21 Mart 2021

Bomba enflasyon ve bizim darbelenen hayatımız | Çilli Bom: Kenan-Lale Belkıs-Adile Naşit ve Beşiktaşlı Recep

Enflasyonun yüzde 110'ları gördüğü ama yine de gerçek rakamlarının bilindiği yıllardı...

ŞARKILI TÜRKİYE TARİHİ

Üstelik geçim derdi de değildi o dönemin Türkiye'sinde asıl sorun; can derdine düşmüştü millet. Her gün yurdun farklı köşelerinden gelen çatışma haberleriyle sonu bir askeri darbeyle bitecek bir kaos yaşanıyordu.

İşte tam o yıllarda çıktı Çilli Bom (1975). Sokaklarında mütemadiyen bombaların patladığı bir ülkede, Başbakanlık önüne yazar kasa fırlatılmasına 26 yıl varken, Ayten Alpman "Bir Başkadır Benim Memleketim"i okuyalı daha 2 yıl olmuşken, yakışıklı Kenan listelere "Çillim" albümüyle ilk sıradan giriyordu.

Garip olan; ağızda patlayan şeker gibi ruhta da neşe patlangaçlarına yol açan enerjisiyle böyle şıkıdım bir parçanın, 1970 Muhtırası ile 1980 Kenan Evren darbesinin tam ortasında, yara bere içindeki bir ülkeden yükseliyor olmasıydı. İşte birazdan da göreceğimiz gibi bu ülke için bir şarkıdan daha fazlası oldu Çilli Bom.

O sancılı yıllarda bu kadar çok sevilmesiyle Çilli Bom, 'birlikte, barış içinde yaşayalım, ne bu kavga' diyen bir demokrasi talebidir önce… Hep böyleydi bizim ülkemiz; devletin niyetiyle milletin arzuları bir türlü örtüşmedi. Bu ülkenin kederli halkı olarak biz, toza toprağa bulanık bir gürültü içinde kendi şarkımızı söyleyebilmek gibi ağır bir dertle baş başa kaldık hep. Biz şarkı söylemek istiyorduk kısa ömrümüzde, sağ kroşelerle 10 yılda bir yumruğu yedik oturduk.

Kimler sevip söylemedi ki "Çilli"yi… Çıkışından kısa bir süre sonra Lale Belkıs yeni sözlerle okudu. O zamana kadar duymayanlarımız, Hababam Sınıfı'nın mezuniyet töreninde hizmetli Hafize Ana'nın (Adile Naşit), Müdür Kel Mahmut'un korkusundan faltaşı gibi açılmış gözleriyle endişe içinde okuduğu Hababam yorumuyla duydu, böylece kitlelere mal oldu. Şarkıyı akıllarımıza iyice yerleştiren Hafize Ana'nın performansıyla film icabı yazılan sözlerinin, bugün asıl sözleriymiş sanıldığı Hababam versiyonunda "Ah şimdi, yarın olmaz şimdi, hemen şimdi" dendi. Kamuran Akkor şarkıyı "Şimdi Şimdi" adıyla yorumladı. Bu kadar sabırsızca, hemen, bir an önce istenen şey neydi?

İşte şarkının ikinci talebi: Kaybedecek vaktimiz yok, biz mutlu yaşamak istiyoruz. Hababam'ın Çilli şarkısı, okul sahibinin kucağında bir bebekle 'Durdurun bu rezaleti' diyerek salona girişiyle kesiliyordu. Beş yıl sonra da darbe yapıldı zaten. Bu kez bir soru oldu şarkı; asıl durması, durdurulması gereken neydi?

İspanyol besteciler Felipe Lopez ve Jose Batista'nın, Dolores Vargas yorumuyla çıkan "A chili pu" adlı parçalarından aranje edilen Çilli Bom, ülkemizde ilk çıktığı günden itibaren bu yana geçen 45 senede çilli horoz gibi her kümese girdi çıktı. Efsane klibiyle mahallemizi futbol sahasına çevirdi, iyice bizim, bizden oldu: Mahalle kasabını Beşiktaşlı Recep, mahallenin ağır abisini Rıza Çalımbay, polisi Sergen Yalçın'ın canlandırdığı klipte, dönemin sevilen üçlüsü Aykut-Hakan-Ayşe ses verdi Çilli'ye (1995). İktidarda da Çiller vardı o sene… Bu topraklara dair üçüncü tespitini de bu kliple yapmış oldu böylece Çilli: Ne sağ ne sol, yaşasın futbol…

Ve 2000'lere gelindi, yeni milenyum başlarken Kırat kayboldu ortadan, Arı uçtu gitti… Ama bizim Çilli horozun sesi hala yankılanıyor ve kümeste ısınan Ampule bakıyor…

Gelecek hafta: "Zahidem Kurbanın Olam" - Neşet Ertaş


Ömer Sercan, 1974'te Bursa'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir ve Bursa'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Öğrencilik yıllarında İstanbul Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü'nde başlayan uğraşını zamanla bir mesleğe dönüştürerek ulusal gazete, dergi ve TV kanallarında muhabir/editör olarak çalıştı. Türkiye'nin önemli medya kuruluşlarında muhabirlik/editörlük, farklı içerikteki TV yayın ve yapımların program danışmanlığı, metin yazarlığı ve yayın editörlüğünü üstlendi. Çok sayıda tanıtım/belgesel/reklam filmlerinin senaryo/metinlerini yazdı. Türkiye'yi şarkılardan dinlemeye ve yazmaya devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları

"Niyazi Köfteler", birleşsin köfteciler…

Karaca, "Niyazi Köfteler"i yazdığından bu yana 32 sene geçti. Hükümet ne kelime, rejim bile değişti. Ama köfte, Türkiye kültürü, müziği ve siyasi hayatındaki belirleyici rolünü hâlâ sürdürüyor

Yolumuza çıkardı bir zamanlar şarkılar…

Benim için iyi şarkıların en büyük ölçütlerinden biri, otomobillerin açık camlarından etrafa saçılıp saçılmıyor oluşları. Hele araç uzaklaştıkça şarkının o giderek düşen volümüyle elinden kaçmakta olanı yakalama, tutmaya çalışma hissi. Mert Demir'in "Ateşe Düştüm"üyle de sokakta karşılaştım

İnsanı işinden gücünden alıkoyan bir "cover"

Bir pencere aniden açılır da içeriye birden soğuk hava dolar ya, öylesine keskin, çarpıcı, ürpertici bir etki. Nereden geldiğini, nasıl olduğunu anlamaya çalıştığınız bir dış müdahale. İlk duyulduğunda dinleyicide "nedir bu" sersemliği yaşatan, çok güçlü bir çarpılma hâli. Bir yeniden yorum, ancak bu kadar kişilikli, iddialı ve sarsıcı olabilir…