Küresel piyasalarda, ABD Temsilciler Meclisi’nde ağırlıklı yeri olan Cumhuriyetçilerin bütçe tasarruf planının oylamasına ve Demokratlar tarafından nasıl karşılanacağına ilişkin endişeleri yoğun yaşadı.
Ortak bütçe planına ulaşılmasında uzayan süreç, uluslararası kredi kuruluşu Fitch’in Portekiz’in “negatif” izleme notunu yılın son çeyreğinde kaldırabileceğine ilişkin açıklaması, ABD’nin ılımlı istihdam ve konut verileri gibi olumlu gelişmelerin olumlu etkisini sınırladı.
Ortak bütçe planında hala uzlaşma yok. Dün Temsilciler Meclisi’nde görüşülmesi beklenen Cumhuriyetçilerin bütçe kesinti önerisi, yeterli destek gelmemesi nedeniyle ertelendi. Hem Demokratların geçici bir plana karşı çıkması, hem de tasarruf paketi büyüklüğünün kredi kuruluşları tarafından tatmin edici bulunup bulunmayacağına ilişkin endişelerin ortak plana ulaşmada sıkıntı yaşattığı izleniyor.
ABD’nin kredi notunun korunması için güvenilir bir plana ihtiyaç olduğu kesin.
Euro-dolar paritesi, borçlanma limitlerinin artırılmasına ilişkin devam eden belirsizlik ve piyasalarda artan tansiyonla 1,42’li seviyelere kadar geriledikten sonra, Meclis’te planın görüşülmeye başlanabileceği haberi ve ekonomik verilerin desteğiyle 1,43 seviyesine toparlanma gösterdi. Ancak, görüşmenin ertelenmesi ve Moody’s’in İspanya’nın kredi notunu “negatif” izlemeye almasıyla yine 1,43’ün altına gerilemiş görünüyor.
Altın fiyatlarının borç krizi belirsizliğine bağlı olarak 1.620 dolara yakın güçlü seviyesini koruduğu izleniyor. Dün, güçlü ekonomik veriler ve bütçenin görüşmesi öncesinde 1.610 doların altına bir gevşeme göstermişti.
Bu arada, Moody’s’in de İspanya’nın kredi notunu “negatif” izlemeye alması, borç krizlerine ilişkin endişelerin hissedilerek güne başlanmasına neden olacağı anlaşılıyor.
Japonya’dan toparlanma sinyalleri
Japonya’da önceki gün açıklanan güçlü perakende satışlar verisinin ardından, imalat PMI, hanehalkı harcama, sanayi üretimi, konut başlangıçları ve inşaat siparişleri gibi kritik alanlardan olumlu sinyaller dikkat çekiyor. Deprem sonrası toparlanma ümitlerine destek veriyor. Ancak, borç krizi odaklı seyirde etkisi sınırlı kalacaktır.
Dış açıkta yavaşlama ümitleri ikinci yarıda
Merkez Bankası üç aylık enflasyon raporunda, fiyat istikrarı önceliğinin devam ettiğini vurgularken, bu alanda güvenli tutumunun devam ettiğini gösterse de, önümüzdeki dönemde temel enflasyon dinamiklerinde yavaşlama eğilimine de dikkat çekmiş.
Enflasyon projeksiyonlarında kullanılan varsayımlarda da bir değişikliğe gidilmedi. Böylece, bu yıl enflasyon tahmini % 6,9; gelecek yıl da % 5,2 seviyelerinde korunmuş oldu.
Enflasyon projeksiyonları yapılırken kabul edilen faiz varsayımı da, yıl sonuna kadar politika faizlerinin aynı kalması yönünde değiştirildi. Daha önceden, “sınırlı bir sıkılaşma” öngörüsü kullanılıyordu.
Hem faiz hem de enflasyon projeksiyonlarında etkili olan temel unsur da, Merkez Bankası’nın küresel risklerde aşağı baskıların arttığı senaryoya bir adım daha yaklaşmış olunduğunu düşünmesi. Dolayısıyla bu riskler arttığında, Merkez Bankası “düşük faiz ve yüksek zorunlu karşılık oranları” politikasını öngörülenden daha uzun bir süre devam ettirebileceğinin sinyalini açık bir şekilde veriyor.
Diğer taraftan, fiyat istikrarı hedefine yönelik güven kaybına neden olmamak için de, özellikle kurdaki değer kaybının enflasyon bekleyişlerinde kalıcı ve olumsuz bir etkiye neden olması halinde gerekli sıkılaştırıcı tedbirleri gündeme getirebileceğini belirtiyor.
Özetlemek gerekirse Merkez Bankası’nın, hem mevcut para politikasına ilişkin yaklaşımı hem de ekonominin genel gidişatıyla ilgili daha güven verici bir duruş sergilemeye özen göstermeye çalıştığını söyleyebiliriz. Bugünkü ekonomistlerle yapacağı toplantıda da bu duruşunu koruyacağını düşünüyoruz.
Haziran dış ticaret verileri, açıkta yavaşlama ümitlerinin ikinci yarıya kaldığını gösteriyor. Aylık açıkta yavaşlama beklentisine karşın, Mayıs’taki 10,1 milyar dolarlık rekor düzeyden Haziran’da 10,2 milyar dolar ile başka bir rekor rakama ulaştığını görüyoruz.
Düzeltilmiş verilerde daha ılımlı bir tablo oluşsa da, dış açık endişelerini yatıştırmaya yeterli düzeyde değil. Dolayısıyla ikinci yarıda, Merkez Bankası’nın yavaşlama öngörülerini destekleyen verilerin gelmesi güven ortamının yeniden kurulması açısından oldukça kritik olacak. Verilere karşı duyarlılığın ve kırılganlığın arttığı bir döneme girmiş bulunuyoruz.
Haziran verilerine geri dönecek olursak, ithalatta ara malı kullanımının yanı sıra, hem yatırım hem de tüketim eğiliminin güçlü kaldığını izliyoruz. Özellikle, ikinci çeyrekte tüketim malları ithalatında gözlenen yavaşlama eğiliminin Haziran’da tekrar artış göstermesi dikkat çekici. İç talep göstergelerine paralel olarak, ikinci yarıda yavaşlama eğilimine girip girmeyeceği yakından takip edilecek.
İthalatta yıllık artış oranı % 40’lar seviyesinde dalgalanırken, ihracatın % 20’lerde sınırlı kalmaya devam ettiğini görüyoruz. Temmuz ayında da benzer bir eğilim izleniyor.
Düzeltilmiş verilerde aylık açıktaki hafif gerilemeye karşın, 12 aylık açık yükseliş trendine devam ediyor.
Dış ticaret verileri sonrasında, cari açığın Haziran ayında da 8 milyar dolara yakın gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. 12 aylık açıktaki yavaşlama ancak yılın son çeyreğinden itibaren mümkün görünüyor.