Hayır hayır karşısına rakip çıktığı için değil, parti içi muhalefet yönetimde söz sahibi olmak için liste çıkarma hazırlığında olduğu için de değil.
Erdoğan AKP'nin 7. Olağan Kongre'sine tek aday olarak girecek, yazdığı MKYK listesi delinmeden onaylanacak, parti vitrinini istediği gibi oluşturacak, genel başkan yardımcılarını seçecek, isterse bakanlarını değiştirecek.
O halde neden sıkıntılı?
Şundan: Partisi oy kaybederken yapacağı ilk kongre. Bugüne kadar AKP'nin bütün kongrelerinde kürsüye zaferlere imza atmış lider olarak çıktı. (AKP 5. Kongresi hariç, o kongrede parti başkanı Davutoğlu idi.)
AKP'yi sıfırdan aldı daha doğrusu kurdu. Önce yüzde 34'e, sonra yüzde 49'a taşıyan lider olarak çıktı.
Çok güçlü lider olarak çıktı.
Şimdi daha güçlü diyeceksiniz, gece yarısı Merkez Bankası Başkanı'nı kovacak kadar güçlü. Ülkeyi uluslararası bir sözleşmeden tek imzayla çıkaracak kadar güçlü.
Doğru… İstediği her şeyi yaptırmaya muktedir. Tek cümlesi, hatta tek kelimesi yeter.
Tamam da bir fark var. Arkasında eskisi gibi halk desteği yok. Eskiden sırtını tamamen seçmenine, halka dayardı, şimdi devlete dayıyor.
Delegeleri de, MKYK'ye girmeye çalışanlar da, salonu dolduracak partilileri de, televizyonlardan izleyecek seçmenleri de bu gerçeği biliyor.
Daha önemlisi Erdoğan'ın seçim kaybettikten sonra gireceği ilk kongre. İstanbul gitmiş, Ankara gitmiş. Gerisini saymayayım, bütün kritik iller gitmiş.
Bunun ezikliğiyle katılacağı ilk kongre.
(İstanbul, Ankara gibi kentleri kaybetmenin ağırlığını hissetmese, belediye başkanlarının elini kolunu bağlamak, yetkilerini kısıtlamak için, çalışamaz hale getirmek için, daha ötesi meydanlarına el koymak için hamleler yapar mıydı?)
Bir başka önemli handikabı; 2018 yılında fiilen geçtiğimiz yeni rejimi test ettik. Nasıl bir şey olduğunu yaşayarak öğrendik.
Bırakın oy verenleri, AKP il ve ilçe yöneticileri bile Ankara'ya ulaşamamaktan muzdarip. Milletvekilleri, vatandaşın derdini tek yetkili kişiye (Cumhurbaşkanı) anlatamamaktan şikayetçi.
Halk desen zaten perişan. Elde yok avuçta yok.
Sesini çıkaran yok ama yeni rejimden mutlu olan da yok.
İşin daha da kötüsü, Erdoğan partisinin kongresine ilk kez ülke bu kadar ağır bir ekonomik kriz yaşarken giriyor.
Bir zamanlar kişi başına 12 bin doları olan geliri, kişi başına 8 bin dolara indirmesinin iç daraltısıyla giriyor.
Enflasyon/kur/faiz sarmalına yakalanan ülkenin tek sorumlusu olarak giriyor.
Sözü artık toplumda yankı bulmayan, inandırıcılık sorunu yaşayan bir lider olarak giriyor.
Bu sebeple Erdoğan'ın ilk sıkıntılı kongresi dedim.
Sözü uzatmaya gerek yok. Daha onlarca örnek verilebilir. İşin gerçeği tek cümleyle şu:
AKP'nin güven ve istikrar adını verdiği kongreye delegeler ve partililer, ülkede güvenin ve istikrarın kalmadığı gerçeğini bilerek geliyor!