04 Temmuz 2021

Ameliyathanede de müzik gece yarısına kadar mı?

Müziğin kişileri hem fiziksel, hem de duygusal açıdan olumlu etkilediği birçok alanda gösterildi. Benzer çalışmalar ameliyathane ortamlarında da birçok kez yapıldı ve müziğin ortamı yumuşattığı ve daha verimli bir çalışma ortamı oluşturduğu belirlendi

Covid-19 pandemisi hızını keser gibi olurken, ülkede normalleşmenin adımları atılmaya başlandı. Gevşemeden nasibini alamayan sektörlerin arasına müzik giriverdi. Gece 12'den sonra müzik yasaklandı ve hiç kimse nedenini tam olarak anlayamadı. Ülkede anlaşılamayan çok konu olduğundan önemli değil, kısa bir süre sonra unuturuz.

Müzik deyince aklıma yıllardır tartışılıp durulan ameliyathanelerde müzik çalınsın mı çalınmasın mı tartışması geldi. Ameliyathanelerin hem hastalar için hem de, cerrahlar başta olmak üzere, orada çalışan tüm sağlık personeli için stresli bir ortam olduğu herkesin bildiği bir gerçek. Tartışılan konu müziğin hastalara ve cerrahlara olan etkisi. Hastalar üzerindeki çalışmalar çok kısıtlı ama hep endişeyi azalttığı yönünde sonuçlar elde edilmiş.

Cerrahlar için yapılan çalışmalar ise farklı sonuçlar vermiş. Aslında çalışmalar bir araya getirildiğinde cerrahların yaklaşık yüzde otuzunun ameliyathanede müzik dinlemediğini görüyoruz. Bunlar muhtemelen müzik dinlemenin bir değişiklik yapmayacağına, hatta zarar vereceğine inananlar. Belki de müzikten hoşlanmayanlar.

Müzik konusuna girince başka birçok soru da ortaya çıkıyor. Ameliyathanede ne tür müzik çalınacak? Müziğin sesi ne yükseklikte olacak? Hangi müziğin çalınacağına kim karar verecek?

Son soru, en azından Türkiye'de, tartışılacak bir konu değil. Ameliyat ekibindeki en kıdemli cerrah tartışmasız olarak tek seçicidir. Cerrahide hiyerarşi çok keskin olduğundan bu konu nettir.

Müziğin her koşuldaki yararı üzerine konuşmak kolay da ameliyathanede müziğe karşı çıkanların görüşlerine de bakmak gerekir. Karşı çıkanlar müziğin dikkati dağıtabileceği görüşünü ileri sürmüşler. Müziğin sesinin cerrahın sesini bastırarak hemşire ve diğer sağlık personeli ile iletişimini engelleyebileceği de söylenmiş. Tabii bunun olabilmesi için sesin şiddetinin epeyce abartılı olması gerekiyor. Aynı şekilde yüksek düzeyde sesin tıbbi cihazların uyarı sinyallerini örtebileceği ihtimali de ancak diskotek ortamlarında gerçekleşebilir.

Müziğin kişileri hem fiziksel, hem de duygusal açıdan olumlu etkilediği birçok alanda gösterildi. Benzer çalışmalar ameliyathane ortamlarında da birçok kez yapıldı ve müziğin ortamı yumuşattığı ve daha verimli bir çalışma ortamı oluşturduğu belirlendi. Hatta çalışmalar daha da ileri giderek anestezi altında bile olsa müziğin hastalarda yararlı olduğunu, ağrı kesici ve sakinleştirici gereksinimlerini azalttığını bile iddia etti.

Sıkı bir futbol taraftarı olan bir cerrah arkadaşım ameliyatlar sırasında tuttuğu takımın marşlarını dinliyordu. Ameliyatları bu şekilde daha başarılı bir şekilde, kısa sürede yaptığını ve hastanın da daha az anestezi alarak daha hızlı iyileştiğini iddia ederdi. Ameliyathanedeki takım tutan ve tutmayan diğer sağlık çalışanları ne düşünürdü elbette bilemiyoruz. Başka takımı tutan hastaların durumu da merak konusu olabilir.

Kendi açımdan ameliyathanede müziği hep olumlu buldum. İlginç bir şekilde ameliyatın gergin diyebileceğimiz bölümlerinde müziği duymadığımı ve işler yoluna girince müziğin keyfine vardığımı gördüm. Bir çalışmada da ameliyatın sonunda yara kapatılmasının hem daha hızlı, hem de kaliteli biçimde yapıldığı gösterilmiş. (1)

Müzik tarihin çok erken evrelerinden beri tedavi amaçlı olarak kullanılıyor. Hipokrat'ın, Galen'in asklepionlarında (dönemin hastaneleri) müzik tedavinin önemli bir parçasıydı. Aynı şekilde Anadolu'daki şifahanelerde müziksiz bir tedavi düşünülmezdi bile.

Amasya'daki darüşşifada Sabuncuoğlu Şerafettin de hastalarını sekiz asır önce su ve müzik sesi ile tedavi etmekteydi. Sabuncuoğlu her hastalık için ayrı tip bir müzik öneriyor. Baş ağrısı için Rehavi, ateşli hastalıklarda Irak, tehlikeli ağrı ve sancıda Hicaz, uykusuzluk için Uşşak makamı müziği kullanılmasının uygun olacağı görüşünde. Kemane, tambur, ney, kanun ve ritm aletleri ile yapılan müzikte söz olmaması da tavsiyeler arasında. Yani, şarkılar tedavide kullanılmamış.

Müzik ile yapılan bu tedavinin ne oranda işe yaradığını tam olarak bilemiyoruz elbette ama müziğin iyileştirici gücüne yüzyıllardır inanılıyor.

Gece 12'den sonraki müzik yasağına ameliyathaneler de dahil mi acaba?


  1. Ahmad M., “Role of Music in Operating Room”. J Anesth Crit Care Op. 7(5): 2017.

Yazarın Diğer Yazıları

Sorumsuz hasta sorunu

Sigarayı bırakarak, cerrahi öncesi daha hareketli olarak ve en önemlisi kilo vererek cerrahlara yardımcı olsalar fena mı olur? Cerrahi sonrası iyi bir sonuç hastalar kadar cerrahları da mutlu eder

Ürik asitin marifetleri

Gut hastalığı, ismini en güçlü Roma tanrılarından olan Satürn’den almış. Çocukları arasında gezegenlere isim veren Neptün, Pluton ve Jüpiter de bulunuyor. Böyle kötü bir hastalığa güçlü bir tanrının adını vermek yerinde olmuş

Tıpta güven kaybı

Her şeye rağmen iyi hekimlik yapan/yapmaya çalışan geniş bir hekim ve sağlık çalışanı ordusu mevcut. Gelecekten hiç umutsuz olmadım

"
"