarını tasarlamak ve konumlamak
Dev orkestra, maestrosunu bekliyor
Eminim unuttuklarım vardır.
Biliyoruz ki İstanbul zor bir kent. Bu nedenle en başta “konuların uzmanları” diye vurguladım. Belediyelerdeki kimi pozisyonların, görevlerin eşe dosta memleketliye peşkeş çekilmediği, her alanda yetkin ve deneyimli insanlara yer açılan, açık, şeffaf ve katılımcı bir çalışma şekli gerekli olan. Memur zihniyeti ile değil, değişimin gücüne inanarak adanmış bir biçimde çalışmayı arzulayacak bir idealizm İstanbul’un hak ettiği.
Ulaşım sistemleri ve araçlarının tasarımından mimarlığa, kentsel planlamadan peyzaj tasarımına, aydınlatmadan sosyal tasarıma, kent mobilyalarından teknolojiye, bu kentte uykuda bekleyen öyle bir deneyim, öyle bir birikim var ki, şaşarsınız.
Dev bir orkestra en iyi parçasını çalmak için maestrosunu bekliyor.