21 Temmuz 2016

Öncelikle darbecilik mahkûm edilmeli

Artık tüm toplum bir daha darbe olmayacak bir yönetim esasını nasıl oluşturabileceğine odaklanmalı

15 Temmuz darbe girişimi sonrası oldukça olağandışı günler yaşayacağız anlaşılan. 

Darbenin ne kadar dehşet verici bir zorbalık olduğunu o gece sabaha kadar devam eden gelişmelerde gördük.

Öncelikle, yapanın kimliğine odaklanılmış bir zorbalığın  asıl patolojisini gözlerden kaçırma çabalarını engelleyerek doğru tespit yapalım. Bu, bir askeri darbedir ve silahı, gücü elinde bulunduran mekanizmanın icra ettiği bir zorbalıktır. T.C. tarihinde farklı isimlerin yaptığı darbeleri biliriz, önemli olanın isimler değil militarist zihniyet olduğunu çoğunlukla unuturuz. Bu darbenin bir kliğin darbesi olması önceki darbelerdeki tüm komuta konseyinin işin içine katılmasını unutturmamalıdır. Yürütmeye sorulması gereken soru  "bundan sonrasında tekrar askeri bir zorbalık olmaması için yasal düzenlemelerin hala vakti gelmedi mi?"dir. Bari bu sefer meseleyi can damarından yakalayalım ve demokratik bir cumhuriyet kuralım.

Darbe sırasında yaşanan büyük toplum birlikteliği hepimiz için göz yaşartıcıydı. Darbe sırasında yekvücut olan toplum hep bir ağızdan "demokrasi" dedi, ancak darbe sonrasında yaşananlar çok umutlu olmamamız gerektiğini gösteriyor. Cadı avına dönüşmüş görevden almalar, hukuk devleti ilkelerinin önemsenmeyeceğinin ilk işaretleridir. Darbelerin tekrarı daha çok demokrasiyle önlenir. Darbe mekanizmasına yardımcı olan sorumlular bulunmalı ve bedeli ödetilmeli ancak bu yaş ve kurunun birlikte yanacağı bir ava dönmemelidir.

Ateşin üzerine benzin döken iktidar tavırları oldukça tehlikelidir. Gezi parkına kışlayı gündeme getirmek ve"güçlüyüm ve artık umursamadan herşeyi yaparım" tavrı kimseye hayretmez. Bu toplumsal birliktelik büyük bir fırsattır ve buluşulan "demokrasi" kelimesinin kadrini bilmek zorundayız.

Bu darbenin tutma ihtimali yüzde sıfırdı. Zira halkın böyle bir isteği yoktu. Şu anda demokrat kesimlerce eleştirilse de Erdoğan'ın ve hükümetin toplumun önemli bir kesimince halen desteklendiği bir gerçektir. Meşru seçimde yenilemeyen bir iktidarı gayrı meşru bir askeri zorbalıkla yenmeye çalışmak ise çok büyük bir hataydı. Darbe iyi ki ilk saatlerde önlendi, biraz başarıya ulaşsa yine kuvvetli bir mukavemetle karşılaşacaktı ve belki yüzbinlerin ölümü ve maddi manevi büyük bir felaketle ama yine de hükümetin zaferiyle sonuçlanacaktı. 

Gülen cemaati  bu işin içinde ve darbe gecesi yaptıklarıyla bir intihar eyleminde olduklarını gösterdiler. Her ne pahasına olursa olsun devleti ele geçirme tutkusu onlara bu yanlışı yaptırıyor. Bir tutku, hastalık halini almışsa insana akıl almaz işler yaptırabilir. Cemaat süreç içinde yaptığı yanlışlar konusunda özeleştiri yapmayıp can havliyle darbeye girişti ve intihar etti. 

Cemaate yönelik yapılan hukuksuzluklara karşı durdum, bundan sonrasında da hukuk dışı iktidar uygulamalarını eleştiririm. Demokratik bir anlayışı esas alarak iki hasım gücün arasında adil olmaya çalıştık.  Ancak Cemaat böylesine bir büyük lanetli yanlışa imza atmış durumda ve bu yapının sorumlularının yargılanması gerekiyor. Başına gelenleri özeleştirel bir anlayışla değerlendirmedi ve  daha da yanlışa yöneldi, adeta kamikaze dalışı yaptı. Din adına ortaya çıktığını söyleyip iktidar olmak için hukuk dışı işleri, darbeyi, gözünü kırpmadan sivil öldürmeyi göze almak dehşet veren bir sapkınlıktır.  Cemaat, tabandaki iyi niyetli büyük kitleye karşı bu büyük hatayı yapmamalıydı. Zira destekleyen tabanının iktidarı ele geçirmek için her türlü gayrı meşru tavrı destekleyen bir yönelişi yoktu. Cemaat aynı zamanda hakkaniyetten uzaklaşmayan aktüel gelişmelerden ziyade ilkelerini esas alan demokratlara da bu büyük yanlışı yapmamalıydı.

Darbe, Türkiye'nin tüm sorunlarını içinden çıkılamayacak bir duruma getirecek ve Türkiye'yi yıllarca geriye atacaktı. Türkiye büyük bir badire atlattı ancak bundan sonrasındaki antidemokratik iktidar tavırları ülkeye daha büyük bir kötülük yapabilecektir. Darbecilerin cenaze namazının Diyanet tarafından kıldırılmaması, idam talebi, sualsiz işten atmalar vb. başlayan uygulamalar demokrasi ve hukuk devleti adına oldukça olumsuz sinyallerdir.

Artık  tüm toplum bir daha darbe olmayacak bir yönetim esasını nasıl oluşturabileceğine odaklanmalı ve taraftar duygusuna daha çok kapılmak yerine daha çok demokrasiyle sorunların halledileceğine inanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Afrin operasyonu ve Kürtlerde artan kopuş

"Doğu-Güneydoğu'da taşlı sopalı eylem yoksa her şey yolunda mı zannediliyor?"

KHK ile yetki gaspı skandalı!

Yeni uygulamayla, KHK ile adeta yaşam hakkı gasp edilmeye çalışılan kişinin, yeni bir KHK ile özel sektörde çalışmasının da önüne geçiliyor

AK Parti, MHP ittifakı statükonun ittifakıdır ve kaybetmeye mahkûmdur

Tayyip Erdoğan önceki tekliflerde kendini naza çekmişti, Bahçeli yılmadı teklif üstüne teklif patlattı

"
"