21 Haziran 2014

Kalp hastalığından, diyabetten, astım, kanser ve bunamadan koruyan vitamin

Güneş ışınlarının dik gelmediği sabahın erken veya öğleden sonraki saatlerde her gün ortalama yarım saat güneşlenerek kendi D vitaminizi üretebilirsiniz

Size, kalp hastalığı, yaygın görülen kanserler, felç, gripten tüberküloza enfeksiyon hastalıkları, tip 1 ve tip 2 diyabet, bunama, depresyon, uykusuzluk, kas güçsüzlüğü, eklem ağrıs, fibromyalji, osteoartrit, romatoid artrit, osteoporoz, psöriazis, multipl sklerozis,, hipertansiyon gibi hastalıkların oluşmasında gizli bir faktör var ve bu bir vitamin var desem ne dersiniz? Üstelik bu konuda konuşmanın tam da zamanı..  

Daha önce de D vitamini hakkında bir yazı yazmıştım. Ama güneş vitamini mevsimi açılırken bir güncelleme yapmak istedim.  Son zamanlarda hakkında en çok çalışma yayınlanan vitamin D vitaminidir. Bu çalışmalar yeterli D vitamini seviyelerinin sağlığımız açısından kritik derecede önemli olduğunu vurgulamaya devam ediyor.

Tüm dünyada insanların yüzde 50’sinden fazlasında, yeterli kabul ettiğimiz 25 Vit D değeri 30 ng/ml’nin altındadır ve bu en azından bir milyar insanı etkileyen tıbbi bir sorundur. Güneş ülkesi olan ülkemizde bile D vitamini eksikliği yaygın olabilir.

D vitamini aslında vitaminden ziyade, bir hormon olarak kabul edilir. C vitamini veya B12 gibi beslenme yoluyla alınmaz, güneş gören ciltte ve  vücudumuzda kendimiz üretiriz. D vitamini bir hormon gibi vücudun metabolik işlevlerinin, hücresel görevlerinin ve genlerin düzgün çalışmasını sağlar.         

Sadece kemik, kas, böbrek, pankreas’da değil, vücudumuzda beyin dahil  her hücrede D vitamini reseptörü (hücrede bulunan alıcı yapılar) bulunur. Yeterli D vitamini varsa yağ hücrelerimiz bile daha kolay yağ yakmaktadır. Daha fazla yemenizi önleyen Leptin hormonu yağ hücrelerinden salgılanıyor. D vitamininin iştahı baskılayan bu hormonla etkileşimi var. İştahın artması kilo artışı ve tip 2 diyabet gelişme riskini arttırır. İnsülin salınımı kalsiyuma bağlı bir işlevdir ve D vitamini insülin direncinden koruyabilir. Kısaca D vitamini eksikliği  diyabete, insülin direncine ve kilo almayla sonuçlanacak bir iştah artışına katkıda bulunuyor olabilir.

D vitamini beyin sağlığımız içinde kritiktir. Hafıza oluşumu ve sinirlerin doğru çalışması için gereklidir. D vitamini eksik olanlarda zihinsel işlevlerde azalmanın, D vitamini eksikliği olmayanlara göre yüzde 60 daha fazla olduğu gösterilmiştir. Ayrıca beyinde yeterli D vitamininin ruh halimizi etkileyen serotonin yapımını uyardığını gösteren kanıtlar bulunmaktadır.

D vitamininin kalp damar sağlığı için önemli olduğuna da inanılıyor. Bir çalışmaya göre kalp krizi geçirenlerin yüzde 96’sında D vitamini seviyeleri eksik. 

Ayrıca hamileliğin son 3 ayında annenin yeterli D vitaminine sahip olmaması durumunda bebeğin iskelet sisteminin gelişiminde anahtar rol oynamaktadır. D vitaminin eksikliği durumunda annede preeklampsi riski (hamilelikte yüksek tansiyon), gestasyonel diyabet (hamilelik şekeri), enfeksiyonlar ve düşük doğum ağırlıklı bebek riskinin arttığı çalışmalarla gösterilmiştir.  Ayrıca gebelik döneminde D vitamini yetersizliğinin, bebekte düşük kemik kütlesine neden olabildiği  ve çocukluk süresince oto-immün hastalık görülme riskinin arttığı gösterilmiştir. Hipertansiyon, enfeksiyon ve erken doğum gibi hamilelik komplikasyonları, yeterli D vitaminine sahip olan hamilelerde daha az görülmektedir. Hamilelikte 25 Vit D düzeyini  optimal olarak 35-45 ng/ml aralığında tutmanız tavsiye ederim. Bu konuda sadece doktorunuza güvenin. Zira ne kadar D vitaminine ihtiyacınızın olduğu mevcut değerinize bakıldıktan sonra doktorunuz tarafından günlük doz ayarlaması yapılarak saptanır. Kimimizin ihtiyacı daha az, kiminin daha fazla ihtiyacı olabilir. Fazlası kesinlikle zararlı olan vitaminlerden biri olduğundan ve aldığınız destek hala yetersiz kalabileceğinden doz ayarlamasını doktorunuza bırakın.

Meme kanseri, kolorektal kanserler ve D vitamini arasında da bağlantı olduğunu gösteren yeterli sayıda kanıt birikmiştir. Bu iki kanserden başka prostat, pankreas, akciğer ve enddometrium kanserleri de D vitamini eksikliği ile ilişkilendirilmiştir.

D vitamini kalsiyumun kendisinden bile daha önemlidir. Yani istediğiniz kadar kalsiyum yiyin ve için, eğer yeterli D vitamininiz yoksa aldığınız kalsiyumdan vücudunuz faydalanamaz. Kalsiyum desteklerinin içinde olan 400 ünite D vitamininin yeterli olmayabileceğinden kan düzeyinize baktırmanız ve mevcut değerinize göre doz ayarlaması yapılarak D vitamini kullanmanız gerekir. Optimal kemik sağlığını ve osteoporozdan korunmak için temel faktörleri yinelemek istiyorum. Kalsiyum, D vitamini, K vitamini, magnezyum ve ağırlık egzersizleri maksimum kemik sağlığı ve osteoporozdan korunmak için gereklidir. (Osteoporozdan nasıl korunulur?)

Güneşli günlerin başladığı şu günlerde güneşin zararları yanında yararları olduğunu da bilmenizi istedim. Ancak yüz ve boynunuzu yüksek faktörlerle korumanız erken yaşlanmadan korunmak için gereklidir. Bu durumda güneş ışınlarının dik gelmediği sabahın erken veya öğleden sonraki saatlerde her gün ortalama yarım saat güneşlenerek kendi D vitaminizi üretebilirsiniz. Diğer saatlerde yine korumanızı sürerek güneşlenmenizi öneririm. Hepinize harika bir yaz sezonu dilerim.

Sağlık tesadüf değildir, sağlıklı yaşayın.

Yazarın Diğer Yazıları

Eksozom: Hücresiz hücresel tedavi

Tedavi amacına yönelik olarak olağanüstü yenileyici özelliklerinden dolayı Mezenkimal Kök Hücre kaynaklı eksozom çeşitli hastalıkları tedavi etmede tercih edilmektedir

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

"
"