Birkaç gün önce harika bir şey oldu.
Yeni Zelanda Meclisi bir yasa geçirerek bir nehre, Whanganui Nehri’ne, insan statüsü tanındı.
Whanganui Nehri, canlı bir varlık sayılacak, bir insanın sahip olduğu haklara sahip olacak, adanın yerlileri olan Maorilerin “ata”larından biri olarak kabul edilecek.
Whanganui Maori kabileleri isimlerini, ruhlarını ve güçlerini Yeni Zelanda’yı meydana getiren iki adanın kuzeyindeki dağlarda çıkan ve denize dökülen bu nehirden alırlar.
Var oluşlarından itibaren, Maoriler, Whanganui’nin sularında kanolarla seyahat ettiler, yılan balığı avladılar, kıyılarında köyler kurdular ve onun için savaş verdiler.
Meclis'teki oylamanın sonucu açıklanınca orada bulunan yüzlerce Maori yerlisi sevinç gözyaşları dökmüş.
Buna şaşırmadım.
Orada olsaydım ben de sevinçten ağlayabilirdim, doğa ile insanın akrabalığını kütüğe geçiren bu ilk karara.
Whanganui, ülkenin üçüncü büyük akarsuyudur. Canlı bir birey olarak kabul edilmesini, adını kendinden alan Whanganui Iwi kabilesine borçludur.
Iwiler, 1870’lerden beri, 290 kilometre uzunluğundaki nehre kutsal bir statü verilmesi için mücadele ediyordu.
Onlarınki, herhalde, doğa için verilen en uzun hukuk savaşı olmalı.
Whanganui’yi Meclis’te temsil eden Maorilerin başkanı olan Gerrard Albert mücadelelerinin nedenini şöyle açıkladı:
“Konuyu buraya taşımamızın nedeni nehri atalarımızdan biri saymamızdır. Bu bizim için her zaman böyleydi.
Nehre doğru yaklaşım onun canlı bir varlık, görünmez bir bütün olduğunu kabul etmektir. Geçen yüzyıl olduğu gibi sahip olunan ve ticari amaçlarla yönetilen bir şey değil. Bizim açımızdan bunun böyle olduğunu herkesin anlamasını istedik.”
Nehre canlı bir varlık statüsü vermenin anlamı şudur:
Artık, yasalar karşısında, nehre zarar vermek veya onu kötü amaçlarla kullanmak ile bir insana zarar vermek veya taciz etmek arasında bir fark kalmamıştır. Nehir artık bir insanın sahip olduğu haklara, görevlere ve yükümlülüklere sahiptir.
Whanganui Nehri’ni temsil etmek üzere, biri hükümetten diğeri Whanganui Iwi kabilesinden olmak üzere iki “vasi” seçilecek. Hükümet işlerini yapabilmeleri için para sağlayacak.
Maori inancına göre Maori kabileleri evrenin bir parçasıdır; dağlar, nehirler ve denizlerle birdir.
“Soyağacımız evrenin başlangıcına dayanır. Bu nedenle biz doğanın efendisi değil bir parçasıyız. Başlangıç noktamız, buna uygun olarak yaşamaktır.”
Iwiler’e göre nehrin sağlığı ile insanların sağlığı doğrudan bağlantılıdır.
Nehrin, onların yaşam ve inançlarındaki yerini belki de en iyi bu sözler anlatır:
E rere kau mai te awa nui nei
Mai i te kāhui maunga ki Tangaroa
Ko au te awa
Ko te awa ko au.
Nehir akar
Dağlardan denize
Ben nehirim
Nehir bendir.