Para politikasına bir destek de bütçe gelişmelerinden geldi.
Merkezi hükümet bütçesi Şubat ayında 7,2 milyar TL’lik önemli bir faiz dışı fazla vererek, seçim öncesi mali disiplinden sapma endişelerini yatıştırmış oldu. Böylece, iki aylık dönemde toplam faiz dışı fazla 12 milyar TL’ye yaklaşarak, yılsonu hedefinin % 86’sına şimdiden ulaşmış görünüyor.
Şubat bütçesini destekleyen ana unsurlar, kurumlar vergisinden önemli tahsilat, özel bütçeli ve düzenleyici kurumların katkıları, faiz dışı harcamalarda da personel ve sosyal güvenlik açık finansmanındaki azalışlar oldu.
Bu arada, ithalattan alınan vergilerin yüksek seyri, ithalatın Şubat ayında da yüksek kalacağına işaret ediyor. Kamu otoritelerinin ticari kredilerin genişlemesi konusundaki yakından takibi devam edecektir.
Ancak, bütçenin genelindeki güçlü tablo, hem Merkez Bankası’nın para politikasındaki elini güçlendirmekte; hem de iç dinamiklere yönelik olumlu görünümü destekleyerek Türk piyasalarına olan ilginin devam etmesine yardımcı olacaktır.
İşsizlik verileri
İşsizlik oranı Aralık 2010 verilerinde, bir önceki döneme ait % 11 seviyesinden % 11,4’e yükselmiş görünse de, mevsimsel faktörlerin etkisi giderildiğinde düşüş eğiliminin korunduğu izleniyor. Düzeltmiş verilerde, aynı dönem için % 11,2’den % 11’e gerileyiş söz konusu. Geçen yılın aynı döneminde ise, işsizlik oranı % 13 idi.
Düzeltilmemiş rakamlardaki yükseliş, işsiz sayısındaki artış ile sanayi istihdamındaki düşüşten kaynaklanıyor.
Mevsimsel baskıların devam edeceğini düşündüğümüzde, Ocak verilerinde % 12’li rakamlar görülebilir. Ancak, ilk çeyrek sonuna doğru işsizlik oranında tekrar iniş başlayacaktır.
Tarım dışı istihdamına baktığımızda da, yıllık artış oranı % 4,6 ile makul bir düzeyde. İnşaat sektörü yüksek artış hızı ile dikkat çekiyor.
İstihdam piyasasındaki iyileşmeye karşın, genel işsizlik oranı halen yüksek; tarım dışı ve genç nüfusta ise sırasıyla % 14,2 ve % 21,6 gibi çarpıcı seviyelerde. Dolayısıyla istihdam piyasasının mevcut durumu, reel ücretler üzerinde enflasyonist bir baskı yaratmaktan halen uzak görünüyor. Bu da Merkez Bankası’nın hızlı bir faiz artırımına gitme konusundaki isteksizliğini destekleyen başka bir unsur.