Erdoğan, Türkiye’yi yolundan çevirip doğulu, dinci, demokratik olmayan bir ülke haline getirdi.
Ona çok benzeyen biri var.
Erdoğan’ın otoriter özelliklerini paylaşan Donald Trump. O da Amerika’yı yolundan çevirmek, hukuk devleti nosyonuna kafa tutmak istiyor. Ama beceremeyecek. Amerika’nın yerleşik kurallarını ve kurumlarını değiştiremeyecek.
Tam tersi olacak aslında, er veya geç. Amerika, Trump’ı değiştirecek.
Gelişmeler gösteriyor ki Kongre sonunda, “impeachment” adlı bir süreci harekete geçirerek Trump’ı görevden alacak, Başkanlığı, yardımcısı Mike Pence’e devredecek.
Acınacak bir adam! Acınacak bir parti! Böyle bir muhalefet partisine sahip olduğu için acınacak bir ülke!
Neden Türkiye’de Erdoğan demokrasiyi saf dışı etti de Amerika’da demokrasi Trump’ı ekarte edecek?
Çünkü Amerika, kurumların ülkesidir, Türkiye kişilerin.
Amerika’da kurumlar güçlüdür – yargı, yasama, merkez bankası (FED), federal emniyet (FBI), basın gibi kurumlar, yürütmeden yani Başkan’dan yüksek duvarlarla ayrılmıştır ve kendi sahalarında ondan güçlüdür.
Türkiye’de yasama, yürütme ve diğer temel kurumlar, cumhuriyet kurulduğundan beri iktidarda olan kişi veya partilerin kulu olmuştur.
Bu, Erdoğan’la başlayan değil, Erdoğan’la süratlenen ve doğal menzili olan na-demokrasiye varan bir süreçtir.
Türkiye’de siyasi partiler birer diktatörlüktür. Evren döneminde çıkarılan Siyasi Partiler Yasası, parti başkanlarına partilerine tamamen hakim olma, en ufak başkaldırıyı en şiddetli biçimde cezalandırma yetkisi veriyor.
Parti başkanının onaylamadığı bir kişi ne delege olabilir, ne milletvekili. Bunlar yerlerini başkana borçlu oldukları için milletin değil, başkanın emrindedirler.
Bugüne kadar bu yasadan bahseden veya değişmesi gerektiğini savunan bir parti başkanı duydunuz mu?
CHP’nin yeteneksiz genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu yasadan aldığı güçle (ve damarlarındaki asil kanda mevcut despotlukla) “Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğim. Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağım," diyebilmiş ve sözünü tutmuştur.
Acınacak bir adam! Acınacak bir parti! Böyle bir muhalefet partisine sahip olduğu için acınacak bir ülke!
*
Trump durmadan yalan söylüyor. (Kimi hatırlatıyor size?)
Ve FBI’ın aleyhinde yürüttüğü, onu Beyaz Saray’dan alıp yargı önüne götürme potansiyeli yüksek bir araştırmayı engellemeye çalışıyor. (Bu size hangi olayı hatırlatıyor?)
Bu araştırmanın konusu, kendisi ve adamlarının Rusya ile olduğu iddia edilen gizli ilişkileri, Rusya’nın interneti kullanarak Amerikan seçimlerini Trump lehine etkilemesidir.
Sonunda bu olay aydınlığa kavuşacak.
Bunda kurumların bağımsızlığı ve gücü dışında, Kongre ve Senato’daki Cumhuriyetçilerin Trump’ın kulu olmaması da büyük rol oynayacak.
Erdoğan demokrasiyi ve kurumlarını yendi. Amerika’da demokrasi ve kurumlar Trump’ı alaşağı edecek
Amerika’da hiç kimse adaletin üstünde değildir. Türkiye’de en büyük adaletsizliği yapma gücüne sahip olanlardan başlayarak birçok imtiyazlı kişi adaletin üstündedir.
Türkiye’de Erdoğan demokrasiyi ve kurumlarını yendi.
Amerika’da demokrasi ve kurumlar – er veya geç – Trump’ı alaşağı edecek.
Batı ile Doğu arasındaki fark budur.
Batılı değerleri benimsemeden – ki bunlar insanlığın sahip olduğu en değerli laik değerlerdir ve özünde Batı’nın değil insanlığın değerleridir – demokrasi olunamaz.
Hiç kimse ağlamasın. Gülmesin de. Çünkü Türkiye’nin içine düştüğü durumda gülünecek hiçbir şey yoktur.