Mısır'da Arap baharı sonucu uzun yıllardır kimsenin tahmin etmediği bir durum hasıl oldu ve İhvan bu karışıklıktan iktidara gelerek çıktı. Türkiye'de ise Hizbullah hareketinden gelen akım bölgede beklenen çıkışını yaptı ve Hüda-Par adıyla partileşti. Partinin yeni ismi eski ismin yeni versiyonudur.
Toplum üzerinde projeleri olanların ne kadar zor şartlar olsa da bir gün istediklerine nail olabileceği ihtimal dairesinde düşünülmelidir. İktidara geldikleri zaman nasıl bir toplum oluşturmak istediklerini, kendileri ile pek ilişkili olmayan kesimler üzerinde nasıl bir politika izleyeceklerini netleştirmelidirler. Sıkı bir muhalefet bazen iktidara gelince neler üretebileceğini hesaba katmaz.Ancak tarih boyunca yaşananlar gösterirki en güçsüz ve dışlanan gruplar bile iktidara zamanla sahip olabilmiştir.
Mısır'da Arap uyanışı başladığında İhvan çok hazırlıklı değildi. Gösterilere bir hafta sonra katılma kararı aldığını resmi olarak ilan eden bir ihvan vardı Mısırda. Arap sokağındaki siyasi gelişmeleri çok yakından takip edemediği belli olan İhvan bu yeni kalkışmanın gücünü ve isteğini iyi tahlil edemedi. Facebook üzerinden örgütlenen, ve köhnemiş düzene genç bir darbe vurmak isteyen farklı kimliklerdeki toplulukların istekleri, yıllardır kurumsallaşmış islami bir kurum tarafından çok iyi okunamadı. Mısır'da islami gelişmeler ve kurumsallaşma çok köklü idi ancak ihvan'ın demokrasi tecrübesi yoktu. Türkiyedeki 1980 öncesi islamcılığı iyi anlamak için Salih El Verdaninin "Mısırda islami akımlar" kitabını okumanız çok aydınlatıcı olurken, bunun Mısır için olanı demokrasi anlayışının gelişimini anlama açısından Türkiye MSP geleneğini okuyarak yapılmalıdır. Mısır islamcılıkta taklit edilen bir ülke olmuşken siyaset ve demokratik gelenek alanında İhvan'ın Türkiye örneğini iyi tetkik etmesi gerekiyordu. Türkiye'de islamcılar uzun yıllar boyunca mücadele etmiş ve sonra demokratik yöntemlerle bir parti kurarak çeşitli deneyimler yaşamıştı. Dışlanan, ötekilenen islamcılar tek suçlunun despot anlayışlar olmadığını, kendi içlerindeki başkasının mağduriyetini ve hak talebini görmezden gelen anlayışın da problemli olduğunu yıllar sonra gördüler. Tüm toplum kesimlerine adalet vaad eden ve belediyecilik tecrübesinden gelerek toplumdaki farklılıkları tanıyan islamcılar Ak Parti ile yollarını devam ettirme konusunda radikal bir karar verdiler. Ak Parti o zamanlar bu kararıyla siyaseti ve toplumu iyi okuduğunu gösteriyordu. Bu kararın uzun yıllar boyunca islamcı olmayan bir topluluktan da destek aldığını % 50 yi bulan oy oranları ile gördük.
Mısır'da ise olaylar sırasında siyaset bilim anlayışı ve çoğulculuk anlayışını iyi tetkik edemediği belli olan İhvan, adil uygulamaları ve başarısıyla kendini ispat etmeden önce iktidardaki durumunu sağlamlaştırma yönelişinde bulundu. Demokrasi tecrübesini iyi yaşamadığı zaten tahmin edilen İhvan ve Mursi bu adımıyla büyük tepki aldı. Özgürlüğün tadını almış ve yeni bir baskıcılıktan korkanlar büyük reaksiyon gösterdiler. Mursi yeni devrim yapılmış bir ülkede seçimlerde zorlanarak aldığı bir iktidar ile tek güç olabileceğini vehmetmemeliydi. Bu, en başta islamın adil anlayışına terstir. Zira müşavere ve adil yargıya saygı her zaman ve herkes için ön planda olmalıdır.
Türkiye'de de yerel seçimlerde başarı sağlama ihtimali yüksek olan ve hatta zamanla batı illerinde bile önemli bir güç haline helebilecek bir parti Hüda-Par adıyla var artık, 1990 yıllarındaki kötü sicilinden sıkıntı duyan ve derin devletin yeni bir manipulasyonuna düşmemeye dikkat eden yeni bir hareket var artık. Geçmişte 1990'lardaki şiddet döneminde islami camianın uyarılarına rağmen yaptığı eylemlerinin kendisini geriye götürdüğünün farkında olan hareket, sonraları anlayış değiştirdi ve bir üyelerinin geçtiğimiz senelerde Hakkari'de PKK tarafından öldürülmesi karşısında bile karşılık vermemeyi tercih etti. Açlık grevleri sırasında Kürt sokağını incitmemeye çalışan bir dil kullanan hareket, partileşme sonrası Kürt sorunu konusunda yeni bir ses ve alternatif olacağa benziyor.
Yaşadığı coğrafyayı tahlil etmeye çalışan bu hareketin handikapı yine Mısır'da ihvan'ın karşılaştığı problemdir. Demokratik yöntemleri reddeden bir anlayıştan evrilerek önce dernekleşen sonra partileşen bu akım demokratik mücadelede demokrasiyi , başkalarının haklarını ne derecede cevaplayabilecektir? Yerel seçimler ve ister istemez çok düşünmese de genel seçimlere de yöneleceği tahmin edilen bu hareket, başarılı olmak için mozaik bir toplumda yaşadığını unutmamalıdır. Toplumun yönetimine talip olanların toplumdaki farklı kimlikleri, anlayışları bilmesi, tahakkümden uzak durması ve adaletli uygulamaların ancak kendisine puan kazandırabileceğini unutmaması gerekir. Bu coğrafyanın en politize olmuş bölgesini kendinize eksen alarak siyaset üretmeye çalışacaksanız siyaset bilimi alanında geride değil en ileride olmanız gerekir. Sorunların varlığı ve farklı dini kimliklerin olduğu bir bölgede içselleştirilmiş ve güven veren bir demokratik mücadele yapmanız gerekir. Bölgede çok etkin taban faaliyeti yapan ve bunun tecrübesini batıda da yaşayabilecek bir hareket, gücünü önceki gibi tarümar etmek istemiyorsa çok daha geniş bir perspektifle sahada olmalıdır.