30 Temmuz bizim için herhangi bir gün olabilir, ama Komor Adaları için tarihi bir gün. Anayasa değişikliği referandumu yapılıyor. Hem Arap Ligi hem de Frankofoni üyesi küçük bir ülke. Komor Adaları Arapçada ay adaları demekmiş. (Herhalde kamer sözcüğünden geliyor.) Ülkenin nüfusu 750 bin kadar. Ülkenin üç büyük adası var. Cumhurbaşkanlığı bu üç adanın temsilcileri arasında sırayla yürütülüyor.
Şimdiki cumhurbaşkanı sert, otoriter, popüler bir arkadaşmış. Anayasayı değiştirip göreve devam etmek istiyor. Diğer iki adanın da kendisinin destekleyeceğini hesaplamış olmalı. Belli ki kuvvetli lider modasına o da uymak, hizmetlerinden halkını yoksun kılmamak niyetinde.
Anayasa değişikliği bununla sınırla değil… “Hazır değiştiriyoruz anayasayı, başka sorunlara da çözüm bulalım” demişler. Fransız kültürünün etkisi olmalı. Anayasada laiklik ilkesi bulunuyormuş. Şimdi bu yabancı kavramı atıp, yerli ve milli bir kavramı anayasaya koyacaklar. Sünni İslam’ı devlet dini yapacaklarmış. Dikkat: sadece islam değil, aynı zamanda sünni. “Eh! İran’da da resmi din Caferilik değil mi?” diye tepki verebilirsiniz. Ne diyelim?
Dediklerine göre, Suudi Arabistan böyle olsun istemiş. Ülkede bir miktar şii nüfus da varmış, ama demokrasi bu, çoğunluğun dediği olur, değil mi?
Ülkenin tamamı müslüman olsa bile, o ülkede hem sünniler hem de şiiler yaşıyorsa, laiklik, mezhepler arasına olabilecek gerilimleri, çatışmaları önlemek için gereklidir. Böyle biliriz. Laiklik kavramı Yunanca laos, yani halk sözcüğünden gelir. Ülkenin din adamları değil, halk tarafından din ve vicdan özgürlüğü temelinde yönetilmesi demektir. Laiklik halk yönetimi demektir. Başka bir deyişle, laiklik, yani halk yönetimi demokrasiyle özdeştir.
Bu sözler Komor adaları’nı yönetenler için ne anlam taşır, bilemeyiz.
Bu satırları yazarken referandumunu sonuçlarını öğrenmiş değilim.
Müslüman bir ülkede yapılan bir referandum olduğuna göre, geleneksel temenniyi dile getirip, “Hayırlı olsun!” diyelim.