10 Ocak 2019

Binali Yıldırım'ın ayakkabı numarasını merak ediyorum

Ilımlı mı ılımlı "sorun ne isterseniz" diyecek kadar "geniş gönüllü" Yıldırım dünyada off-shore haberlerinden "ceza çıkartan" siyasetçi olarak tarihe de geçti

Meclis Başkanı-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım hafta başında gazetecilerle buluştu. 

Toplantının başında şöyle bir anons yaptı Yıldırım:

“Bugün bu toplantıda her şeyi sorabilirsiniz, hiçbir sınırlama yok. İsterseniz ayakkabı numaramı da sorabilirsiniz. Hobilerimi, korkularımı sorun. Ama daha çok İstanbul'u sorun...”

Ne günlere kaldık...

İktidar öyle bir gazetecilik modeli yarattı ki...

"Büyüklere" sorulacak sorular gazetecilere baştan dağıtılıyor. Konu, konsept, sorma şekli çerçeveleniyor. Sonra bir kişi deşifre yapıyor, herkese dağıtıyor, her yerde aynı haber çıkıyor. Aslında katılımcılar da sürekli aynı. Al gülüm ver gülüm...

Mesleğini yapmaya çalışan bir avuç gazeteciyi tenzih ederim. Ama genel tablo bu. İşte Yıldırım o gün gazetecilere "lütfetmiş…" Her şeyi sorun sınırlama yok demiş. 

Aslında "esprili" bir kişi Binali Yıldırım. Kimilerine göre "iktidarın ılımlı yüzü”...

Peki gerçekten öyle mi? O gün o toplantıya katılanlardan birinin aklına hemen ertesi gün (8 Ocak günü) gazeteci Pelin Ünker'in "karar duruşması olduğu" aklına gelip bu konu hakkında bir soru sorsaydı. Hazır "izin" de çıkmış! 

Deseydi ki: 

Sayın Yıldırım, Başbakanlığınız sırasında çocuklarınızla ilgili Cumhuriyet Gazetesi'nde Pelin Ünker tarafından yapılan belgeli haberi mahkemeye verdiniz. Karar duruşması yarın. Haberin dayandığı belgeler, dünyanın en büyük off-shore hizmet sağlayıcıları olan Bermuda merkezli Appleby ve Singapur merkezli Asiaciti ile gizlilik politikası uygulayan 19 farklı vergi cenneti (Antigua & Barbuda, Aruba, Bahamas, Barbados, Bermuda, Cayman, Cook Islands, Dominica, Grenada, Labuan, Lebanon, Malta, Marshall, Islands, St. Kitts & Nevis, Saint Lucia, Saint Vincent, Samoa, Trinidad & Tobago, Vanuatu) ve yargı yetkisi alanındaki kayıtları içermektedir. Almanya'nın en ciddi ve önemli gazetelerinden biri olan Süddeutsche Zeitung tarafından elde edilen belgeler, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşılmıştır. 

Süddeutsche Zeitung; aralarında The Guardian, New York Times, Le Monde, El Confidencial, Columbia Journalism School ve BBC gibi dünyanın en önemli medya kuruluşlarının da olduğu 96 medya kuruluşundan 382 gazeteci ile bir yıl boyunca ve 13.4 milyonu aşkın belge üzerine çalışmıştır.

ABD Başkanı Donald Trump, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, İngiltere Kraliçesi ve farklı ülkelerden 120’den fazla politikacının off-shore hesapları başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından siyasetçilere ilişkin bilgiler 67 ülkeden 96 medya kuruluşuyla eş zamanlı yayımlanmıştır. Üzerinde çalışılan belgeler 1.4 terabayt büyüklüğünde olup, Türkiye’den sadece Cumhuriyet gazetesi bu ekipte yer almaktadır.

Cumhuriyet gazetesinin Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’na (ICIJ) 11 Şubat 2015’te yaptığı başvuru, gazetenin yayın çizgisine duyulan güvenle olumlu olarak değerlendirilmiş, Pelin Ünker, 6 Mayıs 2016 tarihinde ICIJ’nin Türkiye partneri seçilmiştir. Bu tarihten itibaren Pelin Ünker’in konsorsiyumda yer alan gazetecilerle birlikte yürüttüğü araştırmalar sonucu elde edilen veriler haberleştirilmiştir ve bu haberlerin yayımlanması haksız eylem olmayıp basın özgürlüğünün gereğidir. Basın özgürlüğü; basın-yayın yoluyla düşüncelerin serbestçe açıklanması ve halkın bilgi edinme haklarını içeren üstün nitelikte kamusal bir haktır. Dava konusu haber de bu kamusal hakkın kullanılması çerçevesinde yazılmış ve yayımlanmıştır. Öncelikle haberin konusu. Bir başbakanın çocukları vergi ödememek için vergi cenneti ülkelerde şirket kuruyorlar. Haber bu. Haber doğru mu? Doğru. Peki bu şirket kurma yasal mı? Evet yasal ve zaten haberde bu açık biçimde yazılı. Peki etik mi? Buna kamuoyu karar verecek. Basının görevi doğru bilgiyi verip bu tartışmayı kamuoyunun gündemine taşımaktan ibaret. Bu yapılmış mı? Evet suçlama konusu eylem bundan ibaret. Neden mahkeme yolunu tercih ettiniz? (Soru kısmı davanın avukatları Tora Pekin ve Abbas Yalçın'ın savunmasından alınmıştır.) 

Yıldırım bu soruya ne yanıt verirdi? Gazeteci arkadaşlar unuttular sormadılar, öğrenemedik. Ama 8'inde mahkeme Pelin Ünker'e 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verip ertelemedi. Ayrıca 8 bin 600 lira para cezasını da ekledi. 

Yazılı basında pek çok gazete cezayı birinci sayfadan hakkıyla göstermeyi "unuttu" tek satır haberle yetindi. (Evrensel her zamanki gibi farklıydı.) 

Ilımlı mı ılımlı "sorun ne isterseniz" diyecek kadar "geniş gönüllü" Yıldırım dünyada off-shore haberlerinden "ceza çıkartan" siyasetçi olarak tarihe de geçti. 

O zaman "gazetecilere" ne kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yayınladığı mesaj. Okuyalım ve sevinelim: 

Son 16 yılda ülkemiz genelinde hayata geçirilen reformlar, Türk basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur...

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’nin ‘eski Osmanlı havzasındaki’ hamleleri, Erdoğan iktidarının cami sembolizmi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Emevi Camii’nde namaz hedefi’ni en yakınındaki isimlerden MİT Başkanı İbrahim Kalın yerine getirdi. Üstelik Esad rejimini deviren HTŞ’nin lideri Colani’nin kullandığı araçta da yan koltukta fotoğraf verecekti. Camide namaz görüntüsü bu kez sınır dışında dünyanın yakından izlediği bir noktada gerçekleşmiş, ibadetten çok siyasi bir mesaj içermişti

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

"
"