04 Haziran 2020

KKTC Covid'den paçasını sıyırdı mı?

Covid-19 korkusunu atmak için iki şeyden birinin gerçekleşmesi lazım: Aşı bulunması ya da "sürü bağışıklığı" denen olgu

KKTC'de neredeyse iki aya yakındır Covid-19 vakasının görülmemesi ülkenin bu belayı atlattığı anlamına gelmez.

Covid-19 korkusunu atmak için en az iki şeyden birinin gerçekleşmesi lazım: 

Aşı bulunması.

Aşı üzerinde birçok ülkede hummalı çalışmalar yürütülmektedir ve en az iki aşı adayı deneme sürecine girmiştir. 

Ancak şu aşamada fazla ümide kapılmamak gerekir.

Aşı adaylarının başarılı olacağı, yani Covid-19'a karşı bağışıklık kazandıracağı kesin değildir.

Başarılı olurlarsa bütün dünya, yani sekiz milyar civarında insan kuyruğa girecektir.

Sıranın ne zaman Kıbrıs'a (veya TC'ye) geleceği meçhuldür.

En gerçekçi tahminler aşının 18-24 ay arasında hazır olabileceğine işaret ediyor.

İkinci savunma hattı "sürü bağışıklığı" denen olgunun gerçekleşmesidir. 

Sürü bağışıklığı yeteri kadar insanın bu hastalığa yakalanıp iyileşmesi ve Covid-19'a karşı bağışıklık kazanmasıdır. Yani bir daha hastalığa bulaşmaması, bulaşırsa nezle gibi hafif atlatmasıdır.

Covid'e dirençli bir nüfus deposunun meydana gelmesi hâlinde salgının yayılması büyük bir tehlike arz etmeyecek şekilde hız kesecek veya duracaktır.

Nüfusun yüzde kaçı hastalığı atlattığında sürü bağışıklığı elde edilmiş sayılır? 

Bu konuda uzmanlar arasında görüş birliği yoktur. Tahminler yüzde 60 ile 80 arasında değişmektedir. Bu, eğer nüfusun dört yüz bin olduğunu farz edersek, KKTC bağlamında 240 bin ila 320 bin kişinin hasta olup sağ kalması demektir. 

Bu, kolaylıkla elde edilecek bir sayı değildir. Hiç kapanmayan İsveç'te ve bir süre açık kalıp sonra kapanan İngiltere'de bile bağışıklık kazananların toplam nüfusa oranının yüzde 7 ile 17 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

TC'de bu yüzdenin kaç olduğunu bilmek imkânsızdır. Salgın geçirmeyen KKTC'de bu oran sıfıra yakın olmalıdır.

Bu iki savunma hattının ikisinin de olmamasına rağmen KKTC dâhil birçok ülke, yasakları hafifleterek veya kaldırarak açılmaya başlıyor.

Neden tıbbi değil ekonomiktir. Kapalılık görülmemiş işsizliğe ve iflaslara neden olarak ekonomileri yerle bir etti. Bunun sürdürebilir olmadığını bilen hükûmetler salgının hız kazanma riskini göze alarak ekonomiyi canlandırmak için tecritten çıkmayı denemekte.

Olgu yeni olduğu için sonucun ne olacağı belli değildir ama tahmin edilebilir – Koronavirüs vakaları artacak.

Özetleyecek olursam: 

Dünya Koronavirüs macerasının sonuna gelmekten çok uzaktır.

Biz de çok uzağız.

KKTC'de yeni vaka olmaması bir başarı olmakla beraber o kadar da büyük bir başarı değildir.

Yayılmanın durdurulması hastalığın kökünün kazıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle açılırken ve ülkeyi dışarıya açarken tedbiri elden bırakmamak lazımdır. 

Sanırım en iyi yöntem, dışarıdaki en iyi çalışmaları izlemek ve onları uygulamaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor