Eyy Erdoğan!
Yine efelenmeye başladın.
Zaloğlu Rüstem gibi
yedi düvele pala sallıyorsun.
Üslubun yerlerde sürünüyor.
Ne yazık ki öyle.
Seviyeyi hiç bu kadar düşürmemiştin.
Şimdi de TÜSİAD'a babalanıyorsun:
Sizin cinsinizi de,
cibiliyetinizi de iyi biliyoruz.
Bizimle mücadele edemezsiniz.
Eyy Erdoğan!
Geçmişte de TÜSİAD'ı "ihanet"le suçlamıştın.
Daha çok yatırım yapılsın,
dışarıdan daha çok sermaye gelsin diye
daha çok hukuk isteyen TÜSİAD başkanlarını,
kantarın topuzunu kaçırıp,
"vatan haini" ilan etmiştin.
Bu köşede 25 Ocak 2014 tarihli yazımı hatırlıyorum:
Erdoğan’daki tek adamlık yönelişleri
suyun yüzüne vurdukça,
aklı başında insanlar iyi niyetle uyardı.
Aman dikkat,
siyasal alanda uç veren istikrarsızlık böyle giderse,
ekonomik istikrar da bundan olumsuz etkilenir, dendi.
Şimdi Erdoğan’ın sözleri odamda çınlıyor:
Eyy TÜSİAD!
Yaptığın vatan hainliğidir.
Hiç utanman sıkılman yok mu? Karşında artık bizi bulacaksın!
Evet, Erdoğan karşısında
kendisine sadece biat edenleri
görmek istiyor. Çatlak ses istemiyor.
Kendisini eleştirenleri,
kendisine muhalefet edenleri,
darbeci ilan ederek,
komplocu ilan ederek,
dış güçlerin işbirlikçisi ilan ederek,
paralel devletçi ilan ederek
çıkmazdan kurtulacağını sanıyor.
Hâlâ farkında değil.
"Tek adamlık"la her geçen gün
Türkiye’nin önünü tıkayacağını
görmüyor, anlamıyor Erdoğan.
Eyy Erdoğan!
Bu satırlar yedi yıl öncesinin.
Bugün yaşanmakta olan ekonomik çıkmaz
çok daha derin.
Dolar karşısında para pul oluyor.
Enflasyon canavarlaşıyor.
Fiyatlar aldı başını gidiyor.
Hayat pahalılığı korkunç.
İşsizlik büyüyor.
Pazarda filenin dolmadığı,
mutfakta tencerenin kaynamadığı
zamanları yaşamaya başladık.
Eyy Erdoğan!
Galiba farkında değilsin.
"Realite"den koptun gittin.
Piyasanın sopası dan dan kafana vuruyor,
ama uyanmıyorsun.
Gerçekler karşısında sen hala dine,
İslam'a sarılıyorsun.
Şu sözlerin acıklı:
Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz.
Benden başka bir şey beklemeyin.
Bir Müslüman olarak
naslar neyi gerektiriyorsa,
onu yapmaya devam edeceğim.
Hüküm bu.
Eyy Erdoğan!
Hiç bu kadar açık sözlü olmamıştın.
Uzun yıllar önceydi.
14 Temmuz 1996'da,
Nilgün Cerrahoğlu'nun teybine
Milliyet'te çıkan şu cümleyi söylemiştin:
Referansımız İslam'dır.
Referansımıza ters
hiçbir şey yapmak
ve yaşamak istemiyoruz.
Eyy Erdoğan!
Yolun açık olsun.
Ama şunu iyi bil:
Ekonomik realiteleri
"İslam'ın ipine sarılarak"
değiştiremezsin.
Anlaşılan o ki,
bu acı gerçeği görmüyorsun.
Ama ne yaparsan yap
çöküşünü durduramayacaksın.
Bu memleket seni seçim sandığında
kapının önüne koyacak,
hadi bakalım güle güle diyecek.
Hukuk ve demokrasi
yoksunu bir iktidara bu memlekette
halkın oyuyla son verilecek.
Ve Türkiye,
otoriter bir tek adam rejiminin
defterini seçim sandığında dürerek
demokrasi açısından dünyaya örnek olacak.
Eyy Erdoğan!
Son olarak altını çiziyorum:
Halkın oyuna, iradesine
sakın ola direnmeye kalkma!