Ankara Politikalar Merkezi (APM), adı üstünde, Ankara'da bulunan bağımsız ve bütçesi saydam bir düşünce kuruluşudur. Kısa bir süre önce otuzdan fazla emekli diplomat bu kuruluşa üye oldular. Amaçları, kendi deneyim ve birikimlerinden de yararlanarak APM'yi dış ilişkiler ve dış politika alanında güzel çalışmalar yapılan bir forum, bir ortam haline getirmek.
Birçok Batı ülkesinden farklı olarak ülkemizde emeklileri, çalışmak, bir şeyler yapmaya devam etmek istiyorlarsa yeniden tedavüle sokacak bir düzen yoktur. Gerçi bizdekine düzen mi, düzensizlik mi denir bilemem, ama iş piyasası bu kadar dar, çeşitli alanlarda paylaşılacak pasta bu kadar az olunca emeklinin köşeye çekilmesi, mümkünse ağzını açmaması tercih edilir. Emekli olunca artık topluma katkı yapamayacak ama toplumun yardımına muhtaç bir varlık gibi muamele görürsünüz. Oysa birçok emeklinin daha yapabileceği çok şey vardır. Kişisel çabaları ve girişimleriyle aktif olmayı sürdüren emekli sayısının artması bu bakımdan önemlidir. Bu çerçevede değişik alanlarda çalışmayı sürdüren emekli diplomatların sayısının arttığını görüyoruz. Topluca bir girişim başlatmaları ise ilk kez rastladığımız bir gelişme. Alıştıkları devlet perspektifi yerine sivil toplum perspektifini benimsedikleri ölçüde kamu oyundaki dış politika kültürüne katkı yapacaklardır.
Elbette, bu girişimin sadece emekli diplomatlarla sınırlı olmaması gerekiyor. Basın mensuplarının ve akademisyenlerin de APM çalışmalarına katkı yapmaları dış politika alanını kuşatabilmek bakımından önemlidir. Gazeteci günceli yakalayıp değerlendirir. Akademisyen olayların kuramsal, tarihsel boyutlarını inceler. Diplomat da deneyimlerinden hareket eder. Aktif siyaset hayatını bırakmış devlet kişileri de deneyimleriyle önemli katkılar yapabilirler.
Güncel – kuramsal – deneyim sentezi yoluyla dış gelişmeler daha iyi anlaşılır. APM'nin bu hedefe yöneldiği görülmektedir.
APM'nin, kamu oyuna katkı yapmak istiyorsa, mutlaka yapılması gereken kağıt üretimiyle kalmaması gerekiyor. Bu bakımdan "Diplomatik Akıl" başlığı altında bir sanaltay dizisi (herhalde salgından sonra canlı konferansa dönüşecektir) başlatmaları önemli. İlk sanaltay geçtiğimiz 31 Ocak günü gerçekleştirildi. Önde gelen basın mensuplarımızdan Tülin Daloğlu'nun başarıyla yönettiği toplantıda Hikmet Çetin ve önemli kalemlerimizden Murat Yetkin'in Türk dış politikası değerlendirmelerini dinledik. Hikmet Çetin, her siyaset kişisinde olması gereken ama pek azında bulunan sağ duyulu ve büyük resmi gören bakışın örneğini verdi. Murat Yetkin de donanım ve analitik yaklaşımıyla olaylara yeni bakış açıları sundu.
İkinci Diplomatik Akıl toplantısı 28 Şubat günü yapılacak. Konusu "İnsan Hakları ve Diplomasi". Dış ilişkilerinde ve politikasında insan haklarının yeri çok önemli olan ülkelerden biriyiz. Bu bakımdan konu ilginç ve yakıcı güncellikte. Toplantıyı basınımızın önde gelen isimlerinden Özlem Çelik yönetecek. APM sitesi üzerinden izlenebilir. Bu kez iki önemli hukukçumuzu dinleyeceğiz. (Bu arada ben de bir iki lâf edebilirim.) Yaş sırasıyla, birincisi Prof. Dr. Rona Aybay. Hukuk camiamızın en kıdemli ve saygın hocalarından. İnsan hakları alanında en önemli isimlerimizden biri. Avrupa Konseyinde akîl adamlık, Bosna Hersek İnsan Hakları mahkemesinde yargıçlık, daha nice görevde bulundu. İkinci isim T24 yazarlarından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Eski Türk Yargıcı Dr. Rıza Türmen. Ayrıca parlak kariyeriyle en seçkin diplomatlarımızdandır Büyükelçi Türmen. Bir de ilginç bir karşılaştırma yapayım: Rona Aybay 1961 Anayasa'nın hazırlanmasının aktif tanıklarından biridir. Rıza Türmen de milletvekili olarak Anayasa değişikliği konusunda ön planda çalışmıştı. İkisi de anayasa hukuku uzmanıdır. Acaba yeni anayasa fikri hakkında ne derler?
APM'nin diğer bir yeniliği de internet sitesinde bir dış politika sohbeti köşesi açması. Değişik dış politika konularında olabilecek sorulara bu köşede uzmanca yanıt verilmesine çalışılacak. Zamanla bu köşe canlı sohbet köşesine dönüşebilir.
APM ayrıca emekli büyükelçilerle yayımlanacak görüntülü söyleşiler yapılmasını öngörüyor. Her büyükelçi anılarını yazmıyor, ama söyleşi yoluyla daha yüksek sayıda emekli büyükelçinin anıları toparlanabilir. Eğer bu proje gerçekleşirse Türk diplomasi tarihinin en önemli arşivlerinden biri oluşacaktır.
Elbette, emekli diplomatların çeşitli konulardaki yazılarını şimdiden sitede okuyabiliyoruz.
İşte böyle! Emekli diplomatlar boş durmuyor. Doldurmaları gereken bir boşluk var, çalışsınlar.