03 Kasım 2016

Popülizm ve saire

Türkiye'de söylenecek çok söz kalmadı...

Yunanistan'da "sol popülizm" üstüne bir şeyler yazmak istediğimi söylemiştim. Ama sözün başında, "Yunanistan'da 'sol popülizm" lafının çok da anlamlı olmayabileceğini söyleyeyim. Çünkü Yunanistan'da solun mu, sağın mı daha popülist davrandığına karar vermek zor. Yunanistan'ın modern tarihinde bizdeki CHP gibi (ya da, sözgelişi Hindistan'da Congress Party gibi) "bastonyuttu" bir parti geleneği yok. Bunun yerine çeşitli "popülizmler" var. Ama bunların arasında, "sol" eğilimli olanın daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

PASOK uzun yıllar Yunanistan'ın "sol popülist partisi" olma özelliğini devam ettirdi. Bu partinin başında bulunan Papandreu hanedanı içinde, iki "Yorgo" arasında, Andreas, popülizmin de en başarılı uygulayıcısıydı. Onun oğlu, şimdiki Yorgo, benim belirli bir mesafeden izlediğim kadar, bu geleneğe son vermek değilse de (bu, fazla radikal bir iddia olabilir), bir sınırlama getirmek istiyordu. Son durumda ne oluyor, ne bitiyor, hiç bilmiyorum. Bizde atasözü, "El elden üstündür" der; Yunanistan'da "popülizm popülizmden üstündür" denebilir.

Burada ilginç bir diyalektik var: "Popülist" dediğimiz önder, mantık gereği, sevilen bir önder olmalı. "İlginç" dediğim, bu sevgi birdenbire kesilebiliyor. Tersine de dönebiliyor. "Akdeniz tipi aşk"larda mı oluyor böylesi, nedir? Bir an geliyor, sevdiğini kıtır kıtır doğruyorsun. Şimdi görünen o ki "sevilme" sırası Tsipras'ta. Önder, sevilen önder değişebiliyor da, "popülizm" değişmiyor. Hani turistik bir araç vardır. Mickey Mouse olsun ya da Superman olsun, onun resmi, ama yüzü delik bırakılmış. Arkasına geçip fotoğraf çektiriyorsun, Mickey Mouse ya da Superman, ama suratı senin suratın. Yunanistan'da böyle "popülizm" panoları var. Yüz kısmı, belirli aralıklarla değişebiliyor; gerisi hep aynı. 

Atina'ya gittiğim bir sefer, İç Savaş sürecinde bir olayın anıldığı bir yıldönümüne rastlamıştı. Töreni Komünist Parti düzenliyordu. Venizelou Caddesi'nde, üniversitenin önündeki meydanda toplanıyordu insanlar. İç Savaş'ın ELAM'lı "gazi"leri, ağarıp bembeyaz olmuş bıyıklarını güzelce burmuş, omuzlarında bayrakları, meydana geliyorlar. Bayraklar direklere sarınmış, bayrak direklerinin yaldızlı amblemleri haç biçiminde. Yani, ellerinde haç taşıyan komünistler...

Mussolini'nin püskürtülen saldırısı, onu izleyen Nazi işgali, derken İç Savaş ve emperyalist devletlerin Yunan sağıyla ittifakı, derken Albaylar Cuntası'nın darbesi gibi olaylar Yunan solunu besleyen kaynaklar oldu. Bunların sonucunda, denebilir, Yunanistan'da "sol," bir tür "ulusal refleks"tir. Hani Yunan, sıradan adam, yatağına yatar, nasıl uyursa uyur, ama uyanıp kalkarken solundan kalkar. Tıptı, gene "ulusal refleks" olarak, Türkiye yurttaşının sağından kalkması gibi.

Peki, durum böyleyse, bir Yunan otomatikman solcu, bir Türk de otomatikman sağcı mı oluyor? Bence olmuyor. Bence, aslında ikisinin talepleri, beklentileri, beğendikleri ve beğenmedikleri bayağı benzeşiyor. Ama ne hikmetse Yunan bunları sol diye adlandırıyor, Türk, sağ diye. 

Bu da popülizm, zaten!

Neyse, daha önce de yazdığım gibi, benim hayatımda "popülizm" yalnızca olumsuz çağrışımları olan bir kavram değil.

Gelelim Türkiye'ye. Gelelim de, burada söylenecek çok söz kalmadı. Cumhuriyet gazetesine yapılan, gösterilen muamele, bir nirengi noktası. "Sübliminal mesaj"lardan karşı olduğun örgütü destekleme eylemlerine geldik. Bakın, örneğin Hikmet Çetinkaya bu güç işi başardığı şüphesiyle gözaltına alınabiliyor.

Sanırım Türkiye'de rasyonel konuşmaya çalışmamanın absdürd olduğu noktaya vardık.

Yazarın Diğer Yazıları

Nazar

Asvadzadzin’de bu sefer Nazar’ı öbür dünyaya uğurlamak üzere bulunmak içimi acıttı. Ne acelen vardı, Nazar? 

Bugünlerin siyasi bulmacası

Devlet Bahçeli “Öcalan” çıkışıyla ne demek istedi? Erdoğan ile bir plan hazırlamışlarsa bu plan ne olabilir? Hareket aşamasına gelince ne olabilir?

Dış ilişkiler

Tayyip Erdoğan Türkiye’nin dış politikasını “monşerler”in elinden kurtardı. O elinden geleni yaptı, “kurtardı” ama bu kurtuluş bizim için iyi mi oldu, kötü mü hiç emin değilim

"
"