Ebabil kuşu hayatı boyunca iki milyon kilometre civarında yol kat eder.
İki defa aya gidip gelmeye ve bir defa gitmeye yeter bu uçuş.
Tavuk yumurtasından hafif, kanatları tırpan, kuyruğu çatal bu kuş uçarken yer ve uyur. Yuva yapmak için yalnızca havada bulunan malzemeyi kullanır ki bu nedenle yapılmakta olan yuvanın kuru yaprak ve çer çöpüne gömülmüş, çırpınan bir kelebek görenler olmuştur.
Ebabiller uçuşta kısa çarpışmalar esnasında çiftleşirler ve bunu yapan tek kuş cinsidirler. Yıkanmak için bulutların peşine düşerler ve aheste bir yağmurun altında kanatları sonuna kadar açılmış, yavaş yavaş uçarlar.
En ilginci, geceleridir.
Geceleri, beyinlerinin bir yarısını uyuturken diğerini ‘hazır ol’da tutarlar. Bu esnada bir gözleri açık, diğeri kapalıdır. Bu yetenekleri sayesinde uyudukları yerde uyanırlar; göç yolunda iseler hedeflerinden şaşmazlar.
Ebabil Apodidae ailesine ait bir kuştur. Kelime Yunancada ayaksız anlamına gelen ápous’tan türemiştir. Bu ismin nedeni bir zamanlar ebabillerin ayağı olmadığının sanılmasıdır.
Ebabiller hakkında çok az şey biliyoruz çünkü o kadar hızlıdırlar ki yakalanıp incelenmeleri zordur. Bugün hâlâ onlar hakkında az şey bilmekle beraber hiç olmazsa ayakları olduğu öğrendik.
Yetişkinleri yürümek zorunda kalırlarsa yürüyebilirler ama yavrular bunu yapamaz ve her şey yolunda giderse yapmaları da gerekmeyecektir. Kendilerini yuvadan devirerek dosdoğru Afrika’ya yollanırlar, bazıları on ay, bazıları iki veya dört yıl ve çok azı hiç konmadan uçacaktır.
Yavrular bir aylıkken kanatlarını güçlendirmek için yuvada şınav çekerler, kanatlarını bastırarak vücutlarını yukarı kaldırırlar, ta ki o pozisyonda birkaç saniye durabilinceye kadar. Ondan sonra uçmaya hazırdırlar.
Bunu biliyoruz. Ama nereye gideceklerini nasıl mutlak bir kesinlikle biliyorlar, bu konuda bir fikrimiz yok.
Süratli olduklarını da biliyoruz. Düz bir uçuşta bütün kuşlar arasında en hızlısı ebabildir (doğan, dalışta onlardan daha süratlidir ama düz uçuşta ebabile yetişemez).
Resmen kaydedilmiş en büyük hızları saatte 111.6 kilometredir. Ama Afrika ve Asya’da yaşayan iğne kuyruklu ebabilin saatte 170 kilometre hıza ulaştığına dair raporlar vardır.
Ebabil senede 200,000 kilometre civarında uçar. Dünyanın Ekvator bölgesindeki çapı 40,075 kilometredir. Bu da ebabilin her yıl yeryüzünün çevresine beş kuşak takacak kadar uçtuğunu gösterir. Bugüne kadar bitkin bir ebabil görülmemiştir de.
Apodidae ailesi çok eskidir. Diğer kuşlardan 70 milyon yıl önce ayrılıp kendi cinsini oluşturduğuna göre varlığı dinozorlarla tanışıklığa yetecek kadar eski günlere dayanır. Yüzden fazla ebabil çeşidi vardır.
Eğer bir telgraf telinde veya bir dalda dinlenen bir kuş görürseniz o bir ebabil değildir. Onlar kanatlı bir mucize, açık bir kısmet gösterisi olarak hep havadadırlar.
Ama diğer bütün yaratıklar gibi biz olmasaydık kısmetleri daha açık olurdu.
Henüz nesli tehlikede olan yaratıklar listesinde değiller ama her yıl çiftleşmek ve yavru büyütmek için Afrika’dan topraklarımıza gelen ve oraya geri dönen ebabillerin sayılarında büyük düşüşler var. Eski evler azaldıkça yuva yapacakları yerler yok oluyor.
Havadaki sinek sayısını azaltan yaygın tarım zehri kullanımı ve iklim değişikliğinden de zarar görüyorlar.
Ebabiller sadece havadaki canlılardan beslenebiliyorlar ve yavrusu olan ebabil günde yüz bin sinek toplayıp binlik partiler halinde gırtlağındaki kabarıklığa depolamak durumundadır.
Yorulmaz uçuşları, yukarılarda ve toprağa yakın dalışları ve bitmez bir neşe ve iyimserlik ifade den ötüşleri ilkbahar ve yazın bize en büyük armağanlarından biridir.
*
Bu yazının neredeyse tamamı İngiliz yazar
Katherine Rundell’ın London Review of Books Dergisi’nde 15 Ağustos 2019’da çıkan Consider the Swift adlı yazısındandır.
NOT: KISA BİR TATİL İÇİN YAZILARIMA BİRKAÇ GÜN ARA VERECEĞİM