17 Kasım 2020

Cumhurbaşkanı "demokrasi seferberliği" derken ne kastetti?

Demokrasinin kalitesi nasıl yükseltilecek? İktidar, Cumhurbaşkanı demokraside ne tür adımlar atacak?

Cumhurbaşkanı üç konuda seferberlik ilan etti: ekonomi, hukuk ve demokrasi.

İlk ikisinde yapacaklarını tahmin etmek zor değil. Merkez Bankası'nın üzerindeki baskıyı kaldıracaklar, bağımsız karar almalarına izin verecekler, piyasayı daha çok dinleyecekler.

Faizin artırılmasına göz yumacaklar (belki de sarsıcı oranda). Sıcak paraya davetiye çıkaracak. Bir süre gel - kazan - git politikası izlenecek!

İlk etapta yapılacak işler bunlar. Yabancı yatırımcıların gelmesi için ciddi hukuk reformuna ihtiyaç var.

Var olmasına var da bugünden yarına olacak mesele değil. İktidarın kısa vadeli talebini kesmez. Herkesin alkışladığı reformlar da yapsanız sonucunu kısa vadede alamazsınız. Yapacağınız değişiklikleri savcıların, hakimlerin yüksek yargının içselleştirmesi gerekir. Bu da uzun mesele.

Kısa vadede ne yapılabilir?

Adalet Bakanı ima etti; siyasetin yargıdan elini ayağını çekmesi sağlanacak.

Savcı ve hakimlerin Anayasal teminatı, hayata geçirilecek. Bir gece önce atanan hakimlerle dosyaya bakılmadan siyasi konjonktüre göre karar verme dönemi sona erecek.

Artık keyfi karar olmayacak!

Bakan böyle söyledi. Sözlü teminat verdi.

Seferberliğin ilk iki ayağı bunlar. Üçüncü ayak ise demokrasi.

Demokrasinin kalitesi nasıl yükseltilecek? İktidar, Cumhurbaşkanı demokraside ne tür adımlar atacak?

Soru sormaya en tepeden başlayalım:

* Yasama organı yürütmeyi denetleyebilecek mi?

* Bakanlara gensoru yöntemi geri gelecek mi? Bakanların Meclis'e hesap verme yolu açılacak mı?

* Cumhurbaşkanı çoklu şapkalarının (sayalım; Devlet Başkanı, yürütmenin yegane temsilcisi, AK Parti Genel Başkanı, Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı) bazılarından vazgeçecek mi? Şapka sayısını azaltacak mı?

* Parti devletine gidişe son verilecek mi? (Valiler ister istemez AKP adına çalışıyor. CHP'li belediyelerin olduğu yerde Valiler, belediye başkanlarına mesafeli duruyor. İlçelerde de kaymakamlar...)

 * Yerel yönetimlerin elini ayağını bağlama politikasından vazgeçilecek mi? Cumhurbaşkanı, devletin başı olarak onların başarılı olması için her türlü desteği vermeye başlayacak mı?

* Yerel yönetimler güçlendirilecek mi?

* Fikir özgürlüğünün sınırları genişletilecek mi?

* Medya dördüncü kuvvet olarak kabul edilip üzerindeki siyasi baskıya son verilecek mi? (Dava açma baskısı, gözaltı baskısı, hapis baskısı, para cezası baskısı, ilan vermeme baskısı, ekran karatma baskısı...)

* Medyanın fikir zenginliği teşvik edilecek mi? Eleştiri hakkı teslim edilecek mi? Hakaret içermeyen sert eleştiriler bile demokrasinin olmazsa olmazı sayılacak mı?

* Siyasal Partiler Yasası'nda demokrasinin tahkim edilmesi adına düzenleme yapılacak mı?

* Sayıştay'a eski saygınlığı, eski gücü geri verilecek mi? İade-i itibar yapılacak mı? Sayıştay raporları bütçe görüşmelerinin temel argümanı olacak mı?

* Şeffaflık ilkesi, hesap verme anlayışı geri gelecek mi?

Mesela, Sayıştay denetiminden çıkarılan Varlık Fonu yeniden denetime sokulacak mı? (Varlık Fonu deyip geçmeyin içinde Ziraat Bankası var, Halk Bank var, Vakıf Bank var, BOTAŞ var, Çay-Kur var, THY, PTT, Eti Maden var, arsalar iştirakler var. Var oğlu var...)

* Sosyal medya düşman, TRT iktidarın borazanı olmaktan çıkarılacak mı?

Daha soru çok...

Cumhurbaşkanı demokrasi seferberliği başlatacaklarını söyledi ama altını doldurmadı.

Ülkenin en yetkili kişisinden demokrasi seferberliği sözünü duyunca aklıma ilk etapta bunlar geldi.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.