İç piyasaların 12 Haziran seçimlerine, sürprizlere açık olmakla birlikte politik riskin ciddi anlamda fiyatlanmadığı bir algılamayla girildiğini biliyoruz. Dolayısıyla yeni politik tablonun, oy oranları farklılaşmakla birlikte, seçim öncesi anketlerin yansıttığına paralel bir şekilde, iktidardaki partinin ağırlığını devam ettirdiği üç partili (artı bağımsızlar) bir meclisle sonuçlanması piyasalar açısından kısa vadede kalıcı bir trend etkisi yaratmayacaktır.
Seçimlerin geride bırakılmasıyla, para politikası gelişmelerine daha odaklı bir piyasa dinamiği görmeyi bekliyoruz. Para Politikası Kurulu’nun 23 Haziran faiz toplantısı öncesinde, para politikası etkilerine ilişkin duyarlılık artabilir.
Enflasyon tarafında ise, Mayıs şokundan sonra, özellikle gıda fiyatlarında beklenen düzeltmenin yaşanıp yaşanmadığı manşet enflasyonun seviyesi açısından önemli olacak. Giyim fiyatlarındaki mevsimsel düşüşlerin öne çekilmiş olması, petrol fiyatlarındaki gerileme gibi gelişmeler -kalıcı olması halinde- Haziran enflasyonu için iyimser bir tablo yaratabilir.
Bu kez şok gelişme yok
Mart ayında beklentilerin oldukça üzerine çıkarak endişelerin artmasına neden olan cari açık, Nisan ayında beklentiler paralel olarak 7,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Mart ayında bir defalık yaşanan doğrudan yatırımlara ait kar transferi gibi gelişmeler ise gözlenmedi.
Ancak yine de, yıllık bazda açık beklendiği gibi büyümeye devam ediyor. Nisan ayında 63,4 milyar dolara ulaştı. İlk yarı sonunda 70 milyar dolar civarına yükselebilir. Ancak, ekonomide gözlenen yavaşlamanın belirginleşmesi ve baz etkisinin azalmasıyla, ikinci yarıda açık rakamının daha ılımlı bir trend izlediği gözlenebilir.
Yıl sonu makul bir tahmin 64,7 milyar dolar düzeyinde; milli gelirin % 8’i civarında.
Finansman tarafına bakıldığında ise, kısa vadeli sermaye girişi ağırlıklı tablo korunuyor.
Hisse senetleri piyasasında net yabancı girişi 825 milyon dolar; bono piyasasında ise 3,9 milyar dolar. Yılın ilk dört ayında bono piyasasına toplam 10,5 milyar dolar gibi önemli boyutta bir giriş dikkat çekiyor. Hisse tarafında ise 456 milyon dolarlık net çıkış söz konusu. Mayıs ayında ise, hisse ve bono piyasasında toplam net 1 milyar dolar civarında bir çıkış yaşandı.
Diğer önemli bir finansman kaynağı ise, bankaların ve reel sektörün yurtdışındaki hesaplarından sisteme dört ayda getirdikleri toplam 11,9 milyar dolarlık transfer. Ancak, bunun yönü çok kolay değişebilir.
İthalatın finansmanına yönelik ticari kredi kullanımı ve bankaların uzun vadeli kredileri ılımlı da olsa artmaya devam ediyor.
Sağlıklı finansman açısından önemli bir kalem olan reel sektörün uzun vadeli borçlanması ise, Mart ayındaki gibi güçlü bir iyileşmeye işaret etmiyor; ancak net borçlanma hala pozitif tarafta.
Sonuç olarak, cari açıkta Mart ayında yaşanan şok artışın bu aya özgü olarak kalması ve ilave bir hızlanmanın gelmemesi kısmen rahatlatıcı. Ancak, yüksek cari açık sorununun varlığını sürdürdüğü de açık. Ekonomi yönetiminin bu sorun karşısında, kısa vadede açıktaki artışı kontrol altına almak; orta vadede de ortadan kaldırmak hedefi taşıdığını biliyoruz.
Bu sorun karşısında kalıcı rahatlamayı ise, ekonomi yönetiminin seçim öncesi dönemde dile getirdiği ithal ikame ara malı üretimini teşvik edici sanayi politikasına geçiş, kredi kullanımında daha belirgin yavaşlama sağlayıcı düzenlemeler gibi taahhütlerde göstereceği kararlılık sağlayacaktır.