18 Mayıs 2025
Orta Amerika'nın küçük ülkesi El Salvador'un Devlet Başkanı Nayib Bukele dünyada sayısı artan diğer popülist otokratlar arasında nispeten genç ve karizmatik kişiliğiyle ve hukuku ayaklar altına alan uygulamalarıyla önde gidenlerdendir.
Hem giyimiyle hem söylemiyle alışılmış siyasetçi profiline uymayan Bukele dijital çağın lider vitrininde olmaya adaydır. Ancak onu sadece genç, Twitter aktif ve kripto meraklısı bir lider olarak tanımlamak yetmez. Bukele aynı zamanda derin bir kutuplaşmanın, yoğun bir halk desteğinin ve ciddi tartışmaların da merkezindedir.
1981 doğumlu bir iş adamı olan Nayib Bukele'nin dedesi Filistin'den göç eden bir Hristiyan Arap’tı. Babası sonradan Müslüman bir imam oldu ve El Salvador'da dört cami yaptırttı. Annesi bir Katolik'ti.
Nayib Bukele nispeten kısa siyasi hayatında tüm otokratların ortak uygulaması klasik "Böl ve yönet" anlayışıyla hareket etti. İki büyük siyasi partideki geleneksel politikacıların gırtlaklarına kadar yolsuzluk batağına saplanmış olmalarından ve halkın onlardan yaka silkmesinden yararlandı ve aradan sıyrılarak öne geçti. Geleneksel siyaset anlayışını alt üst ederek hem büyük bir halk desteği kazandı hem de otoriterlik eleştirilerinin hedefi haline geldi.
Nayib Bukele 2019’da başkan seçilmeden önce El Salvador’da iki büyük parti (ARENA ve FMLN) ülkenin siyasi hayatını domine ediyordu. Ancak Bukele bu partilerin dışında, sosyal medyayı etkili kullanan, gençlere hitap eden ve "yolsuzluğa sıfır tolerans" vaadiyle ortaya çıkan bir alternatif olarak yükseldi.
Bukele geleneksel sağ ve sol partilerin yozlaşmış ve etkisiz olduğu yönünde bir söylem geliştirerek halkın sisteme olan öfkesini kendi lehine çevirdi. Eski partilerin yıllarca çözümsüz bıraktığı sorunlara hızlı ve radikal çözümler sunması onu bir reformist figür olarak öne çıkardı. Seçmenler Bukele’yi statükoyu yıkan ve yeni bir düzen kuran lider olarak gördüler.
Bukele’nin en çok konuşulan politikası ülkeyi uzun yıllardır kasıp kavuran çetelerle, özellikle MS-13 ve Barrio 18 ile mücadelesi oldu. 2022’de olağanüstü hal ilan ederek binlerce şüpheliyi tutuklattı. Bu hamle suç oranlarında ciddi bir düşüşe yol açtı ve halkın büyük çoğunluğu tarafından destek gördü. Ancak aynı zamanda insan hakları ihlalleri ve keyfi tutuklamalar nedeniyle uluslararası eleştirilerin de odağına yerleşti.
2019'da El Salvador'da cinayet oranı 100.000 kişi başına 38'di. Bukele Bölgesel Kontrol Planı adlı çete karşıtı programı uyguladı ve ilk yıl cinayetler yüzde 50 azaldı. Ancak bu ani düşüş kısmen bir Latin kurnazlığının sonucuydu. Gazeteler ve ABD Dışişleri Bakanlığı Bukele'yi cinayet oranını düşürmek için çetelerle gizlice pazarlık yapmakla suçladı.
2023'te cinayet oranı 100.000'de 2,4'e düştü.
El Salvador’un en büyük sorunlarından biri olan çete şiddeti Bukele’nin en çok destek topladığı alandı. Megacárcel adı verilen dev hapishane projeleri, binlerce çete üyesinin gözaltına alınması ve olağanüstü hal uygulamaları halkın güvenliğini sağlamaya yönelik radikal adımlar olarak takdir toplasa da insan hakları ihlalleri konusunda ciddi eleştirileri de beraberinde getirdi. El Salvador'lular "Güvenlik mi, özgürlük mü?" sorusunu gittikçe daha fazla sordular ve anlaşılan tercihlerini güvenlikten yana kullandılar.
El Salvador uzun yıllar boyunca çetelerin etkisi altında acı çekmiş bir ülkeydi. Bukele’nin en dikkat çeken politikalarından biri de bu soruna karşı yürüttüğü “mano dura” (sert el) politikası oldu. 2022 yılında ilan edilen olağanüstü hal süresince on binlerce çete üyesi tutuklandı. Cezaevleri genişletildi, disiplin sıkılaştırıldı ve çetelerin hareket alanı büyük ölçüde daraltıldı. Güvenlik elemanı ya da hapishane gardiyanı olmak büyük kitlelere iş ve ekmek sağladı.
Bu politikalar insan hakları örgütlerinin tepkisini çekse de halk arasında büyük destek gördü. Çünkü sokaklar daha güvenli hale gelmiş ve suç oranlarında gözle görülür bir düşüş yaşanmıştı.
2021’de Bukele dünyada bir ilke imza atarak Bitcoin’i ABD dolarının yanı sıra resmi para birimi olarak kabul etti. Bu hamle küresel finans çevrelerinde büyük tartışmalara yol açtı. Bukele’nin bu adımı ülkeyi kripto para ekosisteminin merkezlerinden biri ve bir kripto cenneti yapma hedefinin parçasıydı. Bitcoin artık El Salvador'da tıpkı dolmuş ücreti gibi kullanılabiliyordu.
Bazıları bunu cesur bir teknolojik atılım olarak görürken diğerleri spekülatif bir macera ya da kumar olarak değerlendirdi. Ancak işler pek yolunda gitmedi. Bitcoin düşünce devlet hazinesi de yokuş aşağı yuvarlandı. Bitcoin'in dalgalı yapısı ülkenin zaten kırılgan olan ekonomisini daha da belirsiz bir hale getirdi. Halk zaten Bitcoin kullanmayı sevmemişti. Yine de Bukele teknolojiye olan inancını sürdürerek bir dijital devrim hayalini diri tuttu.
Bukele'nin kripto para birimine olan takıntısı El Salvador'un ekonomik sıkıntılarını hafifletmek yerine tersini yaptı. Bitcoin ulusal bilançoda bir rezerv varlık olarak kalsa da yasal ihale olarak günleri sona erdi. Bukele çılgın fikirlerinin gerçeklikle temas halinde çözüldüğünü gören bir diğer kripto-ütopyacıydı.
Bukele para bulduğu zaman okul, hastane ve yol inşaatları gibi altyapı projelerini gerçekleştirdi. Öte yandan sosyal yardımlarla yoksul kesimlerin desteğini kazandı.
Bukele'nin en dikkat çekici yönlerinden biri iletişim tarzıydı. Geleneksel medya yerine sosyal medyayı tercih etti. Özellikle Twitter (şimdiki X) üzerinden doğrudan halka seslenerek, kararlarını tweet’lerle açıklayarak ve devletin resmi hesaplarını kişisel propaganda aracına dönüştürerek klasik siyasi anlayışa meydan okudu. Kimilerine göre bu halkla doğrudan ve şeffaf bir iletişim, kimilerine göre ise popülizmin dijital çağdaki cilalı versiyonuydu.
Bukele geleneksel siyasetçilerin aksine genç, teknoloji dostu ve sosyal medyayı etkin kullanan bir lider profili çizdi. Halkla iletişim kurması, basın toplantılarından çok sosyal medya üzerinden açıklamalar yapması onu genç seçmenler nezdinde popüler kıldı. Kendi imajını halkın içinden biri olarak başarıyla lanse eden Bukele sık sık klasik siyasetçileri eleştiren açıklamalarıyla da halkla arasında bir “biz” duygusu kurdu.
Bukele klasik lider profiline uymayan biridir. O bir başkandan çok ülke yöneten bir Twitch yayıncısına benzemektedir. Aynı anda güvenlik reformu yapmakta, piyasa analizi yayınlamakta, X’de troll'lere laf yetiştirmekte ve halka canlı yayın yapmaktadır.
Bunun çok yönlülük mü, yoksa ciddiyetsizliğin çağdaş versiyonu mu olduğuna siz karar verin. Bukele bana James Coburn'ın James Bond'la dalga geçtiği Adamım Flint filminde kahramanımızın aynı anda karate ve eskrim yaptığını, satranç oynadığını ve aşk yaptığını hatırlatıyor.
Ama şurası kesin ki Nayib Bukele 21. yüzyılın en TT başkanlarından biridir. Gündemden düşmemektedir. Tipik bir narsist olarak onun amacı da budur. Kimi zaman “helal olsun”, kimi zaman “yok artık” dedirtmektedir.
Bukele kararlı ve otoriter bir lider portresi çizdi. Halkın iradesini temsil ettiği vurgusu ve dış eleştirilere karşı meydan okuyan tavrı birçok seçmenin gözünde onu "ülkesini savunan güçlü lider" konumuna yerleştirdi.
Bukele’nin en tartışmalı yönü giderek artan otoriter eğilimleri oldu. 2021’de meclisi zorla ele geçirmekle suçlandı ve yargı bağımsızlığını zayıflattığı iddia edildi. 2024’te yeniden seçilmek için anayasayı değiştirme çabaları demokratik gerileme endişelerini daha da artırdı. Destekçileri istikrar ve güvenlik adına bu adımları gerekli görürken muhalifler onu Latin Amerika’nın bir diğer otoriter lideri olarak nitelendirdiler.
Bukele’nin halk nezdinde büyük bir desteğinin olduğu açıktı. Ancak bu destekle beraber anayasal sınırları zorladığı, yargıyı siyasallaştırdığı ve muhalefeti bastırdığı yönündeki eleştiriler arttı. Mahkeme kararlarını tanımaması ve ikinci kez aday olmasının önünü açması onun otoriter kişiliğinin ve politikalarının en belirgin göstergeleriydi.
Bukele’nin popülaritesine rağmen yargıya müdahale ve kongreyi bypass ederek demokratik kurumları zayıflatması, şüphelileri topyekun tutuklayarak insan hakları ihlalleri ve Bitcoin deneyinin ekonomik riskleri eleştiri konusuydu. Ancak halkın çoğunluğu şimdilik güvenlik ve istikrar vaadini ön planda tuttu.
Nayib Bukele düzeni sağlayan güçlü lider algısıyla El Salvador’un derin sorunlarına radikal çözümler sundu. Geleneksel siyasetin tükenmişliği, suçla mücadelede kısa vadeli başarılar ve karizmatik iletişim becerileri ona yüksek destek sağladı. Ancak uzun vadede bu politikaların sürdürülebilirliği demokratik kurumların ve hakların erozyonu bağlamında oldukça zor olabilir.
Bukele’nin popülaritesi otoriter eğilimlerle yükselen küresel siyaset trendinin bir yansıması olarak da okunabilir. El Salvador bir İsviçre değildir. Halkın güvenlik ve istikrar talebi demokratik özgürlüklerden daha ağır basabilmektedir.
Bu ilginç buluşma geçenlerde Beyaz Saray'da sergilendi.
Trump'ın pohpohlanmaktan çok hoşlandığını bilen ve aynı nitelikleri paylaşan Bukele Oval Ofis'teki gazetecilere medyanın niçin Trump'ın ABD sınırlarını korumaktaki olağanüstü başarısını haberleştirmediğini sordu. Sanki Amerika'nın sınırlarını korumak Bukele'nin umurundaydı.
El Salvador'lu yağcı başkan bununla yetinmedi. Trump'a kabinesindeki kadınların çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programı adına işe alınmadıklarına dair güvence verdi. Trump kıkırdadı ve Bukele'yi harika bir arkadaş olarak nitelendirdi.
43 yaşındaki Bukele suça karşı çok sert duruşu ve sosyal medyayı gösterişli kullanımı nedeniyle MAGA (Amerika'yı Tekrar Büyük Yap) hareketi içinde uzun zamandır etkiliydi ve son zamanlarda Trump'ın en yakın ve kullanışlı müttefiki oldu.
Trump yönetimi son iki ayda Tren de Aragua çetesi üyesi olduğunu iddia ettiği yüzlerce Venezuela'lıyı 1789'da kabul edilen ve şimdiye dek yalnızca üç kez kullanılmış olan Yabancı Düşmanlar Yasası uyarınca El Salvador'a sınır dışı etti. Bukele onları çete üyeleri için inşa edilen dev bir hapishaneye, kısa adı CECOT olan Terörizm Hapis Merkezine yerleştirdi.
Bu arada Bukele'nin sadece altı milyon dolar karşılığında ülkesinde ABD'nin gardiyanlığını yapmayı kabul ettiğini belirtmem gerek. Bu para bizlere çok büyük bir meblağ gibi gelebilir. Ancak ülke bazında bence çerez parasıdır. Kristi Noem yazımda onunla İstanbul'da kaç ev satın alınabileceğini sizlere sormuştum. Bukele Amerikalıları daha fazla silkeleyebilirdi. Belki de müşterinin ayağını alıştırma hesabı vardır.
İki otoriter başkanın aralarında anlaştığı bu düzene ABD'deki mahkemelerde itiraz edildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü 238 Venezuela'lının keyfi olarak gözaltına alındığını söyledi. Bunlarından birkaçından başka Trump'ın iddia ettiği gibi ağır ve şiddet içeren suçlar işlediğine dair bir kanıt yoktu. Bloomberg'e göre bunların sadece yüzde 5'i ciddi suçlara bulaşmıştı.
ABD Yüksek Mahkemesi Trump yönetiminin Yabancı Düşmanlar Yasası'nı kullanmasına izin verdi, ancak bunun anayasanın 14. ek maddesinde belirtilen yasal süreç kapsamında olması gerektiğine ve sınır dışı edilenlere buna itiraz etme fırsatı verilmesi gerektiğine hükmetti. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi.
Maryland'de oturan El Salvador kökenli Kilmar Abrego Garcia Trump yönetiminin mahkemeleri bypass etme çabası bağlamında çıkarılan karambolde yanlışlıkla sınır dışı edildi. Tutucuların çoğunlukta olduğu ABD Yüksek Mahkemesi hatayı kabul etti ve yönetime onun ABD'ye dönüşünü "kolaylaştırma" emrini verdi. Trump'ın emrinden çıkmayan Adalet Bakanlığı da bu muğlak ifadeden yararlanarak hiçbir şey yapmadı.
Bukele'ye Kilmar'ın geri gönderilip gönderilmeyeceği sorulduğu zaman ABD'ye bir teröristi sokmayacağını söyledi.
Genellikle yüzde 90'ın üzerinde inanılmaz kamuoyu onayı oranlarına sahip olan Bukele'yi kendi deyimiyle "dünyanın en popüler diktatörü" yapan kripto değil, yargı sürecinin ve varsayılan suçluların haklarının unutulduğu suça yönelik acımasız savaşıdır.
Nayib Bukele Latin Amerika’nın geleneksel siyasetine meydan okuyan, suçla mücadelede sert ancak etkili yöntemler benimseyen ve aynı zamanda demokratik normları esneten ve çiğneyen bir figürdür. Onun liderliği bir yandan halkın güvenlik ve istikrar arayışına cevap verirken diğer yandan otoriterleşmeyi de beraberinde getirmektedir.
Bukele’nin uzun vadede El Salvador’u nereye götüreceği belirsizdir. Ancak şu bir gerçek ki o 21. yüzyıl siyasetinde popülizm, teknoloji ve otoriterlik arasındaki ince çizgide yürüyen bir lider olarak tarihe geçecektir.
Nayib Bukele'yi bir kahraman ya da diktatör kalıplarına sıkıştırmak kolaydır, ama belki de o çağımızın çelişkilerinin bir yansımasıdır.
El Salvador onun liderliğinde bir dönüşüm yaşamaktadır. Bu dönüşümün sonu ya ilham verici bir başarı öyküsü ya da sert bir çöküş ve uyanış olacaktır.
Latin Amerika'da başarı öyküleri oldukça enderdir.
Mehmet Ali Çiçekdağ kimdir?Prof. Dr. Mehmet Ali Çiçekdağ İstanbul'da doğdu. Sankt Georg Avusturya Lisesini ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. İki yıl Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesinde asistanlık yaptıktan sonra burslu olarak ABD'ye gitti. California Üniversitesi'nin Santa Barbara kampüsünde siyaset bilimi dalında yüksek lisans ve doktora yaptı. 40 yıldan fazla ABD'de kalan Çiçekdağ çeşitli üniversitelerde Amerikan politikası, uluslararası ilişkiler ve mukayeseli devletler dersleri verdi. Çiçekdağ'ın ikinci uzmanlık alanı Yabancı Dil Eğitimi ve Dilbilimidir. Monterey Institute of International Studies'ten eğitim dalında ikinci bir M.A. aldı. Defense Language Institute'te Akademik Eğitim ve Geliştirme bölümünün başkanlığını ve Türkçe Bölümünün başkanlığını yaptı. 1980'lerde Boğaziçi Üniversitesinde Siyaset ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tam zamanlı öğretim üyeliği yapmış olan Çiçekdağ, bugünlerde aynı bölümde yarı zamanlı olarak Amerikan Politikası dersleri veriyor. T24'te siyaset ve müzik yazıları yazmayı seviyor. |
Hayat kötü tercüme için çok kısadır. Rol modelim Atatürk'ten sonra Hasan Ali Yücel. Her insan cenneti ve cehennemi kendi içinde taşır. Asıl delilik hayallerimizden vazgeçmektir. Güzellik lanetlidir. Sanat zehirlidir. Güzelliğin büyüsüne kapılmak ve zamansız kalma arzusu ruhu çürütür. Hayallerimizi ve düşüncelerimizi bizden alamazlar...
Büyük Birader seni izliyor. Düşünce polisi her yerde. Nelere kadirdir bir yemek? Hangi baharat kılavuzdur kalbe giden yola? Şan ve şerefle kandırılıp ölüme gönderilen piyonlar. Yalnızlık kader midir? Kapitalizmin acımasız yüzü. Mutluluk rahatlık uğruna özgürlükten vazgeçmek midir? Gerçeğin canı cehenneme, bana hayallerimi verin. T24 okuyucularının 104 roman tavsiyesi...
Yumuşak güç sert güçten daha ucuz. Komodor Perry Japonya'yı dış ticarete açıyor. Missouri zırhlısı İstanbul'da, genelev kızları hamamda. Obama torunuma mektup yazıyor. Askerle toprak almak kolay, ama kalpleri kazanmak için bir hikâye gerek. İkiyüzlü kültürel Truva atı…
© Tüm hakları saklıdır.