Lefkoşa
Birkaç gün önce bir arkadaşımı diş doktoruna götürdüm.
Arkadaşımı tedavi ederken, arkadaşım olan diş doktoru beni odasında bekletti.
Masasında bir kitap sütunu vardı. Uzanıp en üstte duran ince kitabı çektim.
Kitapta Vincent Van Gogh’un (1853-1890) mektuplarından kısa alıntılar ve bazı kara kalem resimlerinin reprodüksiyonları vardı.
Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi’nin dükkanında satılan, fazla gayret gerektirmeden okunabilecek kitaplardan biriydi.
Arkadaşımın kısa bir süre önce Hollanda’ya gitmiş olduğunu hatırladım.
Van Gogh, çoğu kardeşi ve en iyi dostu olan Theo’ya (1857-1891) olmak üzere, 800’den fazla mektup yazmıştı.
Bu mektupların tümünün İngilizce çevrisini yıllarca önce İstanbul’da otururken okumuş ve çok etkilenmiştim.
Van Gogh’un mektupları resimleri kadar çarpıcıydı. Bilgelik ve hüzün doluydular. Ve onları yazdığı günlerde yapmakta olduğu resimlere dair bilgiler, teknik ayrıntılar ve skeçler içeriyorlardı.
Mektuplar Van Gogh’un karmaşık kişiliğine dair ipuçları veriyor, çığır açan bir ressamın gözünden yaratıcılık sürecine ışık tutuyorlardı.
Van Gogh yaşarken sadece bir resim satabildi. O da şimdi Moskova’daki Puşkin Müzesi’nde bulunan “Arles Yakınlarındaki Kırmızı Bağ” adlı yağlı boya tablodur.
Theo’nun resim galerisi vardı ve ressam bitirdikçe bazı tablolarını ona yolluyordu. Ama Kırmızı Bağ hariç yaptığı 900 resimden hiçbiri o yaşarken satılmadı.
“Kişi resim yaparak ressam olur,” diyen Van Gogh hastalıklarla boğuşarak, “çok çalışarak ve az yiyerek,” fakir bir kişi olarak yaşadı ve öldü.
En ünlü resmi olan Yıldızlı Gece’yi Saint-Remy-de-Provence akıl hastanesinde yaptı.
Boya ve tuval alacak parası bile yoktu. Bunları ona kardeşi Theo yolluyordu.
Akıl hastanesinin demir parmaklıklı penceresinden dışarı bakarak yaptığı tarlasını süren çiftçi resmi (Laboureur Dans Un Champ ) 2017’de 81.3 milyon dolara satıldı.
Kısa metinlerden ibaret olan kitabı sonuna kadar okumak isterdim ama arkadaşımın işi bitti ve kalktık.
Kitaptan Van Gogh’un iki sözü kaldı aklımda:
“Sanat insanının doğaya eklenmiş halidir.”
Ve, “Çalışmanın insana ikinci bir gençlik yaşatmak gibi gizli bir sırrı vardır.”
Van Gogh, otuz yedi yaşında bir buğday tarlasında göğsüne kurşun sıktı ve iki gün sonra öldü. Kardeşi Theo da altı ay sonra hayata veda etti. Şimdi Fransa’da Auvers-sur-Oise mezarlığında yan yana yatıyorlar.
Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi dünyanın en gezilmeye değer yerlerinden biridir.