Ülkemizde üniversite mezunu gençler, lisans eğitimlerini tamamladıktan sonra hayatlarının en zor kararlarından biri olan kariyer meslek edinimi yoluna girmektedirler. Bunun için önce KPSS’ye girip hukuk, iktisat, maliye, muhasebe gibi alanlardan oluşan zorlu bir sınavı geçip iyi de bir sıralamaya girmeleri gerekmektedir.
Özellikle dört yıllık eğitim veren iktisat, işletme, maliye, çalışma ekonomisi, kamu yönetimi gibi bölüm mezunları bu sınavlara girerek ziyadesiyle ter dökmektedirler. Bu sınavda ortalamanın üstünde netler yapıp yine ortalamanın üstünde puan alan adaylar bu kez muhtelif tarihlerde kamu kurumları tarafından açılan müfettiş yardımcılığı, uzman yardımcılığı, denetmen yardımcılığı gibi sınavlara girerek klasik ya da test usulüyle hukuk, iktisat, maliye, muhasebe gibi derslerden oluşan zorlu bir sınava daha girmektedirler. Bu sınavda da başarılı olanlar en son aşamada bir de mülakat denilen -ki hiç tasvip etmediğim- bir sınava daha girmektedirler. Özellikle bu aşamada gencecik bu insanların heyecan ve korkularına defalarca tanık olmuşumdur.
Mülakatı da geçen adaylar her şeyin bittiğini sanarken üç yıl kurumdaki çalışmalarının ardından mesleki bilgilerden oluşan yeterlik sınavına da girmekteler. Bu sınavdan sonra da durumlarına göre müfettiş, uzman, denetmen gibi bir unvan alarak yardımcılıkları kalkmaktadır.
Bu kısmı okurken eminim sizler de ne zormuş arkadaş demişinizdir. Gerçekten de oldukça zor bir süreçten sonra bu kıymetli arkadaşlar ülke menfaatine görevlerini ifa etmeye devam etmektedirler.
Ancak bu aşamada da her şey güllük gülistanlık değil. Çünkü bu mesleklere giriş süreçleri hemen hemen aynı olmalarına rağmen özlük haklarıyla alakalı çok önemli farklılıklar olabilmektedir.
Aynı süreçten geçmelerine rağmen özlük hakları birçok muadil meslektaşlarına göre yetersiz olan meslek gruplarından bir tanesi de sosyal güvenlik denetmenleridir.
Sosyal güvenlik denetmenleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun taşra teşkilatında, 81 ilde, kayıt dışı istihdam, sahte işyeri, sahte sigortalılık, muvazaalı boşanma, iş kazası ve gelir tespiti konularında rehberlik ve denetim yapan, yapmış oldukları tespitler sonucu her yıl milyarlarca lira kamu zararının önüne geçen bugün itibariyle sayısı 2670’ye ulaşan bir kariyer meslek grubudur.
Özellikle sahte sigortalılık konusunda son dönemlerde gösterdikleri performansları takdire şayandır. Hatta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan sosyal medya hesabından 2024 Ocak/Ekim döneminde yani yılın ilk 10 ayında 100 bin 500 iş yeri denetlendiğini ve neticede 1.713 sahte iş yeri, 17 bin 284 kayıt dışı çalışan, 67 bin 398 sahte sigortalı tespit edildiğini ayrıca 1 milyar 609 milyon 466 bin 742 lira da idari para cezası kesildiğini duyurdu. Bu denetimleri yapanlar sosyal güvenlik denetmenleridir.
Ayrıca 2023 yılında 197 bin 380 adet sonuçlandırılan denetim ile 156 bin 945 adet rapor düzenlemişler.
Sosyal güvenlik denetmenlerinin bir de dernekleri var; Sosyal güvenlik Denetmenleri Derneği, başkanı da bir sosyal güvenlik denetmeni olan Mustafa Şahin’dir. Kendisiyle görüştüğümüzde özlük haklarıyla alakalı bir düzenleme yapılmasıyla alakalı TBMM’ye bir talep sunduklarını da söyledi.
Bu talepleri genel olarak özlük haklarının iyileştirilmesi yönündedir. Bu isteklerinin bir tanesi maaş farklılıklarının giderilmesidir. Örneğin Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde olan bir başmüfettiş yaklaşık 70 bin lira aylık maaş alırken aynı kıdeme sahip bir sosyal güvenlik denetmeni yaklaşık 54 bin lira almaktadır. Bu tarz özlük hakkı eksikliklerinden kaynaklı kuruma giren birçok denetmen mesleği bırakmakta başka kurum sınavlarına girmektedir. En nihayetinde denetmenler kan kaybetmektedir.
Bu minvalde sosyal güvenlik denetmenlerinin özlük haklarının merkez-taşra vb. hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın merkez denetim elemanları ile eşitlenerek mağduriyetlerinin giderilmesi istenilmektedir.
Ezcümle bir denetim elemanı olan sosyal güvenlik denetmenlerinin özlük haklarının iyileştirilmesi Sosyal Güvenlik Kurumu’nun taşra teşkilatını güçlendirmiş olacak ve birçok nitelikli genç yurttaşımıza da cazip bir kariyer yolu sunulmuş olacaktır. Yetkililerin bu sorunu tez elden gündemlerine almaları doğru olacaktır. Özetle resmi doğru görüp yerinde analiz yapmak memleket meselesidir…
Murat Batı kimdir?
Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.
Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı.
Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.
"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.
Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.
|