20 Ağustos 2019

Siyaset sertleşti, daha da sertleşecek!

Asıl maşeri vicdanı yaralayacak olan, iltisaklı, miltisaklı gibi afaki tanımlarla görevden alma gerekçeleridir...

İddiam şuydu; seçim bitti hava yumuşayacak diyenler hayal kırıklığına uğrayacak. Hava fırtına öncesi sessizlik... Siyaset dilinin biraz daha sertleşeceğini, kutuplaşmanın daha da keskinleşeceğini düşünüyorum. (23 Temmuz/ T24)

İktidardan eylül başında hamle bekliyordum, erken geldi... Yapılan hazırlıklara bakılırsa hızla alınan karar değil, bayram tatilinin bitmesi beklenmiş...

Konuşmamız gereken, tartışmamız gereken iki temel konumuz var... Biri, üç belediye başkanının görevden alınıp yerine valilerin kayyım olarak atanması... Diğeri, Yargıtay Başkanı'nın adli yıl açılış törenini Saray'da yapmaya karar vermesi...

İkisi de rejim, ikisi de demokrasi sorunu...

Bugün sıcağı sıcağına görevden almalardan başlayalım... Diyarbakır, Mardin, Van belediye başkanları hakkında bir dizi suçlama var... Ama somut kanıt yok... Kandil'e para gönderiyorlarmış, terör örgütüyle iltisaklılarmış... Galiba, HDP'li başkanların işe aldıkları her kişiyi de PKK'yla iltisaklı kabul ediyorlar?!.

İltisaklı kelimenin tercümesi şu; irtibatlı olduklarına dair kanıtımız yok, duyumlarımız var...

Toplanan vergileri Kandil'e göndermişlerse, PKK'ya silah yardımı yapmışlarsa açığa alınmaları, doğru karar... Ama peşinden güçlü iddianame gelmeli... Güçlü kanıtlar ortaya konulmalı...

Hiç böyle bir hava yok... Kayyım atanan Diyarbakır Valisi, Diyarbakır Belediye Başkanı'nın görevden alınma gerekçesini açıklarken; 'maşeri vicdanı yaralayıcı uygulamalar gerçekleştirildi' dedi...

Maşeri vicdan ne ?

Toplumun vicdanı... Bunu kim ölçer? Maşeri vicdanın yaralanıp yaralanmadığını saptamak kimin tekelinde?

Cumhurbaşkanı'nın, İçişleri Bakanı'nın, Diyarbakır Vali'sinin... Kimin?

Bu kentler uzun süredir kayyım tarafından yöneliyordu... 31 Mart seçimine kayyım başkanlarla girildi... İçişleri Bakanlığı’nın dünkü açıklamasında eski kayyım yönetimlerine övgüyle şöyle bir ifade kullandı; şehirlerimiz huzurun ve hizmetin öne çıkarıldığı gerçek belediyecilikle tanışmıştır. Bu sayede kamu kaynakları güvenceye alınmış, vatandaşlarımızın huzur ve refah düzeyi kaynakların belediye hizmetlerinde kullanılmasıyla artmıştır.

Bu başarıyı kim sağlamış? Diyarbakır'ın, Mardin'in kayyımları mı yapmış?. Onlar mı halkı gerçek belediyecilikle tanıştırmışlar?

Peki o halde, halk neden onlara oy vermedi? Neden yine gitti, HDP'ye oy verdi... İçişleri Bakanlığı'nın iddiasına bakarsak demek ki; halk, HDP'nin adayına oy verdiğine göre hizmeti ve huzuru istemiyor!..

Üstüne basa basa söylüyorum... Bu belediye başkanları topladıkları paraları Kandil'e yolluyorlarsa, savcılar ne güne duruyor, yargı devreye girsin... Belgeli, ispatlı olsun...

Asıl maşeri vicdanı yaralayacak olan, iltisaklı, miltisaklı gibi afaki tanımlarla görevden alma gerekçeleridir... HDP'lilerle başlayan uygulama yarın/öbür gün CHP'li belediyelere de gelebilir... 'Maşeri vicdanı yaralayıcı uygulama' onlar içinde bulunabilir!.

Sonuç; fırtına öncesi sessizlik bitti... Düğmeye basıldı... Otoriter demokrasi dönemi tam anlamıyla devreye girdi... Korkarım; iktidar eski gücüne kavuşmak için nefes aldırmama politikasına başvuracak... Korkarım hepimizi zor yıllar bekliyor... Her alanda...

(Yazının sonuna küçük bir not düşeyim... Atanmış İçişleri Bakanı seçilmiş belediye başkanlarını görevden aldı... Döndük dolaştık yine geldik atanmışların iktidarına, AKP 18 yıldır bize masal anlatıyormuş meğer.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.

"
"