11 Ekim 2019

Esad ne yapacak?

Ne yapacağı kestirilemeyen resmen muamma olan bir merkez daha var: Şam

Türk ordusu Fırat'ın doğusuna PKK/YPG bölgesine girdi. Bundan sonra ne olur sorusu soruna yanıt verilemiyor.

Gözler, dikkatler Washington'da.

'Sınırları aşarsan, gereksiz çatışmaya girersen ekonomik yaptırım uygularım' diyerek Ankara'ya gözdağı vermeye çalışan Trump'un bugünden yarına ne yapacağı kestirilemiyor. ABD'nin nihai hedefinin ne olduğu bilinmiyor. Bırakın bizleri Trump'ın yakın çevresi bile bir sonraki hamlesinin ne olacağını tahmin edemiyor. Resmen muamma.

Ne yapacağı kestirilemeyen resmen muamma olan bir başka merkez daha var; Şam.

Yani Esad. Ankara'nın bu hamlesine karşı Esad'da bir hamle yapacak mı? Yapar mı? Yaparsa hamlenin yönü nereye olur?

Konuşulanlar şu.

BİR: Esad fırsat bu fırsat diyerek kuzey doğusuna, yani YPG/PKK yapılanmasının olduğu bölgeye askeri harekat düzenler. Üstten Türk ordusu, alttan Suriye ordusunun baskısıyla YPG/PKK militanlarına sıkıştırma operasyonu yapılır. Bu durumda ABD de sıkışır. Bu hem Ankara'nın hem Şam'ın işine gelir. Ayrıca Moskova'nın da.

İKİ: Esad yine fırsat bu fırsat diye havadan ve karadan İdlib'e saldırır.. Rusya'nın desteğiyle İdlib'i temizleme, HTŞ militanlarından geri alma, ÖSO'yu (silahlı muhalif grup) kovalama operasyonuna girişir. Hatay'a doğru büyük bir göç dalgası başlar. HTŞ'li teröristler de Türkiye'ye sızma yollarını dener.

Aklı, tüm operasyon kabiliyeti Fırat'ın doğusunda olan Ankara, Fırat'ın batısının karışmasıyla hayli zorlanır. Gücünü, enerjisini ikiye bölmek zorunda kalır. Gözlem kulelerindeki askerlerimizin risk altında olması Barış Pınarı operasyonunu da etkiler.

Bu durum Ankara/Moskova ilişkilerinin de derin yarıklar açılır. Şam amacına ulaşır. Washington'un işine gelir.

ÜÇ: Şam yönetimi YPG/PYD yapılanmasıyla anlaşır. Esad intikam amaçlı bir politika gütmeye başlar. Şam ordusu YPG'nin yanında saf tutar. Türk ordusunun önünü kesmek için aktif pozisyon alır. Nitekim, Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili önceki gün aynen şöyle dedi; 'Şam'a karşı savaşmış kişilerin de Türkiye'ye karşı müdahale etmese durumunda onlarla kucaklaşmaya hazırız'.

Kucaklaşma ABD'nin de işine gelmez. Ankara/Moskova ilişkileri limonileşir, belki de sert rüzgarlar estirir.

Bunlar yabana atılır tezler değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Türkiye'nin amacı terör örgütlerini temizleyerek Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamaktır' dedi.

Peki bunu gerçekleştirmek için ne yapmalı?

Veya Esad'ın olasılık dahilinde olan hamlelerinin önünü kesmesi için politikamız ne olmalı?

Genel kanı şu. Ankara artık Şam ile doğrudan temas kurmalı. Tabii ki herkes istihbarat örgütlerinin temas halinde olduğunu biliyor. İstenen bir adam ötesi. Siyasi veya diplomatik temas. Tabii ki kimse Esad'la Erdoğan'ın aynı fotoğraf karesinde buluşmasını beklemiyor. Ama Suriye'nin temizlenmesi toprak bütünlüğünün sağlanması için bunu şart görüyor.

Avrupa'dan çeşitli yorumlar geliyor ama savaş varsa sahadaki devletlerin tavırları, kararları pozisyonları daha önemli.

Moskova belirleyiciyse, Washington belirleyiciyse, Şam her ne kadar Moskova'nın güdümünde olsa da bir yerde belirleyicidir.

Şunu da unutmayalım: PYD/YPG yapılanmasını iki başkent terörist örgüt olarak nitelendiriyor. Biri Ankara, öteki Şam. Washington, Moskova, Londra, Berlin, Paris, Atina ve daha bir çok başkent YPG militanlarına terörist değil topraklarını koruyan savaşçılar olarak bakıyor. Şunu da unutmayalım. PYD'nin son yıllarda Ankara ile kanka olan Moskova'da bürosu var. Fransa Cumhurbaşkanı geçen gün PYD temsilcisini kabul etti.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.