03 Kasım 2013

Entelektüelin Popüler Kültürle Dansı

Popüler kültür, yaşadığımız toplum içerisindeki “kültür” kavramından ayrı bir şekilde, gündelik yaşam içerisinde yer edinen ve gündemi kaplayan bir kavram

 

İstanbul bugünlerde önemli bir misafirini eserleriyle beraber ağırlıyor. Boşluğun heykeltıraşı olarak tanımlanan Hint asıllı İngiliz heykeltıraş Anish Kapoor, eserlerini İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergiliyor. 5 Ocak 2014’e kadar sürecek olan sergi özellikle Eylül ayında medyada büyük yankı uyandırdı ve Kapoor hakkında çeşitli haberlere, görüşlere yer verildi. Ben bu yazımda Kapoor’un başka bir yönüne dikkat çekerek, sanatçının büyük kitlelere ulaşabilmek için popüler kültürü nasıl kullanabileceğini örneklemek istiyorum.

Temmuz 2012 yılında Koreli sanatçı PSY’Gangnam Style şarkısına bir video klip çeken Kapoor, çalışmayı Gangnam For Freedom (Özgürlük İçin Gangnam) adıyla Kasım 2012 tarihinde Youtube’ta yayınladı. Video klipte  Hanif Kureyşi gibi ünlü bir yazarın da aralarında bulunduğu entelektüeller dışında  dünyanın ünlü müzelerinin (Tate, Museum of Modern Art, Guggenheim Müzesi) çalışanlarına da yer veren Kapoor, videoda, Pekin Olimpiyat Oyunları’nın yapıldığı, Kuş Kafesi adıyla da anılan Olimpiyat Stadı’nın tasarımında katkısı olan Çinli sanatçı ve aktivist Ai WeiWei’nin özgür kalması için Çin Hükümeti’ne karşı bir kamuoyu oluşturmaya çalıştı. Kapoor ve arkadaşlarının video klibi 310 bin kişi tarafından izlenirken Ai Weiwei’nin de tutsaklığına dikkat çekti. Çinli sanatçı ve aktivist Ai Weiwei, Çin’de hâlâ zor koşullar altında yaşamaya devam ediyor. Bu yüzden   kendisi de harekete geçen sanatçı, “dumbass” (aptal) adıyla yayınladığı heavy metal müzik videosunda şarkı söyleyerek yaşadıklarını kamuoyuna aktardı. 

Kendisine, dünyaya ve yaşama dair kafa yoran sanatçıların farklı şekillerde sergilediği ifadeler çoğu zaman kısıtlı bir kitleye ulaşıp yankılanırken, toplum içinde sesini duyurmak isteyen gerek entellektüeller gerekse bireyler popüler kültür aracılığıyla kısa sürede yığınlara ulaşabiliyor. Gangnam Style ve Anish Kapoor örneğinde bu durum net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Heykeltraş Kapoor tarafından yapılan eserlerin İstanbul’da kaç bin kişi tarafından görüleceği, görülebileceği konusunda bir tahmin yürütemiyoruz bununla beraber sosyal medya üzerinden sanatçının kısa sürede kamuoyu duyarlılığına ulaştığını söyleyebilmemiz mümkün.Gangnam Style’ın cazibesi sadece Kapoor’un değil, bir çok ünlünün derdine tercüman oldu. Bir buçuk milyarı aşkın kişi tarafından izlenen şarkının videosunun yarattığı etkiyle Michelle Obama’dan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne, Noam Chomsky’den Anish Kapoor’a kadar birçok kişi “gangnam” dansı yaparak gündemde yer aldı.

Popüler kültür, yaşadığımız toplum içerisindeki “kültür” kavramından ayrı bir şekilde, gündelik yaşam içerisinde yer edinen ve gündemi kaplayan bir kavram. Kimi zaman tasarlanarak kimi zamansa tesadüfi olarak ortaya çıkabilen popüler kültür ürünleri, bireyler için gerçeklikten kaçmayı sağlayan bir eğlence  nesnesi konumunda. Gelecekte sanatçıların popüler kültürü kitlelere ulaşmak için daha yoğun olarak kullanıp kullanmayacakları mı yoksa bu yolun sadece bir “b” planı olarak mı kalacağı bilinmez. Bununla beraber, popüler kültürün geçiciliğini bir yana bırakırsak, sanatçıların yapıtlarıyla, iç dünyalarından yükselen sesi  çeşitli yollarla duyurmaya çalıştıklarını ve içinde yaşadıkları toplumu yansıttıklarını söyleyebiliriz. Japon şair Matsuo Basho’nun 17.yüzyıldan kalan bir Haiku’sunun hissettirdiği gibi.

Ah, yaz çimenleri

Bütün kalan

Savaşçıların rüyalarından.

Çeviren: Erdal Ceyhan

Yazarın Diğer Yazıları

Banksy İstanbul’da! Yani?

Evet, Banksy İstanbul'a geldi ve kendisi eserlerinin ücret karşılığında sergilenmesine karşı olsa da sergiyi gezmek ücretli

2015’te Google’da ne aradık, gerçekte ne kaybettik?

Hem gerçek sorunları tespiti hem de sorunlara çözümler geliştirilmesiyle ilgili hem bireysel hem de toplumsal olarak sıkıntılar yaşadığımız aşikar. Belki de bunun sebebini sorgulamamız gerekiyor…

Star Wars VII: Doğru! Hem de hepsi…

Star Wars VII’de eski karakterlerle özlemimizi giderirken bir yandan yeni kuşağın yeni hedef kitlelerin kucaklandığı görülüyor

"
"