14 Eylül 2012

Ahmet ve Hillary

-Hillary: “Ahmet duydun mu? İnanılmaz bir olay! Libya’daki büyükelçimizi ve 3 büyükelçilik personelimizi öldürmüşler!”

-Hillary: “Ahmet duydun mu? İnanılmaz bir olay! Libya’daki büyükelçimizi ve 3 büyükelçilik personelimizi öldürmüşler!”

-Ahmet: “Evet duydum efendim. Çok korkunç ve çok üzücü bir olay. Bunu yapanları şiddetle kınıyorum.”

-Hillary: “Ahmet, özgürlük götürdüğümüz bir ülkede böyle bir şey nasıl olur anlamıyorum! Biz onlara özgürlükleri için destek verdik, onlar bizi öldürmeye başladı.”

-Ahmet: “Sormayın. Gerçekten akıl alır gibi değil. Nasıl olur böyle bir şey? Oysa Arap baharında ne güzel çiçekler açacaktı.”

-Hillary: “Ahmet, Bahar sona erdi, Sonbahar’a girdik galiba. Durum çok vahim.”

-Ahmet: “Kim yapmış belli mi? Failler belli mi?”

-Hillary: “Henüz değil. Ama radikal İslamcı bir grup militan. İçlerinde El-Kaide militanları da varmış. ABD’de gösterilen ve Hazreti Muhammed’i kötüleyen bir amatör filmi bahane edip konsolosluk binasına saldırmışlar, binayı ateşe vermişler.”

-Ahmet: “Rahmetli Kaddafi bizi uyarmıştı. Biz gidersek El-Kaide gelir buraya diye. Adam bir de haklı çıkmasın?”

-Hillary: “Onu o zaman düşünecektik Ahmet. Bu bataktan nasıl çıkacağız, biz şimdi onu düşünelim?”

-Ahmet: “Siz endişe etmeyin. Arap baharı bizi mutlu sona götürecektir. Biz müslüman kardeşlerimizi ikna ederiz, onlara yol gösteririz.”

-Hillary: “Bu arada Suriye’de işler ne alemde?”

-Ahmet: “Esad gitti gidecek. O gidince her şey güzel olacak. Tüm Suriye’de çiçekler açacak.”

-Hillary: “Esad gidince bari Arnold Schwarzenegger’i Şam’a Büyükelçi olarak gönderelim. Ne olur ne olmaz! Baksana, Mısır’da, Yemen’de, her yerde temsilciliklerimize saldırıyorlar. Ben bu işi gerçekten anlamadım.”

-Ahmet: “Zaten ortalığı karıştıran ve bu filmi çeken Yahudi birisiymiş. İsrail’den de sponsorluk aldı diyorlar. İsrail yine ortalığı karıştırdı anlayacağınız. Bütün bu kötülükler, felaketler hep Yahudiler’den çıkar zaten. Kuran’ı Kerim’de de ayet der ki...”

-Hillary: “Bırak şimdi Kuran’ı Kerim’i Ahmet. Amerika’da basın ve yayın özgürlüğü var ve Amerika’da İsa aleyhinde de, Musa aleyhinde de bir sürü film gösterilir, ama Hıristiyanlar ve Museviler bizim devlet dairelerine veya dış temsilciliklerimize saldırmazlar! Nedir bu radikal İslamcıların derdi?”

-Ahmet: “Efendim, eskiden firavunlar yönetirdi bu ülkeleri, şimdi halk yönetiyor. Şimdi İslam ülkelerine demokrasi ve bahar geldi. Onun kaçınılmaz sonuçları, ne yapacaksınız. Gülü seven dikenine katlanır.”

-Hillary: “....”

-Ahmet: “Aloo. Hat mı kesildi? Alooo. Kapsama alanının dışına mı çıktık, ne oldu yahu?”

-Hillary: “Bak Ahmet! Biz istesek buraları öyle bir kapsarız ki, bu bölge bir daha iki yüz yıl kendine gelemez! Ne oluyor bu Orta Doğu’da, açıklar mısın bana?!”

-Ahmet: “Efendim, Arap baharı oluyor, siz bakmayın başkalarının buna Arap kabusu demesine. Çiçekler açıyor her yerde.”

-Hillary: “Burada bir strateji değişikliği mi yapsak Ahmet? Bir şeyler yanlış gidiyor gibi geliyor bana.”

-Ahmet: “Efendim, bu Yahudi yönetmenleri, sanatçıları gerçekten zaptetmek gerekiyor. Filmin gösterimini yasaklasak, You Tube’u kapatsak...”

-Hillary: “Ahmet, sen Amerikan anayasasını okudun mu hiç? Burası Türkiye mi? Neyi yasaklayacağız, nasıl yasaklayacağız?!”

-Ahmet: “Efendim, bu sinema yönetmeni MOSSAD casusu olabilir mi acaba?”

-Hillary: “Ne casusu Ahmet? Adam onuncu sınıf gariban bir filmci. Bir kaç bin dolarlık bütçeyle, kısa metrajlı bir amatör film çekmiş, gösterildiği salon bile boşmuş. Yani filmi Amerika’da kimse izlememiş bile; şimdi herkes You Tube’da bunu izliyor! Uyduruk bir yönetmeni meşhur etti sizin müslüman kardeşleriniz.”

-Ahmet: “Efendim, Arap baharı tabii. Olacak o kadar.”

 

*Bu diyalog bir kurgudur. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında böyle bir diyalog geçmemiştir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Mağduru oynayan zalimler

Türkiye’nin seçimle iktidara gelen padişahına karşı yürütülen protesto gösterilerine katılan vatandaşlara, terörist muamelesi yapılmaya devam ediliyor

Darbeci Erdoğan

Erdoğan da şu anda, Mısır’daki darbeyi sert ve sistematik bir biçimde eleştiren dünyadaki nadir liderlerden birisi haline geldi

Gezinin sonuçları ve yararları

İstanbul’da Gezi Parkı’nda başlayan ve daha sonra tüm ülkeye yayılan, AKP hükümetini ve Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto gösterilerinin üç büyük yararı oldu...

"
"