14 Mayıs 2020

Millet İttifakı çatlar mı?

İttifak; ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmek, bir konuda bir hedef doğrultusunda anlaşmak, fikir birliği yapmak, uyuşmak değil mi? Evet. Millet İttifak’ı şemsiyesine giren partilerin yaptığı da tam bu

Darbe tartışması gibi eskimeyen ısıtılıp, ısıtılıp yeniden sofraya konulan bir konu daha var: Millet ittifakı.

Bazen, CHP ile HDP’nin yakınlaştığı gündem oluyor, bazen CHP’nin HDP ile ittifak yaptığını gizlediği, hatta utandığı... Bazen HDP’nin ittifakın gizli ortağı rolünden sıkıldığı, açık net biçimde kamuoyuna deklare edilmesini istediği konuşuluyor, bazen İyi Parti – HDP kavgası gündemin ilk sırasına oturuyor.

Son olarak, Meral Akşener’in "HDP’nin yeri PKK’nın yanıdır" sözleri ve "Türkiye Masası" kuralım önerisine HDP’yi dahil etmemesi Millet İttifakı’nı yine tartışma konusu yaptı.

Kimine göre; (daha çok iktidara yakın duranlar ) ayrı telden çalan partilerin "Millet İttifakı" adıyla bir araya gelmesi siyasetin normal akışına uygun değil.

Eski Başbakan Çiller’e göre Millet İttifakı zaten eşyanın tabiatına aykırı!

Millet İttifakı için hepsi ayrı türkü söyleyen dört benzemez de diyorlar. Akort bozuk ittifak diyen de var.

Peki, ittifak dediğin nasıl olmalı?

Bu soru sorulduğunda iktidardan tek ses yükseliyor; Cumhur İttifakı gibi.

Nasıl?

Aynı görüşte olan, birbiriyle uyumlu iki partinin birlikteliği, ortak hareket etmeleri...

O zaman şu soruya yanıt aramamız gerekiyor: Cumhur İttifakı mı gerçek anlamda ittifak, Millet İttifakı mı?

Önce Cumhur İttifakı’na bakalım. Son dönem ortaya koydukları siyaset "yok aslında birbirlerinden farkı" dedirttiriyor. MHP Genel Başkanı, çoğu zaman iktidar sözcüsü gibi davranıyor. Zaman zaman muhalefete Cumhurbaşkanı’ndan daha sert yükleniyor. Maliye ve Hazine Bakanı eleştiriliyor, ilk savunan Bahçeli oluyor! İktidarın bakanlarına laf söyletmiyor. Toz kondurmuyor.

Hâl böyle olunca iki partiyi birbirinden ayırmak güçleşiyor. Yarın seçim olsa seçmen AKP’yi mi tercih edecek MHP’yi mi?

Seçmen açısında ayırmak bu ortamda zor. Görünen o ki tavandaki birlik zaman içinde tabandaki birliğe dönüşmek üzere. Yavaş yavaş ittifak ötesi bir durum ortaya çıkıyor, tek çatıya evriliyor; AKPMHP partisine dönüşüyor.

Millet İttifakı’nda ise durum aynı değil...

Dört partinin de ajandası farklı. Hatta, İyi Parti - HDP atışmasında olduğu gibi zaman zaman sert siyasi polemiklere giriyorlar. Birbirlerini sevmiyorlar!

Hâl böyleyse neden ittifak yapıyorlar?

İttifak kelimesi tam da bu durumu içeriyor. Birbirlerinden farklı oldukları için ittifak yapıyorlar yoksa tek çatı altında toplanırlardı.

İttifak; ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmek, bir konuda bir hedef doğrultusunda anlaşmak, fikir birliği yapmak, uyuşmak değil mi?

Evet. Millet İttifak’ı şemsiyesine giren partilerin yaptığı da tam bu.

Onları bir arada tutan asgari müşterek var; parlamenter sisteme dönüş. Ortak hedef bu. Yeni rejimin/sistemin yürümediğini, Türkiye’nin tek adam rejimiyle yönetilemediğini düşünüyorlar. Bu sebeple birbirlerine ters bakan partiler aynı ittifakta yer alıyor. Çünkü tabanları da parlamenter rejimi istiyor.

Belki bu ittifaka Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Babacan’ın DEVA partisi de katılacak. Çünkü onlar da parlamenter sistemden yana. Çünkü onlar da bugünkü sistemin değişmesini istiyor.

O halde iki de bir; İyi Parti HDP ile kavga etti, CHP’den birileri HDP’ye çattı veya HDP’ye yakın durdu, destek verdi ittifak çatladı, patladı demenin, geceler boyu tartışmanın anlamı yok.

Çünkü geniş bir seçmen kitlesi parlamenter sisteme dönüş için ittifakın sürmesini istiyor. HDP tabanı da istiyor, CHP tabanı da İyi parti tabanı da Saadet tabanı da.

Cumhurbaşkanı "CHP’nin başını çektiği medyanın azımsanmayacak alıcısı var" diyerek geniş kitlenin kendi gibi düşünmediğini bir anlamda onayladı.

Yakın gelecekte ittifak siyasetini bekleyen final şu:

İlk seçimi Erdoğan kazanır, yeniden Cumhurbaşkanı seçilir, Cumhur İttifakı da Meclis çoğunluğuna sahip olursa Millet İttifakı dağılır.

Erdoğan kaybederse Millet İttifakı’nın adayı kazanırsa Cumhur İttifakı dağılır. Sadece ittifak dağılmakla kalmaz AKP de dağılır.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.