Hekimler bazı hastaları tedavi etmeyi reddedebilirler mi? Bu sorunun yanıtı nettir: Acil durumlarda reddetme hakkı yok iken acil olmayan durumlarda, değişik gerekçelerle, başka bir hekime devretmek koşulu ile tedaviyi reddedebilirler. Bu alandaki düzenlemelerden 21 Şubat 2021 tarihinde yine bu köşede “Tıpta Sorumluluk ve Yükümlülük” başlığı altında söz etmiştim.
Daha güncel bir soru ile devam edelim: Acil olmayan bir durumda hekim Covid-19 aşısı olmamış bir hastanın tedavisini reddedebilir mi?
Bu konu sağlık çalışanlarına aşı zorunluluğu getiren ülkelerde tartışılmaya başlandı bile. Sağlık çalışanları arasında “madem biz zorunlu olarak aşı oluyoruz, o zaman hastalar da aynı sorumluluk duygusuna sahip olmalı” görüşüne katılanların sayısı az da olsa var. Tüm uluslararası tıbbi etik kurallar “hiç kimseye zorla aşı yapılamaz” diyor. İşte bu nedenle de aşı olmayanlara PCR testi zorunluluğu getiriliyor. Sağlık çalışanları hiç kimseye zorla aşı yapılamıyorsa bize neden dayatılıyor sorusunu sormakta haksızlar mı? Bence haksızlar.
Hekimlik andı ilk kez 1948 yılında Cenevre’de yapılan 2. Dünya Tabipler Birliği Kongresi’nde kabul edildi ve en son olarak da 2017 yılında, TTB’nin de katkılarıyla gerçekleşen değişikliklerle güncellendi. Bu hekim andının bir bölümünde “Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime” cümlesi yer alıyor.
Tüm dünyanın kullandığı bu yemin Türkiye’nin bazı üniversitelerinde kullanılmayıp değiştiriliyor. Cinsel yönelim mi, etnik köken mi yoksa politik düşünce mi kabul görmüyor, anlamak mümkün değil. Her neyse, bu bambaşka bir konu.
Görüldüğü gibi yemin metninde hastalığın da bir engel yaratmaması vurgulanıyor. HIV ve buna bağlı AİDS hastalığının ilk dönemlerinde hekimler bu hastalardan uzak durdular. O zamanlarda hastalığın nasıl bulaştığı tam olarak bilinmediğinden ve tedavisi olmadığından bu hastalar uzun süre dışlandılar. Aynı durum verem, cüzzam gibi hastalıklarda da görülmüştü. Bu nedenle de hastalığın bir engel yaratmaması gerektiği yemine eklendi.
Yemin metninde açıkça belirtildiği gibi hekimlerin sadece aşısız olanları değil, aktif hastalığı olanları da tedavi etmesi gerekiyor. Sağlık çalışanları bu hastalarla çok sık karşılaştıkları için bu alanda çalışanlara aşı zorunluluğu, hem kendileri ve hem de hastaları için, daha güvenli bir ortam yaratıyor.
Aksi durumlar da yok değil; karaciğerde gelişen sirozun en son evresindeki tedavisi sağlıklı bir karaciğerin hasta olanla değiştirilmesidir. Sirozun iki önemli nedeni alkol kullanımı ve hepatit. Nakil ünitelerinde alkole bağlı sirozu olan hastalara, eğer alkol alımını kesmezlerse, transplantasyon yapılmıyor. Zira alınan alkol ile takılan sağlıklı karaciğer de kısa sürede hastalanıyor ve bu durumda eldeki karaciğerin daha iyi sonuç alınacak bir hastaya kullanılması gerektiği kabul ediliyor. Üstelik de bu hastaya önerilecek başka bir tedavi yöntemi de yok.
Özellikle ABD’de plastik cerrahlar sigara içen hastaları ameliyat etmiyorlar, zira tütün kullanımının yara iyileşmesini olumsuz yönde etkilediği artık net olarak biliniyor. Bu noktaya gelinmesi sigara kullanan hastaların ameliyat sonrasındaki görünümlerini beğenmeyip dava açmaları ile oldu. Hekimlerin “beni suçlama, sigarayı suçla” demesi işe yaramadı.
Aynı nedenle sigara içen hastalara fıtık ameliyatı yapmayan cerrahlar da var. Bu durumda elbette acil olmayan bir durumdan söz ediyoruz ve hastaları başkalarına yönlendirmek mümkün. Aynı örnekleri obez hastalar için de verebiliriz.
Değişik nedenlerle hastayı reddetme yolu açıldığında nerelere varacağı kestirilemez. Öyle ya, hekim andında ayrımcılık yapılmaması gereken tüm kişi ve gruplar, acil olmayan durumlarda ayrımcılığa uğrayabilirler. Maalesef bunun örneklerini, az da olsa, ülkemizde de görüyoruz.
Hipokrat orijinal hekim andında “hür veya köle” tüm hastalara yardım edeceğini ilan ediyor ve şöyle bitiriyor: “Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım”. Hekimler ettikleri yemini unutmamalı.