AB maliye bakanları toplantısından özellikle istikrar fonunun genişletilmesine ilişkin somut bir sonuç çıkmamasına karşın, Şubat zirvesine kadar bu yönde bir kararın gelebileceği beklentisini destekleyen açıklamalar olumlu bir etki yarattı. Bilindiği gibi, AB tarafından sağlanan 440 milyar Euro’luk fonun ancak 250 milyar Euro’luk kısmı kullanılabilir durumda. Fonun toplam büyüklüğünün genişletilmesinden önce, mevcut imkanın tam anlamıyla kullanılabilir duruma getirilmesi gerektiği yönünde görüşler bulunuyor. Ayrıca, sorunlu ülkelerin tahvillerinin alımında bu kaynaktan destek sağlanabileceği yönünde öneriler de var.
Bu arada, yeni stres testi hazırlıkları da güven ortamının yeniden tesis edilmesi için diğer bir destek unsuru oldu. Şubat-Haziran dönemini kapsayacak stres testinin ikinci aşaması, bir taraftan daha sıkı kuralları içerecek olması dolayısıyla dalgalı ve zorlu bir dönemin habercisi; diğer taraftan bu sürecin iyi yönetilmesi durumunda kamu borcu riskini azaltmada daha etkin bir unsur haline gelebilir.
Çin’de enflasyon endişesi
Çin’de 2010 büyümesi % 10,3 seviyesinde oluşurken, yıllık enflasyon bir önceki ay yaptığı % 5,1’lik zirvesinden % 4,6’ya geriledi. Ancak, enflasyondaki düşüşün kalıcılığı ile ilgili belirsizliklerin yanısıra, son çeyrek büyümesinin tahminleri aşması, Çin’in parasal sıkılaşmada hızlı davranabileceği endişesiyle temkinli bir tutuma neden oldu. Enflasyondaki son düşüşe karşın, ilk yarıda % 6 civarına çıkabileceği öngörülüyor.
Konut sektörü iyileşmeyi gölgeliyor
İlk çeyreğe ilişkin ilk veriler, bazı göstergelerde iyimser beklentilerin altında kalmasına karşın, geçen yılın son çeyreğinden itibaren alınan toparlanma sinyallerini devam ettirir yönde geldi. Ancak, konut sektöründe hala sıkıntıların devam ettiği gözlendi.
Finans sektörü bilançoları yetersiz
Finans sektörü bilançoları, genel rakamlarda olumsuz bir görüntü sunmamasına karşın, faizlerdeki yükseliş nedeniyle sabit getirili işlemlerde daha zayıf bir tablo sunarak piyasalara gereken desteği sağlayamadı. Faizlerdeki yükselişin devam etmesi, ilk çeyrek bilançolarına daha temkinli bir tutuma neden olabilir.
Endekslerde karışık seyir
S&P 500 endeksi % 0,8’lik haftalık kayıpla 1.283 puana gerilerken, DJ endeksi % 0,7’lik artışla 11.872 puana çıktı. DAX endeksi ise % 0,2’lik düşüşle 7.062 puanda kapandı.
Euro-dolar paritesi, yatışan AB tedirginliği, kurtarma fonuna ilişkin iyimser beklentiler ve devam eden risk iştahıyla 1,36’nın üzerine yukarı trendini devam ettirdi.
Altın fiyatları, iyimser ekonomik görünümün korunmasıyla beklediğimiz gevşeme hareketini sürdürerek 1.340 dolar civarına indi.
Petrol fiyatları ise, mevcut seviyelere yönelik farklı değerlendirmeler ve Çin’in parasal sıkılaşma adımlarına ilişkin endişelerle, 89 dolar civarına geri çekiliş yaşadı.
Gözler Fed toplantısında
Ekonomik görünüme ilişkin devam eden iyileşme sinyalleri, Fed’in 25-26 Ocak’ta yapacağı faiz toplantısında niceliksel gevşeme politikasının sürdürülebilirliğinin daha fazla sorgulanmasına neden olabilir. Özellikle, para politikası komitesine yeni katılan ve parasal gevşemede daha temkinli bir duruş sergileyen üyelerin, ekonomik veri desteğiyle de daha fazla sesleri çıkabilir. Böyle bir tablo, ek likidite desteğinin yılın ikinci yarısından itibaren sonlandırılabileceği düşüncesinin ağırlık kazanmasına, dolayısıyla hisse senedi piyasalarında kar realizasyonların gözlenmesine neden olabilir.
AB istikrar fonu bonosu yeni test aracı olacak
Salı günü AB istikrar fonu tarafından ihraç edilmesi beklenen Eurotahvile gelecek talep ve faiz oranı, borç riskinde algılamanın ne yönde geliştiğini gösterecek. İhraç, 5 yıl vade ve 3-5 milyar Euro satış planı ile gerçekleştirilecek. Ancak, özellikle Çin, Japonya ve Rusya’dan son dönemde bölge ekonomisine yönelik gelen destek açıklamaları doğrultusunda, ihracın 20 milyar Euro’ya kadar çıkabileceği konuşuluyor. Bu noktada, satışın gerçekleşeceği faiz oranının piyasalar açısından daha etkili olacağını söyleyebiliriz. Bu arada, Fon’un sorunlu hükümet tahvillerini satın alabileceği ya da ticari bankalara sermaye desteği verebileceği yönünde talepler tartışılmaya devam edebilir. Bilindiği gibi, hükümetlerin ortak tahvil çıkarması önerisine önemli bir kesim karşı çıkıyor.
ABD’de büyüme oranının geçen yılın son çeyreğinde % 3,5’e çıktığı tahmin ediliyor. Üçüncü çeyrekte ise % 2,6 idi. Güçlü büyüme momentumu, 2011 görünümüne yönelik öngörüleri de yukarı çekebilir. Ayrıca ilk çeyrek performansı, Ocak Richmond Fed, KC Fed, Michigan endeksleri; konut sektöründeki belirsizlik tablosu ise Aralık yeni ev satışları ve Kasım Case Shiller açıklamaları ile test edilmeye devam edecek. Aralık dayanıklı tüketim ve yeni siparişler ise diğer kritik açıklamalar arasında.
AB bölgesinde ise, Ocak imalat ve hizmet, güven endeksleri; Kasım sanayi siparişleri bulunuyor.
Faizlerdeki yükselişin olumsuz etkisini yansıtan finans sektörü bilançolarına karşın, sanayi bilançolarının ekonomik iyileşme sinyalleriyle daha memnun edici bir tablo sunması bekleniyor. Beklentileri karşılayan bilanço açıklamaları, risk iştahındaki zayıflama eğilimlerini sınırlandırabilir.
Haftanın stratejisi
Bu hafta yapılacak Fed toplantısı nedeniyle, piyasalar açısından önemli bir destek unsuru haline gelen likidite genişlemesi daha fazla sorgulanabilir.
Konut ve istihdamla ilgili sıkıntılar devam etse de, ekonomik iyileşme sinyallerinin korunuyor olması, parasal desteğin sınırlandırılmasına yönelik görüşlerin güçlenmesine neden olabilir.
Böyle bir senaryoda ise, hisse senedi piyasalarında satış eğilimi belirginleşebilir.
Borç krizi ile ilgili olarak ise, AB istikrar fonu tarafından ihraç edilecek tahvillere gelecek talep ve faiz oranları, borç riskinde algılamanın ne yönde geliştiğini gösterecek.
Öte yandan, ABD’nin büyüme oranı ve sanayi bilançoları, risk iştahındaki zayıflama eğilimlerini sınırlandırabilecek destek unsurları olabilir.
Risk iştahının zayıflaması halinde, Euro-dolar paritesinde aşağı yönlü düzeltme hareketi gözlenebilir. Niceliksel gevşemenin sorgulanması ise, altın fiyatlarındaki gevşemenin sürmesine neden olabilir.