IŞİD'e yönelik bir koalisyon hazırlığı yapıyor Batı ülkeleri. Bu koalisyona Türkiye'yi de dahil etmek üzere baskı yapıyorlar. Türkiye'yi de dahil ederek IŞİD'in kökünü kazıyacaklarını düşünüyorlar. Türkiye rehineler de olduğu için bu koalisyona katılmaya gönülsüz.
IŞİD'e karşı yapılacak harekatın nasıl olacağı, maddi başarının sağlanıp sağlanmayacağı konusunda farklı görüşler var ama kimse IŞİD'i ortadan kaldırmanın sosyolojik boyutuyla, sonucuyla ve olası tekrarıyla ilgili nitelikli bir düşünce analiziyle meşgul değil.
IŞİD uzun yılların ürünü olan bir örgüt. IŞİD'in oluşum nedenlerini tam anlamadan, anlamaya yanaşmadan bu örgütü imhaya kalkışmak sorunu daha da büyütmekten başka birşeyle sonuçlanmaz.
Batılı ülkeler ülkelerine giden her Müslümana potansiyel terörist muamelesi yaparsa IŞİD benzeri oluşumları önlemek için boşuna uğraşmış olacaktır. İslam dünyasındaki ezilmişlik zaten bir kompleks duygusu oluşturmakta ve reaksiyon gösterecek yer aramaktadır. Batılı ülkelerin 11 Eylül'ü hala doğru değerlendirememeleri sorunu derinleştirmekte ve İslam dünyasındaki ilkel Harici eğilimler de bu anlayışı körüklemektedir.
IŞİD vahşi yöntemler kullanarak hakimiyet kurmaya çalışan bir örgüt. İslam dünyasında Batılıların global çaptaki çifte standartçı politikalarını bahane ederek zulme karşı zulüm ilkesiyle yola çıkmış bir örgüt. Yıllardır aşağılanan ve bunun kompleksini yaşayan genç insanların gücü bulduğu andaki ceberrutlaşmasının adı IŞİD. İslam'ın cihat ile ilgili ayetlerinin anlamını, yerini, zamanını araştırmaya ihtiyaç hissetmeyen ve bu anlayışla İslam'ın gerçek değerlerini sarsan bir anlayış IŞİD.
IŞİD'e karşı Batılı ülkelerin ortak bir koalisyonu belki geçici bir başarı sağlayabilir ama yaranın daha da derinleşmesinden başka kalıcı bir sonucu olmaz. IŞİD yapılan müdahaleyle kahramanlaşır ve "kötünün iyisi" haline gelebilir. Batılıların Irak'a saldırdıklarında yaptıkları vahşi muamelelerin, Ebu Gureyb'lerin IŞİD'i doğurduğunu ve yeni bir müdahalenin yine aynı sonuçları ortaya çıkaracağını görmek için kahin olmaya gerek yok.
IŞİD sorunu İslam dünyasının kendi içinde çözmesi gereken bir sorun. İslam dünyası ilk önce kendisinden başka düşünenlere karşı tahammülü öğrenmeden ve bunu yaşama geçirmeden bir yere varamaz. Bu sorun herkesin kendisine tabi olmasını zaruret haline getiren bir düşünce. Bir takım manevi ve duygusal gerekçeler bulduktan sonra ve elinde güçlü, boyun eğdiren silahlar olduktan sonra IŞİD benzeri yapıların hep aynı yolu izlemesini kimse önleyemez. Bu düşünsel yapıyla IŞİD silahla ezilse de ortamın, kaynağın müsaitliğinden tekrar yeni adlarla ortaya çıkacaktır.
İslam dünyası yüzeyselllik hastalığından kurtulup derin analiz yapma alışkanlığına dini anlama konusunda en çok ihtiyaç duymaktadır. Bunu anladığı anda adım atmaya başlamış demektir. Yüklenilen ağır emanetin insanları ötekileştirmek için değil onlarla anlayış köprüleri oluşturmak için olduğu anlaşıldığında bu adımlar devam edecektir.
IŞİD'in yok edilmesi İslam dünyasında bir düşünce devrimi sayesinde olabilir. İslam dünyasında insan hakları, özgürlük kavramını bile yabancı kavramlar gibi anlamaya ayarlı entellektüel zihinler varsa IŞİD benzeri yapıları önleme konusunda çok iyimser olma hakkımız yok maalesef. İlk önce entellektüel düzeyde reaktif, tepkiselci anlayışın ortadan kalkması ve sonrasında bunu tüm topluma yansıtacak düşünce kalitesini, çıtasını yükseltecek çalışmalar hedeflenmelidir.
İslam dünyasında bu vahim ve acil sıkıntıya yönelik ciddi tedbirler yerine olsa olsa cılız çağrılar mevcut. IŞİD'in büyük bir sorun olduğu, içerde önlenemezse ve bunu dış müdahaleler yaparsa sorunun daha da büyüyeceğinden habersiz bir İslami entelijansiya varlığı mevcut. Kendi yaramızı kendimiz tedavi edeceğiz, ithal çareler, çözümler çare değil maalesef.
www.omerfarukgergerlioglu.com