13 Şubat 2019

CHP için yeni bir şans

CHP’nin 1989 yerel seçimlerdeki başarıyı tekrarlaması için gerekli objektif koşullar bulunmaktadır

Artan, azalacağa da benzemeyen ekonomik sıkıntılar içinde yerel seçimlere gidiyoruz. Halkın çoğunluğunun, ekonominin bugünden yarına düzeleceğine inanmadığı bence kesin, seçimlerden sonra daha da olumsuz koşullar bekliyorlar.

Vatandaş olarak temennimiz, Türkiye’yi kim yönetirse yönetsin, ekonomik sıkıntıların bir an önce aşılması yönündedir. Ancak, meseleye siyaset açısından bakıldığında görmek gerekir ki, böyle durumlar, muhalefet partileri için, özellikle sol partiler için bir fırsat penceresidir. Sistemi, boş lâflarla değil, somut olarak, örnekler vererek eleştirebilirler, somut çözümleri varsa sunabilirler. Bizim gibi ülkelerde böyle durumlar, ayrıca, kimlik üzerinden yapılan siyasi çekişmenin zeminini ekonomiye, günlük hayata kaydırmak için ciddi fırsattır.

Dolayısıyla CHP’nin 1989 yerel seçimlerdeki başarıyı tekrarlaması için gerekli objektif koşullar bulunmaktadır. İyi Parti ile işbirliği yapılması da ilave bir olumlu faktördür. Gel gelelim, sübjektif açıdan farklı bir görünüm var. Bakıyorum da, birçok CHP seçmeni bu kez sandığa gitmek arzusu göstermiyor. Nedeni belli. CHP’nin performasından hiç hoşnut değiller. Bir kez daha sandığa “tıpış tıpış” gitmek istemiyorlar. Oylarının “cepte” sayılmasından bıkmışlar. Oy kullanmayarak ya da başka bir partiye oy vererek tepkilerini göstermek istiyorlar.

CHP’nin seçim hazırlığı performansı da bu kesim açısından hiç umut verici değil. CHP gene fokur fokur kaynayan bir kazan gibi görünüyor. Partinin önemli isimleri yönetim aleyhine ulu orta konuşuyorlar. Yüksek düzeyli istifalar, görevlere git geller, ne olup bittiği anlaşılamıyor, CHP’li seçmenin tepki arzusu güçleniyor. Sanki CHP’nin amacı iktidara giden yolu açmak değil, o meşum yüzde yirmi beşlik pastayı paylaşma kavgası gibi görünüyor sade vatandaşa.

CHP içi çekişmeler bitmezse bu parti biter. Gittikçe nahoşlaşan parti içi çekişmeleri bitirmenin tek yolu da parti içi tam demokrasidir. CHP, biat kültürüne dayanan sağ partiler gibi ufak bir azınlığın güdümünde bir kitle olarak yürüyemez. CHP’nin seçmen profiline bakılırsa, Batının özerk birey tanımına en yakın olan kişilerdir. Serbest yaşam tarzını tercih etmişlerdir, güdülmeyi sevmezler. Böyle bir kitleyi harekete geçirecek olan, onların sesini en iyi şekilde duyurabilecekleri platformlar oluşturmaktır.

Diyelim “x” ilinin ya da ilçesinin belediye başkan adayını, o yörede yaşayan parti mensupları değil de merkez neden belirler? Çok önceden başlatılacak bir takvim çerçevesinde, her yörede aday adayları ortaya çıktıktan sonra bunların arasında gerçek bir demokratik yarışma yapılsa, partililerin önünde tartışsalar, kim en çok oyu alırsa o aday seçilse olmaz mı? Neden olmaz?  

Olsaydı, ‘benim adamım’, ‘senin adamın’ kavgası biter, aday belirleme süreci hızlanır, seçim kampanyasında vatandaşı ilgilendiren konuları işlemek için daha çok vakit kalırdı.

İktidar, makroekonomik sıkıntıları “dış düşmanlar”a bağlıyor. Hayat pahalılığı ve vatandaşın daha yakından hissettiği sıkıntıları da aracılara, stokculara filan bağlayıp işin içinden çıkmaya çalışıyor. Öyle nutuklar atıyorlar ki, sanki iktidar muhalefet sanırsınız. Kapitalizmi bile eleştiriyorlar.

Buna karşılık, CHP’nin ekonomik sıkıntıların nedenlerini ve çözümlerini vatandaşın hemen algıyabileceği şekilde sekiz on cümlede dile getireceği bir söylem hazırlaması, uygun sloganlar bulması gerek.

Bütün saydığımız olumsuzluklara karşın, 1989 başarısının tekrarlanması mümkün. Üç büyük şehrin yanı sıra bir Üsküdar ilçesinde de muhalefet kazanırsa tünelin ucunda ışık görünür. Bunu düşünerek gene de sandığa gitmek gerekiyor.

Yeni bir başarısızlık halinde ise CHP’nin, en azından bugünkü haliyle CHP’nin geleceğinden söz etmek çok güçleşecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Fransa ile gereksiz bir sorun

Fransız okullarına çocuğunu gönderen Türk vatandaşlarının arasında, öğrendiğimize göre, Aile Bakanımız da var. Ancak, gene söylendiğine göre, Aile Bakanımızın Belçika vatandaşlığı da varmış. O zaman çocukları Belçika vatandaşı olarak okulda kalabilirler

Washington ve Ramallah

Özgür Özel’in Ramallah’a gitmesi “özel” bir anlam, önem taşıyacaktır. Ramallah’a, yerel seçimleri kazanmış, ülkesinin birinci partisi haline gelmiş bir siyasal hareketin lideri olarak gidecektir. CHP’nin sadece Filistin değil, Orta Doğu’ya ilişkin vizyonunu ortaya koyması, Ramallah’dan uluslarararası topluma Türkiye’nin yeni sesi olarak seslenebilmesi önemlidir

Ölüm ana

Yaşamamıza izin veren Ölüm Ana olduğunu düşünüyorlar. Ondan medet umuyorlar. Ölümün yaşamdan güçlü olduğunu görüyorlar. Yılda yirmi, otuz bin cinayetin işlendiği bir ülkede ölüme "insaf et, bizi yaşat" diyorlar. Hayat o kadar ucuz olunca ölüme yakıştırılan güç artıyor. Ölümde ana rahminin, kucağının sıcaklığı aranıyor

"
"