05 Mayıs 2014

Kürtler nerede? Dağa çıktı. Dağ nerede? Devlet bombaladı…

Kürtlerin onbinlercesi mülteci olarak vatanlarından, topraklarından uzak diyarlardalar. Vatanlarına dönemeyen bu Kürtler Avrupa’nın çeşitli yerlerinde sokaktaydılar 1 Mayıs için.

1 Mayıs’ta twitter gündemini meşgul eden konulardan biri de “Kürtlerin nerede olduğuydu”. 1 Mayıs’ta sokaklara çıkan Türkler gazlanıp, coplanırken bir kısmı yanlarında Kürtleri göremediklerini söyleyerek veryansın ediyorlardı: “Kürtler nerede?” Ne de olsa bu ülkenin düzenli gazlanıp coplananlarıydı Kürtler, ön sıralarda olmaları gerekirdi.

Ben de aynı gün sordum kendime “yahu biz neredeyiz ki, Türkler bizi bir türlü görmüyor”. Bu yazı 1 Mayıs günü nerede olduğumuzu merak edenlere…

Kürtlerin bir kısmı 1 Mayıs’ta Hakkari’de Meskan dağında nöbetteydi. Aylardır Bölgede ve Meskan dağında yapılan karakol ve kalekolların inşasını durdurmak için Hakkarili Kürtler kar kış demeden dağda yatıp kalkmaktalar. Yüzlerce Kürt de Lice’de yapılması planlanan karakol inşaatını durdurmaya çalışmaktalar. Kürdistan’ın birçok yerinde olduğu gibi barışın nöbetini tutmaktalar. 1 Mayıs günü de emekçilerin bayramını Meskan dağında, Lice’nin dağlarında yoğun gaz bombası altında “kutladılar.”

12 binden fazla Kürt Erbil’e 100 kilometre ötedeki Mahmur kampındaydılar. Türk Devletinin sınırdaki Kürt köylerini yakması ve boşaltması ile devlet zulmünden kaçan  binlerce Kürt 1998 yılından beri bu mülteci kampında, açlık, yoksulluk, hastalıkla mücadele etmekteler. Kürtler Mahmur’da 1 Mayıs’ı topraklarına, sevdiklerine, vatanlarına hasret içerisinde kutladılar.

Kürtler cezaevindeler. Belediye başkanı, sivil toplum temsilcisi, milletvekili, aydını, gazetecisi, çocuklarıyla cezaevindeler. Cezaevlerinde halen 700 Kürt çocuk bulunmakta. Kürtler demir parmaklıkların arkasında bile kutladılar 1 Mayıs’ı.

Kürtlerin onbinlercesi mülteci olarak vatanlarından, topraklarından uzak diyarlardalar. Vatanlarına dönemeyen bu Kürtler Avrupa’nın çeşitli yerlerinde sokaktaydılar 1 Mayıs için.

Binlerce Kürt anne her Cumartesi Galatasaray meydanında, Cizre’de, Diyarbakır’da kayıp çocuklarını aramaktalar.

Botanlı Kürtler aylardır Şırnak’ta kurulması planlanan termik santrali engellemek için çadır nöbetindeler.

Roboski’de Kürtler bu 1 Mayıs’ta, Roboski’nin 855. gününde, her Perşembe olduğu gibi evlatlarının mezarlarını ziyaret etmekteler.

Yuvaları yakılmış, zorunlu göçe uğramış Kürtlerin bir kısmı hala çadırda yaşamakta, Adana’nın, İzmir’in, İstanbul’un, Mersin’in, Ankara’nın varoşlarında hayata tutunmaya çalışmaktalar…

On binlerce Kürt tren garlarında, pikapların arkalarında üst üste mevsimlik işçi olarak yollardalar. Yediğiniz sebze, meyveyi toplayıp, sofranıza ulaştırmaktalar.

Kürtler oturduğunuz evin inşaatında çalışmaktalar. Kürtler belki yıllardır Kürt kimliğini saklayan yanı başındaki komşun, çocuğunun iyi Kürtçe konuşamadığı için aşağılanan sınıf arkadaşı, dolmuşta dili duyulmasın diye fısıltıyla konuşanlar… Belki de sokağında görmeye tahammül edemediğin mendil satan çocuklar…

Kürtler, sadece bir rakamdan ibaret olan, her yıl ölen binlerce emekçi ve işçi…

Buna rağmen binlerce Kürt 1 Mayıs’ta meydanlardaydılar. Kadıköy’de PKK bayrağı açtı diye kendisini linç etmeye kalkan emekçilerin yanında…

Başını çevirirsen göreceksin, Kürtler hemen yanı başında. Sokağında, çöpünü toplamakta, evinde, temizlik yapmakta…

Kürtlerin binlercesi dağlarda, yuvaya dönmenin yolunu aramakta…

Binlerce Kürt toplu mezarlarda.

Binlercesi de toplu mezarların başında çocuklarının kemiklerini aramakta.

Mezardaki, dağdaki, zindandaki, sokağınızdaki, hangi Kürdü sormaktasınız?

Hay Allah! Bugün de ortalıkta yoklar, sahi bu Kürtler nerede?

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

KHK ve OHAL mağdurları anlatıyorlar

Yanımızdaki KHK/OHAL mağdurlarını dışlamayarak, bu karanlık günlerde onlarla dayanışarak ilk gül tohumlarını toprağa atabiliriz

Bextreş Nezarethanesi

Bir kez daha anladım ki yıkım ve savaşın tarihini yazanlara inat, bizler de dayanışmanın ve mücadelenin tarihini yazıyoruz...

Enfâl'in ruhu şimdi Afrin'de

Siz kirlisiniz biliyoruz ama hiç değilse yüzyıldır barışın adı olan zeytinin adını da kirletmeyin!

"
"