09 Eylül 2014

Can ucuz rezidans pahallı

Bir işçi diyor ki; Burada her şey için para var. Demir için para, kum için, beton için para var. Sadece işçi için bulunmaz.

“Burada her şey için para var. Demir için para, kum için, beton için para var. Sadece işçi için bulunmaz. Hangi firmaya giderseniz gidin bu böyledir. Onlar için bizim hiçbir değerimiz yok. Veli gider Ali gelir” 10 kişinin asansörden yere çakılarak can verdiği plazaların harcını karan işçilerden birinin söylediği bu sözler bizim gördüğümüzden öte onların ne yaşadığını anlatıyor.

Bu da unutulur diyor içlerinden biri. “Altı ay önce burada bir işçi öldü, unutuldu. Bunlar da unutulacak….”

Doğru UNUTULACAK…

Ağustos ayında iş cinayetlerinde 158 kişi yaşamını yitirdi. Bunlar belirlenen daha doğrusu bilgisi verilen sayılar. Hiçbir güvencesi olmadan çalışan ve yaşamını yitiren kaç işçi var bilmiyoruz. Ama iş cinayetlerinde Avrupa'da 1. dünya sıralamasında 3. Ülkeyiz. Ve Avrupa birinciliğini kimseye kaptırmaya niyetimiz yok. Dün Soma, bugün Torunlar İnşaat. Ve evet unutulacak.

Nisan ayında aynı yerde ölen 19 yaşındaki işçi Erdoğan Toprak’dan sonra gerekli önlemler alınmış olsaydı, 10 işçi ölmeyecekti. Tıpkı Soma’dan sonra önlem alınsa Şırnak’ta madencilerin ölmeyeceği gibi…

Unutulacaklar…

6 Eylül akşamı bir plaza inşaatının 32. Katından asansörle yere çakılarak bağıra bağıra düşen ve düşerken birbirine sarılan inleyerek ölen işçiler unutulacak… Sadece Eylül ayında ölen işçiler listesinde bir rakam olarak yer alacak. İşçilerin canı istastistiki bir bilgi… Rezidanslarsa göğe yükseliyor…

Unutulacaklar… Çünkü ölü evinde uyumaktan korkanlar, mezarlıktan geçerken ıslık çalanlar hayallerindeki o evlerde oturmak için bir avuç para vermeye devam edecek. Torun Center, toplam 11 işçinin can verdiği rezidansları "İhtişamın merkezinde yaşamak ayrıcalıktır" sloganıyla satıyormuş.  O evleri alanlardan hiç biri ”11 işçinin can verdiği yer mezarlıktır. Bu evi almıyorum” demeyecek…

Unutulacaklar… Çünkü işçilerin çalışma koşullarını sadece iş cinayetlerinde hatırlayan politikacılar, herhangi bir mesele için kopardıkları kıyameti çalışma koşulları için çıkarmayacaklar…

Unutulacaklar… Çünkü sendikalar birkaç basın açıklaması yapıp olayı protesto etmekten başka bir şey yapmayacak. 10 işçinin bir anda kalbinin durduğu ülkede hayatı durdurmak için adım atmayacaklar…

Unutulacaklar…  Çünkü birlikte çalıştıkları işçiler evlerine ekmek parası götürmek için patrondan iş güvencesi isteyemeyecekler. İstediklerinde “beğenmiyorsan çalışma diyecek” patron Ali gitti Veli gelecek…

Ve 10 işçinin öldüğü Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Aziz Torun’un, cinayeti "sektörel kaza" deyip işçileri suçlayabilecek cüreti kendinde bulduğu için unutulacak işçiler.

Madenci ölümleri için “bu işin fıtratında var” diyen Erdoğan’dan sonra “Helal rızık için 32.kata çıkıp vefat eden kardeşlerimize Fatiha okuyalım" deyip meseleyi Allah’a havale eden bir başbakan olduğu için unutulacaklar.

İşçilerin can güvenliği için aylarca kılını kıpırdatmayan devlet 10 kişinin ölümünden sonra rezidansı korumak için önüne yüzlerce polis ve TOMA dikildiği için unutulacaklar.

O inşaat belki bir ay duracak. Sonra o binalar yükselmeye devam edecek. 57 katlı, 30 katlı başka başka binalar dikilecek. Göğe yakın oturmak isteyenler avuç avuç paralar saçarak o evleri almaya devam edecekler.  Burada işçiler nasıl çalıştırılıyor acaba diye sormak akıllarına gelmeyecek. Tıpkı Marmara Park AVM'ye alışveriş etmeye gidenlerin 11 işçinin yanarak öldüğünü unuttukları gibi.

İşçilerden birine bu elveren birinde yaşamaya hayal ettin mi hiç diye sordum acı acı gülümsedi. “Nerde abla” dedi. Ölüm pahasına çalışıyorsunuz ama burada dedim. “Ne yapalım işimiz bu” dedi. İşçilerin canı içinde yaşamayı hayal bile edemedikleri evlerin harcına karışıyor. Can ucuz… Rezidans pahallı…

Unutulacaklar

Binlerce işçinin ölümüne rağmen güvenlik önlemleri almayan patronlara hiçbir yaptırım uygulanmadığı için yeni ölümler olmaya devam edecek. Yanı başımızdaki bir binadan başka bir işçi düşecek. HES’de çalışan işçi barajda boğulacak, madenci göçük altında kalacak, mevsimlik işçileri taşıyan traktör kaza yapacak. İşçiler ölecek… Yanarak, ezilerek, düşerek, parçalanarak… Evet korkunç değil mi… Bir an için kendi bedeninizin parçalandığını, kendi evladınızın düştüğünü aklınıza getirin güzel değil…Ama devlet yetkilileri onları “şehit” ilan edecek, arkalarından Fatiha okumayı salık verip “güzel öldüler” diyecek…

Unutulacaklar…

Bugün Torunlar Rezidans önünde yüzbinler olmadığı için işçiler yanarak, düşerek, ezilerek, parçalanarak ölmeye devam edecek.

Peki biz, bizi hayallerimizdeki evlere, yollara, köprülere kavuştururken can veren insanları unuttuğumuz için ne zaman utanacağız?

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tekli koltuk

Hanımlar, beyler! O koltuklardan kalkıp aramıza katılın. Katılın ki neler söylediğimizi, neler yaşadığımızı, ne istediğimizi, neyi savunduğumuzu ve ne yapabileceğimizi görüp duyun. Tartışın, konuşun, birlikte karar verin yani çoğalın. Çünkü birlik olmak tek olmaktan büyüktür. Ne kadar rahat olursa olsun, tekli koltuk kanepeden hep küçüktür

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

"
"