Buğday fiyatları gittikçe artıyor. Fiyatların artması emtia borsalarında ciddi hareketlilik yaratmakta. Piyasada buğday talebi artarken arzda azalma var ve azalma oranı oldukça yüksek.
Dünyanın önde gelen buğday üreticilerinden Kanada'da ve bazı Avrupa ülkelerinde kuraklıklar hasada ciddi zararlar verdi. Kanadalı yetkililer, ülkenin kuraklık nedeniyle hasadın beşte birini kaybedeceğini açıkladı geçenlerde. Kanada'nın başlıca rakiplerinden olan ve dünyanın üçüncü en büyük buğday ithalatçısı Avustralya da baharda kaydedilen sıcaklıkların beklenenden daha yüksek olması nedeniyle hasadın azalabileceği uyarısında bulundu.
Aynı nedenlerle Çin'in üretiminin de yüzde 10 azalması bekleniyor. Ancak arz azalırken, Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin talebi hızla artıyor.
Buğday üretiminde gerileme, ekmek fiyatları yanında diğer unlu gıda ürünlerinin fiyatlarını da yükseltiyor. Ayrıca hayvan yemi fiyatları da buğday fiyatlarındaki artışlardan dolayı yukarı yönlü hareket ediyor. Yemdeki artış, et fiyatlarını da tırmandırıyor. Gıda fiyatlarının yükselmesi en çok Afrika'nın fakir ülkeleri ile Mısır ve Pakistan'ı olumsuz etkiliyor. Çünkü en çok buğday ithalatını onlar yapıyorlar.
Dünya genelinde durum kritik bir aşamaya geldi
Dünya piyasaları için kilit öneme sahip buğday üreticisi ülkelerde yaşanan doğal afetlerin yanı sıra borsalardaki spekülatörler de buğday fiyatlarını etkiliyor. Rekor kıran tahıl fiyatları, kaygı verici senaryoları da beraberinde getiriyor. Yoksul ülkeler için açlık ve toplumsal kargaşa uyarısı yapılıyor.
Mısırda ekmek isyanı
Hatırlarsanız, iki yıl önce tahıl fiyatlarındaki artış sonucunda nüfusun yarısının yoksulluk sınırında yaşadığı Mısır’da ekmek alamayacak noktaya gelen halk isyan etmiş, sokaklara dökülmüştü. Buğday fiyatlarındaki artış şimdi de Pakistan’daki sel felaketinin yaralarını sarmaya çalışan yardım kuruluşlarının çabalarını zora sokuyor.
Sel, Pakistan'da Büyük Britanya büyüklüğündeki bir alanı etkilemiş durumda. Gıda yardımlarımızın üçte birini buğday oluşturuyor. Fiyatlar yüzde 50 hatta 60 oranında artınca haliyle çok daha az kişiye yardım yapabiliyor.
Mısır gibi ülkeler, kendi buğday ihtiyaçlarını karşılayamadığı için buğday ithal ediyor ve artan fiyatlar nedeniyle, kendi tarımsal arazilerinin modernizasyonuna para ayıramıyor. İşte bu, yoksulluğu artıran bir kısır döngülerden birisi aynı zamanda.
Fiyatlardaki ani artışlar dünya genelinde milyonlarca çiftçinin yatırım planlarında tutuk davranmasına yol açıyor. Oysa ki gelecekte açlık, yoksulluk ve iklim değişimi gibi güçlükleri aşabilmemiz için bu yatırımlar yapılması gerek.
Asya ve Afrika’da birçok hane, toplam gelirinin yüzde 70 ila 80’ini gıda ürünlerine harcıyor. Fiyatlarda ciddi artışlar sürerse insanlar harcamalarını kısmak zorunda kalacak bu da açlık oranının artması demek.
İstatistikler son dört yılda açlık çekenlerde 150 milyon kişilik bir artış olduğunu gösteriyor. Oysa dünyada yeterli miktarda buğday var. Örneğin dünyanın en büyük buğday ihracatçısı ABD'li çiftçiler, bu seneki hasattan memnun ve fiyatların artmasıyla da geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 15 oranında daha fazla para kazanacak.
Fiyatların artması öncelikle spekülatörleri heyecanlandırıyor
Piyasayı biraz araştırıldığında, çiftçilerin bile piyasaya tahıllarını sunmadığı ve fiyatların artmasını beklediği gözleniyor. Büyük çiftçiler ortak kanısı; tarım piyasasında büyük değişim yaşandığı ve piyasada spekülatörlerin cirit attığı.
Buğday fiyatlarının ikiye katlanmasında spekülatörlerin rolü, emtia borsaların da gerçekleşen volatiliteden de anlaşılıyor. Son 3-4 aydır volatilite çok yüksek.
Spekülatörlerin yoksulların yaşam koşullarının daha da kötüye gitmesine ve açlıkla karşı karşıya kalan kişi sayısındaki büyük artışa duyarlılık göstermesini beklemek gerçekçi gözükmüyor.
Adı üstünde “spekülatör” ve spekülatörün daha çok para kazanmak dışında derdi ne olabilir?.
Uzmanlar ‘’tarım piyasalarında düzenlemeye gidilebilir mi?’’ soruları sormakta epeydir. Ancak düzenleme fikri, hiç de gerçekçi gözükmüyor.
Öyle ya; düzenleme demek, çoklu kontrol demek, kurallar demek. Çoklu kontrolü sağladığınızda spekülasyona da izin vermeyeceksiniz haliyle. Bu durumda, büyük paralar kazanma fırsatı yakalamış üreticilerin düzenleme işine taraf olacağını düşünmek gerçekçi gözükmüyor.
Ayrıca, rekabetçi ekonomilerde düzen ‘’daha çok kazanmak’’ üzerine kuruluyken, kime “insanlar aç, daha az kazansanız olur mu?” diye sorabilirsiniz…
Hadi böyle bir soru sordunuz diyelim, ciddiye alacak birileri çıkar mı sizce?