08 Haziran 2025

İstanbul’da sivil toplum ve kurumsal siyasetin buluşma ağı, kent konseyi

Kenti dert edinen İstanbullular için alternatif bir sivil alan...

Fotoğraf: Itır Akdoğan

Bir havuz iki mimar

Bir yüzme havuzu. Bu havuz, İstanbul Florya’da, Atatürk Ormanı’nda. 100 bin metrekare yeşil, sit alanda, belediye başkanları ve parti il yöneticileri için tasarlanmış yazlık villalarda yaşayan, 14 ailenin kullanımında. Havuzun ilerisinde müstakil başka bir bina, bir mimarın hobi odası olarak ayrılmış. Bu mimar, İstanbul’u 2003-2017 arasında yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi belediye başkanı Dr. Kadir Topbaş.

31 Mayıs 2025’te İstanbul Kent Konseyi’nin (İKK) kurucu başkanı Tülin Hadi, konseyin 3. dönemine girilen genel kurulunda 400’e yakın sivil toplum örgütü delegesine hesap veriyor. 2019’da kurulduğundan bu yana sivil toplumun ve belediyenin demokratik dönüşümü için yapılanları anlatıyor. Ezici çoğunlukla yeniden başkan seçilen Tülin Hadi, mimar. Konuşmasını, aynı havuzun dibinde, kıyafetleriyle yapıyor.

2019’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yönetim değişikliği ardından, AK Parti döneminde Florya’da oluşturulan bu kapalı yazlık site İstanbulluların erişimine açılmak üzere dönüştürülüyor. Başkan lojmanı dahil tüm villalar boşalarak İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) çalışma ofisleri, ortak alan, kafeterya gibi işlevler kazanıyor. İlk mimarın hobi odası toplantı salonu oluyor. 1000 metrekarelik yüzme havuzu ise formu, malzemeleri ve adı korunarak yine kamuya açık bir etkinlik alanı olarak düzenleniyor. İşte İKK 3. dönemine, diğer mimarla, bu havuzda giriyor.

İstanbul Kent Konseyi nedir?

19 Ekim 2019’da kurulan İKK, sivil toplum ve kurumsal siyasetin, yani dernek, vakıf, meslek örgütü, üniversite, yurttaş toplulukları, örgütsüz bireyler, belediyeler, muhtarlar ve merkezi yönetim kurumlarının buluştuğu bir kent ağı. Kentin sorunlarını ve çözümlerini bir araya gelerek tartışan, uygulamaya geçmesini sağlayan ve bu süreçleri izleyen bir demokratik yönetişim mekanizması.

İKK’nın 42 asıl 42 yedek üyeden oluşan yürütme kurulu listesinde temsil edilen sivil toplum örgütlenmelerine göz atıldığında İstanbul’un öne çıkan meselelerinin neler olduğu da hızlıca görülmüş oluyor. Bunun yanında İKK’da kadın, genç ve çocuk meclisleri ve depremden denizciliğe, göçten iklim krizine, kültürel mirastan tarım, gıda, su ürünlerine uzanan çeşitlilikte halen 21 çalışma grubu bulunuyor.

Kentte katılımcı demokratik yönetimi güçlendirmek üzere Türkiye’de 1994’ten bu yana uygulanan kent konseyi modeli, 2006’da Belediye Kanunu’na da girdi. İlk kuruluşu, belediye başkanının çağrısıyla olsa da kent konseyleri belediyenin bir birimi değil, tüm kent paydaşlarının ama ağırlıklı olarak sivil toplum öğelerinin buluştuğu, tüzel kişiliği olmayan bir sivil ağ.

Belediye kanununa girmesinden sonra bile bir mimar, belediye başkanlığı döneminde bu demokratik mekanizma için çağrı yapmazken, 2019’da yönetime gelen Ekrem İmamoğlu’nun çağrısıyla kurulan İKK’nın başkanı diğer mimar, kamuya açılan havuzda, bir cumartesi sabahı bu alanı kapasitesinin üstünde dolduran kent paydaşı ağına, dilimizin cilvesiyle, belki kent paydaşı havuzuna sesleniyordu. Havuz artık 14 ailenin kapalı kullanımında değil, o sabah yüzlerce sivil toplum delegesinin yerel demokrasi için kamusal kullanımındaydı.

İstanbul Kent Konseyi’nin demokratik işlevi nedir?

İKK başkanı Tülin Hadi, kent konseyinin demokratik işlevini üç eksende tanımlıyor: sivil alan ve kurumsal siyaset kurumları (belediye, muhtar, merkezi yönetim kurumları) arasında köprüler kurmak, kolaylaştırıcılık yapmak; yeni fikirler ve uygulamalara yönelik yaratıcılığa alan açmak; etkili izleme ve değerlendirme yapmak.

İKK bu çerçevede, örneğin karar alıcılarla çocukları “İstanbul Çocuklara Soruyor”, “İstanbul Çocukları Dinliyor” ve “Çocuklar İstanbul’u İzliyor” uygulamalarıyla buluşturuyor. Gençlerin liderlik potansiyelini keşifleri ve yönetim süreçlerini öğrenmelerini kolaylaştırmak için İKK Gençlik Meclisi, 3 yıldır Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı İstanbul Belediye Meclis Simülasyonu düzenliyor.

Sivil toplumun bütçe süreçlerine katılımını kolaylaştıran Katılımcı Bütçe uygulamasına geçilmeden, İKK, İBB ve İPA’yı da dahil eden bir uzman ağıyla birlikte dünya örneklerini araştırıyor. İBB’ye önerdiği model üzerine hayata geçen Bütçe Senin uygulamasında sivil toplum katılımı için fikir maratonları düzenliyor. Bu katılım aracı ile bir yandan İstanbullular kent bütçesinde söz sahibi olurken bir yandan da belediyenin farklı birimleri sivil toplumla ilk defa bu teknik alanda bir arada çalışıyor.

İstanbulluların mahalle ölçeğinde seslerini duyurabilmeleri için birçok ilçede özgür ve samimi ortamlarda sorun ve önerilerin dile getirilebildiği Katılım Kafeler düzenleniyor.

Bir başka somut örnek ise, Piyalepaşa bostanlığı. Tarihi bostanlığın planlanması başta yurttaşlar ve belediye arasında çatışmaya yol açabilecek bir süreçti. İKK her iki tarafı birbirini dinlemeye, anlamaya ve birlikte çözüm bulmaya alan açtığı kolaylaştırıcılığı sayesinde, her iki tarafın da tanıştığı, öğrendiği, düşündüğü ve birlikte herkes için uygun olan kararı aldığı demokratik bir sürece çeviriyor. Uluslararası toplantılarda paylaşılmaya davet edilen bu çatışma çözümü örneğiyle sivil toplum ve belediye birlikte karar alıp uygulamayı öğrenerek, demokratik dönüşümü yaşıyor.

Kenti dert edinen İstanbullular için alternatif bir sivil alan

İKK, kent yöneticilerini ve kurumsal siyaset dışında kalan tüm paydaşları birbiriyle buluşturan, karşılıklı dinlemeyi, kenti birlikte anlamayı ve sorun alanlarını birlikte tartışarak çözmeyi kolaylaştıran katılım araçlarını geliştirmeye odaklanıyor.

Bu yolla İKK, İstanbullulara kendilerini ifade edebilecekleri, kamu kaynaklarını ve kenti planlayanlarla bir araya gelebilecekleri, kendileri gibi olmayan diğer İstanbullularla tanışabilecekleri, kent yönetiminde söz sahibi olabilecekleri özgür, sivil bir alan açıyor.

Yerel demokrasinin sıkıştığı bu dönemde, ben de İstanbul için sesimi çıkarmak istiyorum ama siyasi parti, dernek, vakıf ortamlarına girmek istemiyorum, daha özgür bir alanda, karar alıcılarla buluşup, yaratıcı işler önermek, hatta birlikte yapmak ve yapılan işlerin kenti nasıl iyileştirdiğini birlikte değerlendirmek istiyorum diyenler için İKK alternatif bir sivil alan açıyor. Bu alan kentini sahiplenen, dert edinen, söyleyecekleri olan tüm İstanbullulara açık.

Ne kadar çok farklı bilgi, deneyim ve ihtiyacı olan İstanbullu bu kent ağında yer alırsa bu sivil alan o kadar güçlenebilir ve İstanbul’da hayat o kadar daha keyifli olabilir.

Itır Akdoğan kimdir?

Itır Akdoğan, Notre Dame De Sion Fransız Lisesi’nin ardından Galatasaray Üniversitesi’nde iletişim lisansı, Université Libre de Bruxelles’de (ULB) uluslararası politika yüksek lisansı ve Helsinki Üniversitesi’nde sosyal bilimler doktorası yaptı.

Finlandiya Adalet Bakanlığı ile Kuzey Avrupa, Almanya Uluslararası İşbirliği Kurumu GIZ ile Afrika’daki projelerle uluslararası e-demokrasi danışmanıdır.

Dijital Politik Fanteziler kitabının yazarıdır. Akademik çalışmalarını e-demokrasi alanında devam ettirmektedir.

Itır Akdoğan 2015’den bu yana TESEV’in Araştırma Direktörüdür.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Klementinum’dan Slavia’ya teknolojiden korkmama kılavuzu

Kitleler şimdilik sanki yapay zekanın en cazip ve kolay kullanımı olarak bu devir işini yapıyormuş gibi duruyor. Herkes bireysel seçimlerinin sonucunu yaşayacak. Ancak kamu politikası ve bütçesi söz konusu olduğunda karar alıcıların dikkatli düşünmesi gerek

Üniversite-belediye iş birliği kaygılı gençlere umut olabilir mi?

Boğaziçi Üniversitesi’nin 4 buçuk yıldır yaşadığı kabul edilemez süreçte İBB’nin Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin kamuoyunu aydınlatmak için düzenledikleri etkinliğe mekanını açması demokrasi için bir dayanışma örneği

Radyosunun mu sesi olmak?

Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık radyolara, bu ilkeyi kendine şiar edinmiş Açık Radyo’ya ihtiyacımız var. İnsanların onun sesi değil onun insanların sesi olmaya devam etmesine ihtiyacımız var

"
"