20 Mart 2010

Şengör ve Görür neden yok?

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde (13-14 Mart 2010) Deprem Danışma Kurulu toplandı.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde (13-14 Mart 2010) Deprem Danışma Kurulu toplandı. Bu kurulun amacı, depreme ilişkin konuların ele alınması, ulusal çapta depreme ilişkin önlemlerin tartışılması, kısaca ülkenin deprem stratejisinin belirlenmesiydi.
Yani bu kurul, anladığımız kadarıyla 2007 yılında Başbakanlık tarafından “artık uygulama alanı kalmadığı” gerekçesiyle başkanının bile haberi olmadan lağvedilen Ulusal Deprem Konseyi’nin yerini alacak.
***
Peki, ülkenin deprem stratejisini belirleyecek kurulda kimler var?
Şöyle bir göz atalım isterseniz.
Asıl mesleği endüstri mühendisliği olan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş, bugüne kadar sadece idarecilik görevinde bulunmuş olan Türkiye Kızılay Derneği Başkanı Tekin Küçükali, esas mesleği kimya mühendisliği olan MTA Genel Müdürü Mehmet Üzer, mesleği jeodezi ve fotogrametri mühendisliği olan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, mesleği inşaat mühendisliği olan İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Derin Ural.
Yukarıda saydığım bu isimler önemli kurumların başında bulunan isimler hiç kuşkusuz, ama asıl işleri deprem mühendisliği, jeoloji mühendisliği veya jeofizik mühendisliği değil.
Depremle ilgili mesleklerde çalışan kurul üyeleri ise şunlar:
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'ndan jeofizik mühendisi Dr. Bekir Tüzel, deprem mühendisi Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, aynı enstitüden deprem mühendisi Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu, jeofizik mühendisi Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mithat Fırat Özer, jeoloji mühendisi Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Koçyiğit…
Bu isimler gazetelerde yer alan kurul üyeleri. Ancak bu isimlerin dışında da bazı isimlerin kurulda yer aldığını öğrendik. Bu isimler de Prof. Dr. Polat Gülkan (ODTÜ İnşaat), Prof. Dr. Hasan Boduroğlu (İTÜ İnşaat), eski Ulusal Deprem Konseyi Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan (İTÜ Jeofizik).
***
Dediğim gibi kurulda yer alan tüm üyeler hiç şüphesiz çok değerli ve saygın isimler. Mutlaka iyi ve olumlu katkılar sağlayacaklar, ülkenin deprem politikasını yönlendireceklerdir.
Ancak insan, yine de, uluslararası arenada aldığı atıf sayısıyla dünyanın en saygın ve en önemli yer bilimcileri arasında sayılan ABD, Avrupa ve Rusya Bilimler akademileri üyesi İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör’ü, yaklaşık 10 yıldır Marmara Denizi'ndeki deprem araştırmalarının koordinatörlüğünü, gerek akademik, gerekse idari yönden başarıyla yürüten İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür’ü, ayrıca alanlarında çok başarılı çalışmalar yürüten diğer İTÜ öğretim üyeleri Prof. Dr. Namık Çağatay’ı, Prof. Dr. Aral Okay’ı, Prof. Dr. Okan Tüysüz’ü arıyor.
Eğer ülkedeki depreme yön verilecekse, bu konuda kararlar alınacaksa, bununla ilgili karar mercilerinde elbette ki bugüne kadar bu işle uğraşanlar yer almalı.
Mantık ve akıl da bunu gerektirir, öyle değil mi?
Ama Türkiye’de öyle işlemiyor. Nasıl işliyor?
O bizden mi değil mi?
O kişinin ehil olması önemli değil. Bizden olsun yeter. Ya da en azından bizimle fazla uğraşmamış olsun yeter.
Ülkenin, toplumun çıkarları söz konusu olduğunda dargınlıklar, siyasi ayrılıklar bir tarafa bırakılmalı, ehil sahipleri göreve davet edilmelidir.
Bir hükümet veya devlet otoritesi, önemli konularda, hele binlerce can alan ve milyarlarca dolar zarara yol açan deprem gibi konularda siyasi maskesini çıkarmalı, o işin ehil sahiplerini derhal göreve davet etmelidir.
Böyle önemli durumlarda, o sizden, bu bizden anlayışı terk edilmelidir.
Bilim adamlarının siyasi görüşleri olabilir. Hükümet olarak yaptıklarınızdan, icraatınızdan dolayı sizi eleştirebilir. Bu onun en doğal haklarından biridir. Yanlış gördüğünü uyarmak ve eleştirmek.
Ama aslolan onların işlerinde ne kadar ehil olup olmadıklarıdır. Siz, sizin gibi düşünmeyen bir bilim adamını siyasi görüşünden dolayı sevmeyebilirsiniz, ama bilime yaptığı katkıdan, işinin ehli olmasından dolayı da saygı duymalısınız. Ve ne kadar sevmeseniz de o kişiyi göreve davet edebilme erdemine sahip olabilmelisiniz.
Daha baştan, o sizden bu bizden deyip peşin hükümlü davranırsanız, o kişinin yaptıklarını görmezden gelirseniz, YÖK üyeliğine aday gösterildiği halde seçmezseniz, o kişileri üniversiteden atmaya çalışırsanız, sadece kendi ülkenizde değil dünyada da büyük itibar kaybedersiniz.
Ve kaybediyorsunuz da…
Ama tersini yaparsanız da, hem o insanların, hem halkın ve hem de dünyanın gözünde itibarınız ve değeriniz daha da artar. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Ve bu davranışınız sizi yüceltir…
***
Ben, en azından, dünyanın en önemli üniversitelerinin rektörlerinin, “Aman sayın Prof. Şengör siz hiç bir şey yapmasanız da olur. Sizin burada olmanız, yani varlığınız yeter” dedikleri, büyük saygı gösterdikleri Şengör’ü ve yaklaşık 10 yıldır deprem araştırmalarını yürüten Fransız araştırma gemilerinin Marmara’da çalışmasını sağlayan, projeler üreten ve bu zaman zarfında Marmara Denizi’ni yer bilimi açısından dünyanın en iyi tanınan denizi haline getiren Prof. Dr. Naci Görür’ü böyle bir kurulda görmeyi ve ülkem adına gururlanmayı çok isterdim.

Yazarın Diğer Yazıları

O at pisliğinin kokusunu çok ararsınız sonra!

Büyükada’da atlı faytonların yerini akülü faytonların alması için bir seferberliktir gidiyor.

TÜBA kendini iyi tanıtamamış olabilir; ama mesele bu değil!

TÜBA’nın kuruluşunda söz sahibi olan bilim adamlarından Prof. Dr. Celal Şengör de, alınan kararı eleştirirken...

Çevre korumada yine sınıfta kaldık

Dünyanın en saygın üniversitelerinden Yale Üniversitesi, 2012 Dünya Çevre Performansı Endeksi\'ni (Environmental Performance Index EPI) yayınladı.

"
"