Kavga çıktı ama gümbürtü kopmadı... Ama eli kulağında... Erdoğancı ve Davutoğlu'cu yazarlar kapışmaya başladı... Şimdilik isim vermiyorlar ima ediyorlar...
Mesela, gidişat kötü diyenler, Reis'e karşı gelenler AKP içindeki dissimülasyonmuş!... Yani düşmanlarmış ama dost figürü içinde AKP'ye yerleşmişler... 15 Temmuz gecesi malum AKP'liler neredelermiş!...
Mesela, başbakan yardımcısı o gece uçaktan inip sırra kadem basmış. Gece telefona çıkmayan bakanlar varmış... Sırra kadem basan başbakan yardımcısı kim acaba!... Mehmet Şimşek'i mi kastediyor; Veysel Kaynak'ı mı? Yoksa Nurettin Canikli'yi mi? Bilemedim... Galiba isim vermeden hedef tahtasına koydukları kişi Şimşek olsa gerek...
Dahası var... 16 Temmuz'da darbe püskürtüldükten sonra tanklarla poz verenler varmış...
Yani ihanet içindelermiş!...
AKP'nin hatası ikna edilmiş kemirgen AKP'lilerin sosyolojiyi zehirlemesine bunca zaman tahammül etmesiymiş...
Kim onlar? Davutoğlu'nun ekibi herhalde... Babacan'ın ekibi herhalde...
Karşı taraf da isim vermeden laf yetiştirdi... Onlar da isim vermeden ihanet suçlaması yapanları suçladı... Dedikleri şu; 'bir şeyler iyi gidiyor' diye yazanlar, söyleyenler, Cumhurbaşkanı'na yakınlık rolleri oynayanlar tarafından ihanetle suçlanınca sorun çözülecek mi?
Soruyorlar; dava kimin davası, ihanet kime?
Yani karşı tarafa davayı sahiplenemezsiniz, davanın patronu olmaz demek istiyorlar... Açık açık soruyorlar; Bunların (Davutoğlu veya Gül, Babacan) veya gidişe itiraz eden başka insanların dava ile alakasını kesmek birilerinin yetkisinde mi?
İşte bu sorunun adresi belli... AKP MYK değil... AKP MYK'nın patronu... Yani Cumhurbaşkanı... Çünkü Cumhurbaşkanı, Davutoğlu kalsın dese kimse partiden atamazdı, Cumhurbaşkanı atılsın deyince kimsenin gücü partide tutmaya yetmez...
Cumhurbaşkanı da tartışmanın içinde ... İki gündür isim vermeden sert mesajlar veriyor... Gidişat kötü diyenleri, AKP'nin fabrika ayarlarına dönmesini isteyenleri fitne tüccarı olmakla suçladı...
Dün partisinin 81 il başkanına hitap ederken ayrılıkçıların 'kibirleri boylarını aşan kaprisli insanlar' olduğunu söyledi... 'Dedikodulara asla kulak asmayacağız' diyerek; AKP rayından çıktı, Reis partisi oldu , Reis'in çevresini sardılar , söylemini itibarsızlaştırmaya çalıştı... Dedikodudan ibaret olduğu vurgusu yaptı... İl başkanlarına kulak asmamalarını söyledi...
Belli ki AKP'nin içi fokur fokur...
Araya birileri girer mi? Bu kavga hepimize zarar veriyor diyerek ateşkes sağlanır mı? Sulh olma yoluna gidilir mi?
Sanmıyorum... Atışma o kadar yüksek perdeden başladı ki; geri dönüşü zor... Herkes eteğindekini dökmeye, eski defterleri açmaya, arşivlere dalmaya başladı...
Bu vesile ile bir şey daha öğrendik... Davutoğlu nasıl biriymiş biliyor musunuz?
Ahmet bey, bu çağda Türkiye içi gönderilmiş, özel işler yapmakla mükellef kılınmış, seçilmiş bir insan olduğunu düşünürmüş. Tarihin akışını değiştirmekle kendini sorumlu adledermiş.
Madem Ahmet beyin kendini böyle gördüğünü bu sebeple kibirli olduğunu biliyordunuz da o günlerde niye yazmadınız, söylemediniz... Bu değerli bilgiyi neden sakladınız...
Bu kavga nedeniyle kim bilir daha neler öğreneceğiz neler?